ÖREKE ile Oluşan Kelimeler (ÖREKE Kelime Türetme)
ÖREKE harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. ÖREKE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Öreke kelimesinin anlamı nedir? İçinde öreke olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
ÖREKE11
4 Harfli Kelimeler
KÖRE10, ÖREK10, EREK4, ERKE4, KERE4
3 Harfli Kelimeler
KÖR9, ÖKE9, ÖRK9, ERK3, EKE3, KER3
2 Harfli Kelimeler
EK2, ER2, KE2, RE2
EK
-
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
Yazının ekleri.
-
Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave
Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.
- Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
- İki borunun birbirine birleştirildiği yer
-
Eklenmiş, katılmış
Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner
- Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika
Ata Sözleri ve Deyimler
- ek bent olmak
- ekini belli etmemek
Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri
ER
-
Erkek
Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır. - Tarık Buğra
-
İşini iyi bilen, yetenekli kimse
Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister. - Nurullah Ataç
- Kahraman, yiğit
-
Rütbesiz asker, nefer
Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır. - Salâh Birsel
- Koca
Ata Sözleri ve Deyimler
- ere gitmek (veya varmak)
- ere vermek
- erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
- erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
- er kocar, gönül kocamaz
- er lokması er kursağında kalmaz
- er olan ekmeğini taştan çıkarır
- er oyunu üçe kadar
Birleşik Kelimeler: erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri
-
Erken
Er sabah kalktım ki sular çağlıyor - Halk türküsü
Birleşik Kelimeler: er ekmeği, er geç
- Erbiyum elementinin simgesi
KE
- Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu
RE
- Türk alfabesinin yirmi birinci harfinin adı, okunuşu
- Gam (II) dizisinde do ile mi arasındaki ses
- Renyum elementinin simgesi
ERK
- Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
- Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz
- Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya yeteneği
Birleşik Kelimeler: anaerki, ataerki, bey erki, din erki, el erki, soylu erki, takım erki, varsıl erki, yargı erki, zengin erki
EKE
- Büyük, yetişkin, yaşlı, kart
- Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk
KER (Kelime Kökeni: Farsça ker)
- Kuvvet, kudret
Birleşik Kelimeler: kerli ferli
EREK
-
Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef
Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur. - Azra Erhat
Birleşik Kelimeler: erek bilimi
ERKE
- Enerji
- Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü
KERE (Kelime Kökeni: Arapça kerre)
-
Kez, yol, defa, sefer
Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: bin kere, bir kere, kırk kere, milyon kere, otuz kere, yüz kere
KÖR (Kelime Kökeni: Farsça kūr)
- Görme engelli
-
Keskinliği yeterli olmayan
Günün birinde ihtiyar çoban koyunun birini kör bir makasla kırkıyordu. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu
-
Az aydınlık veren
Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu. - Mahmut Yesari
-
Kötü
Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan
Kör sokak.
- Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan
-
Duyarlığını yitirmiş
Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- kör değneğini beller gibi
- köre renkten bahsolunmaz
- kör görmez, sezer
- kör itin öldüğü yer
- kör kör parmağım gözüne
- kör kurttan bile vazgeçmemek
- körler mahallesinde ayna satmak
- körler memleketinde şaşılar padişah olur
- körle yatan şaşı kalkar
- kör olası (veya olasıca veya olsun)
- kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur
- kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın
- kör satıcının kör alıcısı olur
- körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz
- körün taşı
Birleşik Kelimeler: körağaç, kör alan, kör baca, kör bağırsak, kör boğaz, kör çapa, kör dövüşü, kör duman, kördüğüm, körebe, kör fare, kör hat, kör kadı, kör kandil, kör kaya, kör köstebek, kör kurşun, kör kuyu, körkütük, kör nişancı, kör nokta, kör ocak, köroğlu, kör sıçan, kör şans, kör şeytan, kör talih, kör tapa, kör topal, kör uçuş, kör yılan, körü körüne, bakar kör, elinin körü, gecenin körü, renk körü, üstünkörü, sabahın körü
ÖKE
- Deha sahibi kimse, dâhi
ÖRK
- Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük
KÖRE (Kelime Kökeni: Farsça kūre)
- Karınca yuvası
- Demirci körüğünün, kömürlerin yandığı bölüme açılan deliği
ÖREK
- Duvar