ÖRDEKBAŞI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ÖRDEKBAŞI harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli ÖRDEKBAŞI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KÖŞE13, BÖKE12, BÖRK12, ÖBEK12, KÖRE10, ÖREK10, BREŞ9, ARIŞ8, AŞIK8, AKIŞ8, BADE8, ŞIRA8, ARŞE7, BARI7, BAKI7, DARI7, KREŞ7, KADI7, KAŞE7, RAŞE7, ŞARK7, BARK6, BEKA6, BERK6, DERK6, KABE6, ARIK5, IRAK5, KARI5, RAKI5, KARE4

KARE (Kelime Kökeni: Fransızca carré)

[isim]

[matematik]

  • Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba

[sıfat]

  • Bu biçimde olan

    Kare masa.

  • İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi

    Kare as. Kare kız.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-in karesi
  • karesini almak

Birleşik Kelimeler: kare kare, karekök, birimkare, kilometrekare, metrekare, tamkare

ARIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Ark

    Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk

  • Fide veya fidan dikilen yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık çekmek

[sıfat]

  • Zayıf, cılız, kuru, sıska

    Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık ata kuyruğu da yüktür
  • arık etten yağlı tirit olmaz
  • arık öküze bıçak çalınmaz

IRAK

[sıfat]

  • Uzak

    Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırak yerin haberini kervan getirir

Birleşik Kelimeler: ırakgörür

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri

KARI

[isim]

  • Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce

    Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık

[kaba konuşmada]

  • Kadın

    Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]

  • Yaşlı, ihtiyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karı gibi
  • karının saçlısı, tarlanın taşlısı
  • karısının üstüne evlenmek

Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı

RAKI (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳī)

[isim]

  • Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu

    Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: rakı âlemi, rakı bardağı, rakı meclisi, ayazlandırılmış rakı, boğma rakı, düz rakı, ardıç rakısı, erik rakısı, sakız rakısı

BEKA (Kelime Kökeni: Arapça beḳā)

[isim]

[eskimiş]

  • Kalıcılık, ölmezlik

    Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beka bulmak

BERK

[sıfat]

  • Sert, katı
  • Sağlam

DERK (Kelime Kökeni: Arapça derk)

[isim]

[eskimiş]

  • Anlama, kavrama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derk etmek

KÂBE

[isim]

[din bilgisi]

  • Mekke'de bulunan, Müslümanlarca kıble olarak kabul edilen ve hac ibadeti yapılırken tavaf edilen kutsal yer

[mecaz]

  • Bir kimsenin taptığı, kutsal saydığı yer

ARŞE (Kelime Kökeni: Fransızca archet)

[isim]

  • Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay

[müzik]

  • Keman yayı

BARI

[isim]

[halk ağzında]

  • Çit

BAKI

[isim]

[coğrafya]

  • Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu

    Bu dağın bakısı güneye doğrudur.

  • Denetleme

[halk ağzında]

  • Fal

DARI

[isim]

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerden, kuraklığa dayanıklı bir bitki, akdarı (Panicum miliaceum)
  • Bu bitkinin buğday yerine besin olarak kullanılan tohumu

[halk ağzında]

  • Mısır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • darısı ... başına (veya darısı başına)
  • darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz

Birleşik Kelimeler: akdarı, ballıdarı, cin darısı, Hint darısı, karaca darısı, süpürge darısı

KREŞ (Kelime Kökeni: Fransızca crèche)

[isim]

  • Çocuk yuvası

KADI (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḍī)

[isim]

[tarih]

  • Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadı anlatışa göre fetva verir

Birleşik Kelimeler: kadıboğan, kör kadı, köşe kadısı