ÖNGÖRÜLMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÖNGÖRÜLMEK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli ÖNGÖRÜLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖMÜK18,
ÜLKER
- Boğa takımyıldızı sınırları içinde bulunan, yedi parlak yıldız ve etrafındaki gaz katmanı ile güzel görünüm veren yıldız kümesi, Yedikızkardeş, Süreyya, Pervin
LÜMEN (Kelime Kökeni: Fransızca lumen)
- Işık şiddeti 1 mum olan, eşit dağıtımlı bir nokta kaynağının 1 steradyan içine yayımladığı ışık akısı
Birleşik Kelimeler: lümensaat
ÜRKME
- Ürkmek işi, tevahhuş
ÜNLEM
- Türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! şak, çat vb
- Ünlem işareti
Birleşik Kelimeler: ünlem işareti
ÖRNEK
-
Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model
Mehmet Akif'in yetişmesi, gençlere bir örnek olarak anlatılmaya layıktır. - İbrahim Alâeddin Gövsa
-
İncelemek veya denemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune
Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şeyin benzeri, tıpkısı, kopyası, misil
Bu yapının bir örneği daha yoktur.
- Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal
-
Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma
Onların özü sözü birdir. Hayatları bizim için örnektir. - Nazım Hikmet
-
En iyi biçimde olan
İşte örnek bir kadın! Her şeyi biliyor ama horozlanmıyor!.. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- örneğini almak
- örneğini çıkarmak
- örnek almak
- örnek olmak
- örnek oluşturmak
- örnek vermek
Birleşik Kelimeler: bir örnek, ilk örnek, kök örnek, tek örnek, şal örneği
ÜLGER
- Şeftali vb.nin üzerinde bulunan ince tüy
- Hav (I)
- Özdeyiş
GÜLME
-
Gülmek işi
Turist Ömer gülmeyi unutmamış, horlandıkça iyimserliği pekişmiş bir kesimin simgesidir, lümpenin çaresizliğidir. - Selim İleri
-
Kahkaha
Leylâ, çayırın öbür ucuna kaçarak içinden gelen gülmeleri bastırmaya çalışır. - Salâh Birsel
ÖRMEK
-
İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak veya geçirerek işlemek veya tezgâhta dokumak
Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o! - Sait Faik Abasıyanık
-
Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak
Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm. - Burhan Felek
-
Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak
Kız saçlarını örmüş.
-
Duvar yapmak veya onarmak
Bu duvarı iki günde ördüler.
-
Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak
Bu yeni zevke göre şiir ve nesir örenler yok. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak
Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz. - Abdülhak Şinasi Hisar
ÖNLEM
-
Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir
Fakat anladığına göre, bu önlemlerin hepsi de yetersiz kalmıştı. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- önlem almak
ÖLMEK
-
Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek
Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz. - Esat Mahmut Karakurt
-
Bitki, solmak
Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür.
- Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek
-
Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak
Bu usul öldü artık.
Ata Sözleri ve Deyimler
- öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak
- ölenle ölünmez
- ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek)
- ölmek var, dönmek yok!
- ölmüş de ağlayanı yok
- ölüp ölüp dirilmek
- ölür müsün, öldürür müsün?
Birleşik Kelimeler: öle dirile
ÖNLÜK
-
Herhangi bir iş genellikle de yemek yaparken giysi kirlenmesin diye giyilen, boyundan askılı ve bele bağlanan örtü, iş önlüğü
Önünde önlük bağlı, kırk yaşlarında kadar bir kadın geldi. - Memduh Şevket Esendal
- Laboratuvar, tezgâh vb. yerlerde çalışırken giysinin kirlenmemesi için giyilen, gömlek tarzında olup etek boyu uzun olan, genellikle beyaz renkte giysi
- İlköğretim öğrencilerinin giydiği bir örnek giysi
- Küçük çocuklara yemek yedirirken üstlerini korumak için boyunlarına bağlanan örtü
Birleşik Kelimeler: iş önlüğü
KÖMÜR
-
Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar. - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Siyah renkli
Kömür gözlü.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kömür başa vurmak
- kömür gibi
Birleşik Kelimeler: kömür kalem, kömürkayası, beyaz kömür, yağlı kömür, hayvan kömürü, kalem kömürü, kok kömürü, maden kömürü, mangal kömürü, meşe kömürü, odun kömürü, pırnal kömürü, taş kömürü
GÖLEK
- Gölet
ÖRGEN
- Organ, uzuv
GÖRME
-
Görmek işi, rüyet
İnsanın sözünün başkalarına ulaştığını, onlarla buluştuğunu görmesi gönendirici, güzel bir duygu. - Nezihe Meriç
Birleşik Kelimeler: görme açısı, görme engelli, görme gözesi, görme hücresi, anadan görme, sonradan görme