ÖLÇÜNLÜ ile Oluşan Kelimeler (ÖLÇÜNLÜ Kelime Türetme)
ÖLÇÜNLÜ harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. ÖLÇÜNLÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ölçünlü kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
ÖLÇÜNLÜ20
6 Harfli Kelimeler
ÖLÇÜLÜ19
5 Harfli Kelimeler
ÖLÇÜN16
4 Harfli Kelimeler
ÖÇLÜ15, ÖLÇÜ15, ÜÇLÜ11, ÜNLÜ8
3 Harfli Kelimeler
ÇÖL12, ÖLÜ11
2 Harfli Kelimeler
ÖÇ11, ÖN8, ÜÇ7, NÜ4, ÜN4
NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)
- Çıplak
- Çıplak resim
ÜN
- Ses
-
Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan
O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
- üne kavuşmak
ÜÇ
- İkiden sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 3 ve III rakamlarının adı
- İkiden bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- üç aşağı beş yukarı
- üç aşağı beş yukarı dolaşmak
- üç günlük ömür
- üç maymunu oynamak
- üç nalla bir ata kaldı
Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç
ÜNLÜ
-
Ün salmış olan, tanınmış, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar, anlı şanlı
Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de kesinlikle o idi. - Tarık Buğra
- Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan ses, sesli, sesli harf, vokal: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
Birleşik Kelimeler: ünlü benzeşmesi, ünlü çatışması, ünlü kaynaşması, ünlü kısalması, ünlü türemesi, ünlü uyumu, ağızsıl ünlü, bağlayıcı ünlü, dar ünlü, düz ünlü, geniş ünlü, ikili ünlü, ikiz ünlü, ince ünlü, kalın ünlü, kısa ünlü, türeme ünlü, uzun ünlü, üçüz ünlü, yuvarlak ünlü, ağız ünlüsü, bağlantı ünlüsü, geniz ünlüsü, pekiştirme ünlüsü
ÖN
-
Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı
Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - Ahmet Ümit
-
Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı
Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. - Burhan Felek
-
Bir kimsenin ilerisi
Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yakın gelecek zaman
Önümüz kış.
-
Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü
Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa
-
Önce olan, ilk
Ön söz. Ön görüşme.
-
Civar, yöre
Kanlıca önlerine geldiler.
-
Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan
Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- önde gelmek
- öne almak
- öne çıkmak
- öne düşmek
- öne sermek
- öne sürmek
- önü alınmak
- önünde ardında gidilmez
- önüne arkasına bakmadan
- önüne bakmak
- önüne bir kemik atmak
- önüne çıkmak
- önüne dikilmek
- önüne düşmek
- önüne geçmek
- önüne gelen
- önüne geleni kapar, ardına geleni teper
- önüne katmak
- önünü almak
- önünü ardını düşünmemek
- önünü kesmek
Birleşik Kelimeler: ön ad, ön buharlaşma, ön büro, ön alım, ön avurt, önayak, ön ayak, ön belirti, ön bilgi, ön çalışma, ön damak, ön denetim, ön deyi, ön deyiş, ön doğru, ön ek, ön eleme, ön göğüs, öngörmek, öngörü, öngörülmek, ön gösterim, ön gün, ön hekim, ön içki, ön izleme, ön kabul, ön kayıt, ön kesinti, ön kol, ön koşul, ön lisans, ön oda, ön oluş, ön ödeme, ön proje, ön rapor, ön seçici, ön seçim, ön ses, ön sevişme, önsezi, ön soruşturma, ön söz, ön sözleşme, ön şart, ön tasar, ön tasım, ön teker, ön uyum, ön vurgu, ön yargı, ön yaylak, ön yüzbaşı, önden çekişli, önü sıra, önünde sonunda, göz önü, başı önünde, göz önünde
ÜÇLÜ
-
Üç parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden üç tane bulunan, müselles, troyka
Bu üçlü grup merdivenin en üst basamağında öylece duruyor. - Tarık Buğra
- Üç kişiden oluşmuş
- İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde üç işareti veya noktası bulunan kâğıt veya pul
- Üç ses veya çalgı için düzenlenmiş müzik parçası, trio
- Bu parçayı çalan üç kişilik müzik topluluğu, trio
Birleşik Kelimeler: üçlü bahis, üçlü ganyan
ÖLÜ
- Hayatı sona ermiş, artık yaşamıyor olan, meyyit, morto, diri karşıtı
-
Ölmüş insan, mevta, meyyit, müteveffa
Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler. - Halikarnas Balıkçısı
-
Hayvan leşi
Tavuk ölüsü.
-
Gücü az, zayıf
Ölü kandil.
-
Çok durgun, hareketsiz
Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar. - Necati Cumalı
-
Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan
Ölü bir konuşması var.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ölü gibi
- ölü gözü gibi
- ölü gözü kadar
- ölü gözünden yaş ummak
- ölümü gör (veya öp)
- ölüsü bile yetmek
- ölüsü ortada kalmak
- ölüyü güldürmek
Birleşik Kelimeler: ölü açı, ölü açımı, ölü dalga, ölü deniz, ölü dil, ölüdoğa, ölü doğum, ölü doku, ölüevi, ölü fiyatına, ölü helvası, ölü mevsim, ölü nokta, ölü örtü, ölü renk, ölü saat, ölü salı, ölü sessizliği, ölü sevici, ölü sezon, ölü soyucu, ölü top, ölü yatırım, ölü yemeği, ölü yıkama, ölü zaman, ölüsü kandilli, ölüsü kınalı
ÖÇ
-
Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam
Bunda da biraz öç, biraz nispet, biraz kurum arzusu vardır. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- öç (veya öcünü) almak (veya çıkarmak)
ÇÖL
-
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık. - Falih Rıfkı Atay
- Hiçbir şey yetişmeyen, olmayan yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- çöle dönmek
Birleşik Kelimeler: çöl iklimi, çöl tavuğu, kum çölü
ÖÇLÜ
-
Kin ve intikam dolu, öç alma isteğinde olan
Fransız general beyaz at üstünde Galata'dan geçtiği gün, tıpkı 1908 Meşrutiyeti'nin ilk günlerindeki gazete başyazıları gibi hınçlı ve öçlü idi. - Falih Rıfkı Atay
ÖLÇÜ
- Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan
-
Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi
Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür. - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Ölçme sonucu bulunan rakam
Odanın ölçüsü.
-
Belirlenmiş boyut
Elbise ölçüsü. Bel ölçüsü.
- Ölçüt
-
Değer, itibar
Şimdiki ölçülere uymaz bir biçimi vardı. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu
Hiçbir şeyde ölçüyü aşmamalı.
- Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin
- Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ölçü almak
- ölçüyü kaçırmak
Birleşik Kelimeler: ölçü bilimi, bir ölçüde, aruz ölçüsü, hece ölçüsü, uzunluk ölçüsü
ÖLÇÜN
- Standart
ÖLÇÜLÜ
- Ölçüsü alınmış, ölçülmüş
-
Belirli bir ölçüde olan
Ölçülü faiz.
-
Dar
Böyle ölçülü bir açıdan bakınca mahpushanede gidişat iyi sayılır. - Kerim Korcan
-
Dikkatli, düşünerek
Çok ölçülü konuşur ve onun etrafındaki lakırtıları muayyen bir dozu geçmezdi. - Reşat Nuri Güntekin
-
Ilımlı
Rabia ile iki dansımda da gayet ölçülü, vakarlı hareket etmiştim. - Refik Halit Karay
-
Belli bir ölçüye göre düzenlenmiş olan (manzume, düzyazı), vezinli, mevzun
Şiirleri, ölçülü, uyaklı sağlam şiirler. - Necati Cumalı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ölçülü olmak
Birleşik Kelimeler: ölçülü biçili
ÖLÇÜNLÜ
- Standart
Birleşik Kelimeler: ölçünlü dil