ÖLMEZLEŞTİRMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ÖLMEZLEŞTİRMEK harflerini içeren 6 harfli 71 kelime bulunuyor. 6 harfli ÖLMEZLEŞTİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÖZLEME16, ÖZEMEK16, KÖREŞE15, KÖŞELİ15, ÖZELİK15, ÖRTMEK13, ÖMERLİ13, KÖLELİ12, LEKTÖR12, TÖRELİ12, EMİŞME11, MEŞİME11, ZİMMET11, ERİMEZ10, ERİŞME10, EZİLME10, EŞİLME10, EŞLEME10, EKŞİME10, İZLEME10, İŞEMEK10, İŞETME10, İŞLEME10, MERKEZ10, TEŞMİL10, ERİŞTE9, EŞELEK9, ELEZER9, LEŞKER9, ŞİRKET9, TEZLİK9, TEŞRİK9, TEŞKİL9, TERZİL9, ZİLLET9, EMİLME8, EMLEME8, İMLEME8, MEMELİ8, MELTEM8, MELEME8, ERİTME7, ERİMEK7, ETKİME7, EKİLME7, EKLEME7, EMEKLİ7, ELLEME7, ELEMEK7, ELEMLİ7, ELETME7, İLETME7, KERİME7, KERTME7, KELEME7, KELİME7, KEMERE7, MİLLET7, METRİK7, MELİKE7, MELEKE7, MERTEK7, TERMİK7, TEKMİL7, TELEME7, TEMLİK7, ERKETE6, LEKELİ6, TEREKE6, TERLİK6, TELEKE6

ERKETE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[argo]

  • Gözetleme

LEKELİ

[sıfat]

  • Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan

    Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Kötü tanınmış, lekelenmiş

Birleşik Kelimeler: lekeli humma

TEREKE (Kelime Kökeni: Arapça tereke)

[isim]

[hukuk]

  • Miras

    Hâlâ eski zenginliğinin hasedini üstüne çeker ve eski terekelerinin veraset vergilerini öder. - Burhan Felek

TERLİK

[isim]

  • Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi

    Bu sıcak mevsimde tozlu ve yün terliklerini sürüyerek gidiyor. - Refik Halit Karay

[halk ağzında]

  • Beyaz patiskadan dikilen veya yünden örülen takke, başlık

    Kenarları dört parmak yağ bağlamış fesinin eski terlikten hiç farkı kalmamış. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: mercan terliği

TELEKE

[isim]

[halk ağzında]

  • Uzun ve sert kanat telekleri

ERİTME

[isim]

  • Eritmek işi

[fizik]

  • Metallerde erimeyi sağlamak amacıyla dökümden önce yapılan ısıtma işlemi

[sıfat]

  • Eritilerek elde edilen

Birleşik Kelimeler: eritme peynir

ERİMEK

[nesnesiz]

  • Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek

    Şeker suda erir.

  • Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek

    Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak

[mecaz]

  • Çok zayıflamak

    Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Utancından çok sıkılmak

[mecaz]

  • Yok olmak, bitmek, tükenmek

    Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eriyip bitmek
  • eriyip gitmek

Birleşik Kelimeler: erim erim

ETKİME

[isim]

  • Etkimek işi, tesir

EKİLME

[isim]

  • Ekilmek işi

EKLEME

[isim]

  • Eklemek işi

[sıfat]

  • Eklenmiş

Birleşik Kelimeler: ekleme dişi

EMEKLİ

[sıfat]

  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

[isim]

  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

ELLEME

[isim]

  • Ellemek işi

    Kuş yuvasındaki yumurtayı ellemeye gelmez. - Necati Cumalı

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Elle seçilmiş, iyi

    Elleme kömür.

ELEMEK

[-i]

  • Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek

    Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü

  • Sınav veya yarışma yoluyla en iyileri seçmek
  • İpliği elemgeden geçirip yumak yapmak

[mecaz]

  • Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak

[spor]

  • Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek

ELEMLİ

[sıfat]

  • Üzüntülü, kederli

    Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir. - Abdülhak Şinasi Hisar

ELETME

[isim]

  • Eletmek işi