Öl ile Başlayan Kelimeler

ÖL ile başlayan 87 kelime bulunuyor. Başında ÖL olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Öl ile biten kelimeler. İçinde öl olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞTİRME34

14 Harfli Kelimeler

ÖLMEZLEŞTİRMEK28

13 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞMEK32, ÖLMEZLEŞTİRME27, ÖLÇÜLENDİRMEK27

12 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞME31, ÖLÇÜLENDİRME26

11 Harfli Kelimeler

ÖLDÜRÜCÜLÜK30, ÖLÇÜTSÜZLÜK30, ÖLÇÜŞTÜRMEK28, ÖLÇEKSİZLİK24

10 Harfli Kelimeler

ÖLÇÜSÜZLÜK29, ÖLÇÜŞTÜRME27, ÖLÜMSÜZLÜK27, ÖLÇÜMLEMEK23, ÖLDÜRESİYE23, ÖLDÜRÜLMEK23

9 Harfli Kelimeler

ÖLMEZOĞLU28, ÖLÇÜCÜLÜK27, ÖLÇÜLÜLÜK24, ÖLÜMLÜLÜK22, ÖLDÜRÜLME22, ÖLÇÜMLEME22, ÖLEYAZMAK21, ÖLÇTÜRMEK21, ÖLDÜRTMEK20

8 Harfli Kelimeler

ÖLDÜRÜCÜ25, ÖLÇÜTSÜZ25, ÖLÇÜŞMEK23, ÖLGÜNLÜK22, ÖLMÜŞLÜK22, ÖLÇEKSİZ21, ÖLÇÜLMEK20, ÖLÇTÜRME20, ÖLEYAZMA20, ÖLÇÜNMEK20, ÖLDÜRTME19, ÖLDÜRMEK19, ÖLÇERMEK18, ÖLMEZLİK18

7 Harfli Kelimeler

ÖLÜDOĞA25, ÖLÇÜSÜZ24, ÖLÜMSÜZ22, ÖLDÜRÜŞ22, ÖLÇÜŞME22, ÖLÇÜMLÜ21, ÖLÜMCÜL21, ÖLDÜRÜM20, ÖLÇÜTLÜ20, ÖLÇÜNLÜ20, ÖLÇÜLÜK20, ÖLÇÜNME19, ÖLÇÜLME19, ÖLÇÜLEN18, ÖLÜMÜNE18, ÖLÜMLÜK18, ÖLDÜRME18, ÖLÜMSEK17, ÖLÇERME17, ÖLÇEKLİ16
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

ÖLÇÜCÜ22, ÖLÜEVİ20, ÖLÇÜLÜ19, ÖLÜMLÜ17, ÖLÜLÜK16, ÖLÇMEK16, ÖLÜNME15

5 Harfli Kelimeler

ÖLÇÜŞ19, ÖLÇÜM17, ÖLGÜN17, ÖLMÜŞ17, ÖLÇÜN16, ÖLÇÜT16, ÖLÇME15, ÖLMEZ15, ÖLÇEK14, ÖLÇER14, ÖLMEK12

4 Harfli Kelimeler

ÖLÇÜ15, ÖLÜŞ15, ÖLÜM13, ÖLÜK12, ÖLME11, ÖLET10

3 Harfli Kelimeler

ÖLÜ11

ÖLET

[isim]

[halk ağzında]

  • Öldürücü hastalık salgını, kıran(I)

ÖLME

[isim]

  • Ölmek durumu, fevt, kabız, uful

    Osman, babamı zindana attırmış ve ihtiyarın orada ölmesine sebep olmuştu. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: ölme hakkı

ÖLÜ

[sıfat]

  • Hayatı sona ermiş, artık yaşamıyor olan, meyyit, morto, diri karşıtı

[isim]

  • Ölmüş insan, mevta, meyyit, müteveffa

    Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

  • Hayvan leşi

    Tavuk ölüsü.

[mecaz]

  • Gücü az, zayıf

    Ölü kandil.

[mecaz]

  • Çok durgun, hareketsiz

    Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan

    Ölü bir konuşması var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölü gibi
  • ölü gözü gibi
  • ölü gözü kadar
  • ölü gözünden yaş ummak
  • ölümü gör (veya öp)
  • ölüsü bile yetmek
  • ölüsü ortada kalmak
  • ölüyü güldürmek

Birleşik Kelimeler: ölü açı, ölü açımı, ölü dalga, ölü deniz, ölü dil, ölüdoğa, ölü doğum, ölü doku, ölüevi, ölü fiyatına, ölü helvası, ölü mevsim, ölü nokta, ölü örtü, ölü renk, ölü saat, ölü salı, ölü sessizliği, ölü sevici, ölü sezon, ölü soyucu, ölü top, ölü yatırım, ölü yemeği, ölü yıkama, ölü zaman, ölüsü kandilli, ölüsü kınalı

ÖLMEK

[nesnesiz]

  • Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek

    Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz. - Esat Mahmut Karakurt

  • Bitki, solmak

    Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür.

[mecaz]

  • Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek

[mecaz]

  • Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak

    Bu usul öldü artık.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak
  • ölenle ölünmez
  • ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek)
  • ölmek var, dönmek yok!
  • ölmüş de ağlayanı yok
  • ölüp ölüp dirilmek
  • ölür müsün, öldürür müsün?

Birleşik Kelimeler: öle dirile

ÖLÜK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Canlılığı azalmış, hâlsiz

ÖLÜM

[isim]

  • Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, ebedî uyku, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat

    Herhâlde padişah da annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı. - Asaf Halet Çelebi

  • Ölme biçimi

    Yanarak ölümü feciydi.

  • İdam cezası

    Ölüme mahkûm oldu.

[ünlem]

  • Ölmesi istenen canlı için kullanılan bir söz

    Zalimlere ölüm!

[mecaz]

  • Sona erme, yok olma, ortadan kalkma

    Küçük sanayinin ölümü.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölüm Allah'ın emri
  • ölüme koşmak
  • ölüm gibi
  • ölüm hak miras helal
  • ölümle burun buruna gelmek
  • ölümle öç alınmaz
  • ölümle pençeleşmek
  • ölüm ölüm de hırlamaya ne borcum var?
  • ölümü göze almak
  • ölümüne susamak
  • ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek)
  • ölüm var dirim var

Birleşik Kelimeler: ölüm cezası, ölüm dirim, ölüm döşeği, ölüm emri, ölüm fermanı, ölüm kâğıdı, ölüm kalım meselesi, ölüm korkusu, ölüm oranı, ölüm orucu, ölüm sessizliği, ölüm sigortası, ölüm sükûtu, ölüm tazminatı, bebek ölümü, beşik ölümü

ÖLÇEK

[isim]

  • Birim kabul edilen herhangi bir şeyin alabildiği kadar ölçü

[sıfat]

  • Bu ölçü miktarında olan

    İki ölçek buğday.

  • Tahıl ölçmeye yarar kap, kile

[coğrafya]

  • Bir harita veya resimde görülen uzaklıklarla bunların işaret ettiği, karşılandığı gerçek uzunluklar arasındaki oran

    Yüz binde bir ölçeğinde bir harita.

[fizik]

  • Bir ölçü aletinin üzerinde çizgilerle ayrılmış bölüm, kadran

[eskimiş]

  • Dört okkaya eşit ağırlık ölçüsü

Birleşik Kelimeler: ölçek çizgisi, çizgi ölçek, genel ölçek, kesir ölçek, akıcılık ölçeği, boylam ölçeği, Mohs ölçeği, Rihter ölçeği

ÖLÇER

[isim]

[halk ağzında]

  • Ateşi karıştıracak demir kol

ÖLÜNME

[isim]

  • Ölünmek işi veya durumu

ÖLÇME

[isim]

  • Ölçmek işi

Birleşik Kelimeler: girişim ölçme, renk ölçme

ÖLMEZ

[sıfat]

  • Ölümsüz, kalıcı olan

    Her kim ki olursa bu sırra mazhar / Dünyaya bırakır ölmez bir eser - Âşık Veysel

[mecaz]

  • Çok dayanıklı, kolay eskimeyen

Birleşik Kelimeler: ölmez çiçek, ölmezoğlu, ölmez otu

ÖLÇÜ

[isim]

  • Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan
  • Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi

    Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Ölçme sonucu bulunan rakam

    Odanın ölçüsü.

  • Belirlenmiş boyut

    Elbise ölçüsü. Bel ölçüsü.

  • Ölçüt

[mecaz]

  • Değer, itibar

    Şimdiki ölçülere uymaz bir biçimi vardı. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

  • Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu

    Hiçbir şeyde ölçüyü aşmamalı.

[edebiyat]

  • Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin

[müzik]

  • Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölçü almak
  • ölçüyü kaçırmak

Birleşik Kelimeler: ölçü bilimi, bir ölçüde, aruz ölçüsü, hece ölçüsü, uzunluk ölçüsü

ÖLÜŞ

[isim]

  • Ölme işi

    Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor. - Haldun Taner

ÖLÇEKLİ

[isim]

[geometri]

  • Ölçek farkıyla aynı bütünü veren geometrik şekil veya eleman

ÖLÜLÜK

[isim]

  • Cansız kalma durumu, cansızlık

    Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek. - Sait Faik Abasıyanık