Ö ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler
Ö harfleri ile başlayan 5 harfli 63 kelime bulunuyor. Başında Ö olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "ö ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Ö olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÖVÜCÜ24,
ÖRNEK
-
Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model
Mehmet Akif'in yetişmesi, gençlere bir örnek olarak anlatılmaya layıktır. - İbrahim Alâeddin Gövsa
-
İncelemek veya denemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune
Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şeyin benzeri, tıpkısı, kopyası, misil
Bu yapının bir örneği daha yoktur.
- Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal
-
Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma
Onların özü sözü birdir. Hayatları bizim için örnektir. - Nazım Hikmet
-
En iyi biçimde olan
İşte örnek bir kadın! Her şeyi biliyor ama horozlanmıyor!.. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- örneğini almak
- örneğini çıkarmak
- örnek almak
- örnek olmak
- örnek oluşturmak
- örnek vermek
Birleşik Kelimeler: bir örnek, ilk örnek, kök örnek, tek örnek, şal örneği
ÖTEKİ
-
Diğeri, öbürü
Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış! - Memduh Şevket Esendal
- Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan
- Öbür, diğer
- Mevcut kültürün içinde dışlanmış olan
Birleşik Kelimeler: öteki beriki, öteki dünya
ÖREKE (Kelime Kökeni: Rumca)
- Eğrilmekte olan yün, keten vb. şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek
ÖNERİ
- Bir sorunu çözmek üzere öne sürülen görüş, düşünce, teklif
- İncelenmek için ileri sürülen şey, teklif
Ata Sözleri ve Deyimler
- öneride bulunmak
Birleşik Kelimeler: yasa önerisi
ÖRMEK
-
İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak veya geçirerek işlemek veya tezgâhta dokumak
Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o! - Sait Faik Abasıyanık
-
Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak
Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm. - Burhan Felek
-
Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak
Kız saçlarını örmüş.
-
Duvar yapmak veya onarmak
Bu duvarı iki günde ördüler.
-
Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak
Bu yeni zevke göre şiir ve nesir örenler yok. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak
Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz. - Abdülhak Şinasi Hisar
ÖRTME
- Örtmek işi
-
Başörtüsü
Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç
-
Üstü kapalı, önü açık yer
Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber. - Yaşar Kemal
ÖTMEK
-
Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak
Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı - Âşık Veysel
- Herhangi bir nesne, sürekli ses çıkarmak
-
Üflemeli çalgıların sesi çıkmak
Bu flüt ötmüyor.
-
Anlamsız, boş konuşmak
Onlar saçma sapan ötüp dururken ben içimden şöyle düşünüyordum. - Refik Halit Karay
- (Sarhoş) kusmak
- Gizli bir şeyi söylemek
ÖNLEM
-
Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir
Fakat anladığına göre, bu önlemlerin hepsi de yetersiz kalmıştı. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- önlem almak
ÖNSEL
- Hiçbir denemeye dayanmayan ve akıl yordamıyla bulunup ortaya konan, apriori
ÖLMEK
-
Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek
Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz. - Esat Mahmut Karakurt
-
Bitki, solmak
Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür.
- Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek
-
Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak
Bu usul öldü artık.
Ata Sözleri ve Deyimler
- öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak
- ölenle ölünmez
- ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek)
- ölmek var, dönmek yok!
- ölmüş de ağlayanı yok
- ölüp ölüp dirilmek
- ölür müsün, öldürür müsün?
Birleşik Kelimeler: öle dirile
ÖRTÜK
-
Örtülü, kapalı
İsyankâr sitemlerle dolu, örtük çığlıklar olarak değerlendirilen şiirler yazdığı söyleniyordu. - Reha Mağden
ÖDLEK
-
Korkak, tabansız, yüreksiz
Oda arkadaşım geceleri bir tavşan gibi ödlekti. - Haldun Taner
ÖNDER
- Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme veya toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yönetme yeteneğini gösteren kimse, lider, şef, alemdar
ÖNLÜK
-
Herhangi bir iş genellikle de yemek yaparken giysi kirlenmesin diye giyilen, boyundan askılı ve bele bağlanan örtü, iş önlüğü
Önünde önlük bağlı, kırk yaşlarında kadar bir kadın geldi. - Memduh Şevket Esendal
- Laboratuvar, tezgâh vb. yerlerde çalışırken giysinin kirlenmemesi için giyilen, gömlek tarzında olup etek boyu uzun olan, genellikle beyaz renkte giysi
- İlköğretim öğrencilerinin giydiği bir örnek giysi
- Küçük çocuklara yemek yedirirken üstlerini korumak için boyunlarına bağlanan örtü
Birleşik Kelimeler: iş önlüğü
ÖRDEK
-
Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu, badi, badik (Anas)
Üç ördek onları görünce paytak paytak kaçıştılar. - Haldun Taner
- Yataktan kalkamayacak durumdaki erkek hastaların içine idrarlarını yaptıkları kap, lazımlık, oturak
-
Otobüs ve minibüs sürücülerinin yollardan aldıkları biletsiz yolcular için kullandıkları bir söz
Aybaşında maaşını tirink aldığından başka, gidip gelirken yolda ördek de düşüyordu. - Orhan Kemal
- Hile ile para sızdırılacak kimse, enayi
Birleşik Kelimeler: ördek balığı, ördekbaşı, ördekgagası, ördek yürüyüşü, bozördek, deniz ördeği, Pekin ördeği, yaban ördeği