ÇINLATMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

ÇINLATMAK harflerini içeren 7 harfli 32 kelime bulunuyor. 7 harfli ÇINLATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AÇILMAK12, AÇINMAK12, AÇMALIK12, ÇITLAMA12, ÇINLAMA12, ÇALINMA12, ÇAKILMA12, ÇATILMA12, ÇATINMA12, KAÇINMA12, KAÇILMA12, AÇIKTAN11, ANAÇLIK11, ÇANTALI11, ANLATIM9, ANMALIK9, ANILMAK9, ATILMAK9, ALINMAK9, KITLAMA9, KINLAMA9, KALINMA9, KATILMA9, KATMALI9, TIKANMA9, TINLAMA9, TIKLAMA9, TANIMAK9, TANILMA9, TAKINMA9, TAKILMA9, KANATLI8

KANATLI

[sıfat]

  • Kanadı olan

    Senelerden beri leylek görmüyorum. Hatta bu kanatlı yaz seyyahlarının son senelerde İstanbul'a rağbetleri az. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: eş kanatlı

ANLATIM

[isim]

  • Anlatma işi
  • Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir konuyu söz veya yazı ile bildirme, ifade

    Türkçesinde bir tutukluk vardır ama anlatımındaki sıcaklık bütün aksaklıkları bir anda silip yok eder. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: anlatım bilimi, anlatım bilimsel, anlatım tonu

ANMALIK

[isim]

  • Anılmak üzere verilen nesne, hatıra, yadigâr, bergüzar

ANILMAK

[nesnesiz]

  • Anma işine konu olmak, hatırlanmak

    Oğlakçı köyünün Kerem dede diye anılan beyaz sakallı, güzel yüzlü âşık bir şairi varmış. - Halide Edip Adıvar

ATILMAK

[-den]

  • Atma işine konu olmak

    O romanlarda kırpılan, atılan yerler var mıdır? - Adalet Ağaoğlu

[-e]

  • Saldırmak, hücum etmek

    Düşmanın üzerine atıldı.

[nesnesiz]

  • Bir şeye doğru birden gitmek, birden bir davranışta bulunmak

    Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor, havlıyor, atılıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[-e]

  • Başlamak

    Bu gençlerden bir kısmı Anadolu içlerinde hatta Asya'da ne çetin sergüzeştlere atıldılar. - Falih Rıfkı Atay

[-e]

  • Bir işe girişmek

[nesnesiz]

  • Patlatılmak

    Silah atıldı. Top atıldı.

  • Bir yerden, görevden veya işten uzaklaştırılmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atılan ok geri dönmez

ALINMAK

[-e]

[nesnesiz]

  • Alma işi yapılmak

    Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Elde edilmek

    Her biri gerçek hayattan alınmış birer gerçek olmak. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-den]

  • Uyarlanmak

[-e]

[-den]

[mecaz]

  • Bir sözün, bir davranışın kendisine söylediğini veya yapıldığını sanarak incinmek, kırılmak

    Emekli ajan, alınmış gibi maun masanın arkasında oturan kişiyi süzdü. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: açığa alınmak

KITLAMA

[isim]

  • Kıtlamak işi
  • Küçük parçalara ayrılmış şekeri ağızda tutarak çay içme biçimi, kırtlama

[zarf]

  • Küçük parçalara ayrılmış şekeri ağızda tutarak

Birleşik Kelimeler: kıtlama şekeri

KINLAMA

[isim]

  • Kınlamak işi

KALINMA

[isim]

  • Kalınmak işi

KATILMA

[isim]

  • Katılmak işi

    Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır. - Attila İlhan

[toplum bilimi]

  • İletişim veya ortak davranışta bulunma yoluyla belirli bir toplumsal duruma girme süreci, iştirak

Birleşik Kelimeler: katılma belgesi

KATMALI

[isim]

[sinema]

  • Cismin üç ana renkteki görüntüsünün tek bir film üzerinde yer aldığı, bir renkli film işlemi

TIKANMA

[isim]

  • Tıkanmak işi

    Sinirlerimin gerginliği, nefesimin tıkanması hâlâ savulmadı. - Sermet Muhtar Alus

TINLAMA

[isim]

  • Tınlamak işi

    Seslerindeki o küçümseyen tınlama, bakışlarının sürekli oynaklığı, başlarını şöyle geriye atışları hatta gülümseyişleri. - Attila İlhan

TIKLAMA

[isim]

  • Tıklamak işi, klikleme

TANIMAK

[-i]

  • Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak

    Zarfın üstündeki yazıyı hemen tanıdı. - Halide Edip Adıvar

  • Daha önce görmüş olmak, ilişkisi bulunmak, bilmek

    Onu bir de eski polisler tanır. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir kimse veya şeyle ilgili, doğru ve tam bilgisi bulunmak

    Sincapları yakından tanırım. - Ahmet Haşim

  • Bilip ayırmak, seçmek, ayırt etmek

    Oğlan süngerlerin çeşidini zehir gibi tanıyordu. - Halikarnas Balıkçısı

[hukuk]

  • Varlığını kabul etmek
  • Boyun eğmek, yargısına uymak, saymak
  • Sorumlu bilmek

    Ben arkadaşını tanımam, alacağımı senden isterim.

  • Bir şeyin yapılması, bitirilmesi için belli bir süre vermek

    Ona borcunu ödemesi için üç günlük bir süre tanıdım.

Birleşik Kelimeler: haktanır