ÇIKIŞAMAMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÇIKIŞAMAMAK harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇIKIŞAMAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇIKIŞ13,
AKMAK
-
Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek
Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. - Sait Faik Abasıyanık
- Sıvı maddeler aşağıya yönelmek
- Sıvı bir madde bir yerden çıkmak
-
Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak
Dam akıyor.
-
Art arda ve toplu olarak gitmek
Öfkeli insanlar, el ele, omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak
Çarşafın kumaşı da yer yer akmış, buruşmuştu. - Refik Halit Karay
- Boya birbirine karışmak
-
Sürüp gitmek
Nedim divanında bir kaside vardır, müjgân üstüne, hicran üstüne, umman üstüne kafiyeleri ve redifleriyle akar. - Yahya Kemal Beyatlı
- Zaman çabuk geçmek
- Karışmak, katılmak
- Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- akacak kan damarda durmaz
- akan sular durmak
- akara kokara bakma, çuvala girene bak
- akarı kokarı olmamak
- akarına bırakmak
- akıp gitmek
- akmasa da damlar
Birleşik Kelimeler: akan yıldız, akarsu, akaryakıt
KAKMA
- Kakmak işi
-
Ağaç üzerinde veya diğer ahşap malzemede, mobilyada, belirlenmiş desen ve çizimlere göre oyulmuş yuvalara gümüş, sedef vb. süs maddeleri kakılıp oturtularak yapılan iş
Pirinç kakmaları donuk donuk ışıldayan hamam kapısını iterek içeri girdi. - Cahit Uçuk
Birleşik Kelimeler: kakma aşı, sedef kakma
MAKAK (Kelime Kökeni: Fransızca macaque)
- Güneydoğu Asya'da yaşayan kuyruklu bir maymun (Macacus)
KAKIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḳum)
- Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as (I), ermin (Mustela erminea)
MAMAK
- Ankara iline bağlı ilçelerden biri
MAKAM (Kelime Kökeni: Arapça maḳām)
-
Mevki, kat(I), yer
İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi
Birleşik Kelimeler: makam arabası, makam odası, makam otomobili, makam ödeneği, makam şoförü, makam tazminatı, adli makam, başkanlık makamı, iddia makamı
KAÇAK
- Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz veya sıvı
-
Gizlice kaçırılmış olan mal veya madde
Şu âlâ kaçaktan birer sigara sarar mısınız? - Sermet Muhtar Alus
-
Av sırasında vurulamayan kuş
Malum a, kaçak diye avcının tüfeğinden kurtulmuş kuşlara denir. - Sermet Muhtar Alus
-
Bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşan
Vapurda bir de kaçak Rus ailesi var. - Aka Gündüz
-
Yasaca yapılması yasak olan veya yapılması için gerekli izin alınmayan
Kaçak kat.
-
Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan veya bir yerden çıkarılan
Öyle olduğu hâlde kaçak sigaramla hâli unutmaya çalışıyordum. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice
Bütün harp müddetince babası ile İsviçre'de kaçak yaşadı. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaçak güreşmek
Birleşik Kelimeler: asker kaçağı, elektrik kaçağı, mektep kaçağı, okul kaçağı, pranga kaçağı, vergi kaçağı
KAKAÇ
- Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek
- Manda pastırması
ŞAKAK
-
Göz, alın ve yanak arasında, elmacık kemiğinin üstünde bulunan çukurumsu bölge
Ara sıra boynunu, şakaklarını ovdururdu bana. - Yusuf Atılgan
Ata Sözleri ve Deyimler
- şakakları ağarmak (veya beyazlanmak)
- şakakları atmak
Birleşik Kelimeler: eli şakağında
AŞAMA
- Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
-
Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale
Onlar biçkiyi, provayı öğrenme aşamasına gelmişlerdi. - Ayla Kutlu
- Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap
Birleşik Kelimeler: aşama sırası
AŞMAK
-
Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek
İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. - Falih Rıfkı Atay
- Süre geçmek, bitmek, sona ermek
-
Geçmek
Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu. - Tarık Buğra
- Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek
-
Görünmeden kaçmak
Herif çoktan aşmış.
Birleşik Kelimeler: sınıraşan
AÇMAK
-
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Engeli kaldırmak
Karla kapanan yolu açmak.
-
Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
-
Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Su borusunu açmak.
-
Alanını genişletmek
Anıtın çevresini açmak.
-
Birbirinden uzaklaştırmak
Kollarını açtı.
-
Yarmak
Çıbanı açmak.
-
Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Yumağı açmak.
- Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
- Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
-
Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak
Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak
-
Alışverişi başlatmak
Bakan, tütün piyasasını açtı.
-
Rengin koyuluğunu azaltmak
Bu boyayı biraz daha açmalı.
-
Yakışmak, güzel göstermek
Bu renk odayı açtı.
- Ferahlık vermek
-
Beğenmek
Burası beni açmadı, başka yere gidelim.
- Bir konu ile ilgili konuşmak
-
Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek
Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay
- Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
-
Yapmak, düzenlemek
Sınav açmak.
-
Ayırmak, tahsis etmek
Senin için üst katta bir oda açtık.
-
Görünür duruma getirmek
Kollarını, göğsünü açmış.
-
Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak
Hava açtı.
-
Geçit sağlamak
İki oda arasına kapı açtık.
-
Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.
- Savaşla almak, fethetmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aç gözünü, açarlar gözünü
- açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
- açtı ağzını, yumdu gözünü
Birleşik Kelimeler: yivaçar
AKŞAM
- Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar olan vakit, akşam vakti, akşamleyin
-
Gece
Dün akşam karşılıklı içerken, çoktan bayatlamış itirafımı ağzımdan kaçırma gafletinde bulundum. - Elif Şafak
- Akşam ezanı
- Akşam namazı
Ata Sözleri ve Deyimler
- akşam ahıra sabah çayıra
- akşama kadar
- akşama kalmak
- akşama karşı gitme, tana karşı yatma
- akşamı akşam etmek
- akşamı bulmak (veya etmek)
- akşamın hayrından sabahın şerri iyidir
- akşamın işini sabaha (veya yarına) bırakma
- akşamı zor etmek
- akşam ise yat, sabah ise git
- akşamlar (veya akşamışerifler) hayrolsun!
Birleşik Kelimeler: akşam akşam, akşam azadı, akşam ezanı, akşam gazetesi, akşam güneşi, akşam karanlığı, akşam namazı, akşam pazarı, akşam piyasası, akşam saati, akşamsefası, akşam simidi, akşamüstü, akşamüzeri, akşam vakti, akşam yeli, Akşam Yıldızı, sabah akşam, akşama doğru, akşama sabaha, akşamlı sabahlı
ÇIKAK
- Çıkılacak yer, çıkıt, mahreç
- Boğumlanma noktası
ÇAKMA
- Çakmak işi
- Vurulup çakılarak yapılmış kuyumcu işi
- Bu işte kullanılan kuyumcu kalıbı
- Taklit olan, sahte
- Deri hastalığı, yara, çıban
Birleşik Kelimeler: çakma kapı