ÇIKILABİLME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇIKILABİLME harflerini içeren 5 harfli 77 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇIKILABİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çıkılabilme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Çıkılabilme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BIÇKI12, BIÇIK12, BİÇEM11, BIÇAK11, BİÇME11, BEKÇİ10, ÇIKMA10, ÇAKIM10, ÇALIM10, KAMÇI10, KILIÇ10, AÇLIK9, AKÇIL9, BIKMA9, BAKIM9, ÇİMEK9, ÇAKIL9, ÇALIK9, ÇALKI9, ÇELİM9, ÇEKİM9, ELÇİM9, İMLEÇ9, İÇLEM9, İÇMEK9, KAÇLI9, KALIÇ9, LAKÇI9, MİÇEL9, BİLME8, BALLI8, BALKI8, BALIK8, ÇİLEK8, ÇELİK8, ILIMA8, KIMIL8, KIBLE8, ALKIM7, BİLEK7, BELLİ7, BELKİ7, BELİK7, İMALI7, İKBAL7, KABİL7, KALBİ7, KALIM7, KILLI7, KILMA7, ALLIK6, ALLEM6, AMELİ6, AKEMİ6, EMLAK6, EMLİK6, İMALE6, İLMEK6, İMLEK6, İKAME6, İKMAL6, KLİMA6, KAMİL6, KALEM6, KAİME6, KEMAL6, KELAM6, LAMEL6, MİLEL6, MALİK6, MAİLE6, MELAL6, MELİK6, ALKİL5, ELLİK5, İLKEL5, KELLİ5

ALKİL (Kelime Kökeni: Fransızca alkyle)

[isim]

[kimya]

  • Alkol kökü

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

KELLİ

[edat]

[halk ağzında]

  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı

ALLIK

[isim]

  • Al olma durumu

    Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar. - Sermet Muhtar Alus

  • Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

ALLEM

[isim]

  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek

AMELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamelī)

[sıfat]

  • Uygulamalı

    Kitaplardan gelen fikirler nazari, yaşanan fikirler ise amelîdir. - Mehmet Kaplan

AKEMİ

[isim]

  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

EMLAK (Kelime Kökeni: Arapça emlāk)

[isim]

  • Ev, arsa, bahçe vb. taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı, taşınmazlar, gayrimenkul

    Eline geçen serveti emlake yatırıyordu. - Ercüment Ekrem Talu

Birleşik Kelimeler: emlak bürosu, emlak kredisi, emlak vergisi

EMLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Emme döneminde olan çocuk

    Koç yiğidin yanında olur yazısı / Ananın babanın emlik kuzusu - Halk türküsü

  • Zamanından daha geç doğan kuzu veya oğlak

İMALE (Kelime Kökeni: Arapça imāle)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir tarafa yatırma, eğme

[edebiyat]

  • Aruz vezninde kısa okunması gereken heceyi ölçüye uydurmak için uzun okuma, zihaf karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imale etmek
  • imale yapmak

İLMEK

[isim]

  • Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm, ilmik

    Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü

[-i]

  • Hafif bir düğüm yaparak bağlamak
  • Halı dokurken düğümleri bağlamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iler tutar yeri olmamak (veya kalmamak)

[-e]

[halk ağzında]

  • Değmek, dokunmak

İMLEK

[isim]

  • Bir kurum veya kuruluşun kendine seçtiği, bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan resim, harf vb. özel işaret, logo

İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)

[isim]

[eskimiş]

  • Yerine koyma, yerine kullanma
  • Ayağa kaldırma, ayakta durdurma
  • Ortaya koyma

[sıfat]

  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal

İKMAL (Kelime Kökeni: Arapça ikmāl)

[isim]

  • Eksik bir şeyi tamamlama, daha iyi duruma getirme, bütünleme

    Kolordu ikmaliyle ilgili bir iş için görevli olarak gelmiş. - Attila İlhan

  • Bitirme

[askerlik]

  • Geri hizmet

[edebiyat]

  • Cümlenin, dizenin anlamını sonra gelen cümle veya dize ile tamamlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikmale bırakmak
  • ikmale kalmak
  • ikmal etmek

Birleşik Kelimeler: ikmal imtihanı