ÇIKAYAZMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇIKAYAZMA harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇIKAYAZMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çıkayazma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Çıkayazma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AÇMAZ12, YAMÇI12, YAZIM12, AYMAZ11, YAMAÇ11, YAZIK11, YAZMA11, ÇIKMA10, ÇAKIM10, KIZMA10, KAMÇI10, KAZIM10, KAYAÇ10, AZMAK9, AÇMAK9, AKMAZ9, ÇAKMA9, KIYMA9, KIYAM9, KAÇMA9, KAZMA9, MAÇKA9, MAZAK9, YIKMA9, YAKIM9, AYMAK8, KAYMA8, YAMAK8, YAKMA8

AYMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak

    Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

[mecaz]

  • Gerçeği anlamak

KAYMA

[isim]

  • Kaymak (II) işi

[sinema]

[televizyon]

  • Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi

Birleşik Kelimeler: anlam kayması, toprak kayması

YAMAK

[isim]

  • Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek

    Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar... - Ercüment Ekrem Talu

[tarih]

  • Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse

[mecaz]

  • Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse

Birleşik Kelimeler: ağa yamağı

YAKMA

[isim]

  • Yakmak işi

Birleşik Kelimeler: yakma resim

AZMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Küçük su birikintisi, gölcük
  • Bataklık

[nesnesiz]

  • Taşkınlıkta ileri gitmek

    Çocuklar azdı.

  • Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak

    Deniz azdı.

  • Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek

    Bazılarının bronşiti, bazılarının romatizması azmış. - Ahmet Haşim

  • Cinsel duyguları artmak
  • Çamaşır artık ağartılamaz duruma gelmek
  • Hayvanlar iki ayrı ırktan doğmak

    Katır, atla eşekten azmış bir hayvandır.

  • Bitkiler, aşırı büyümek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azan kurda kızan köpek
  • azmış kudurmuştan beterdir

AÇMAK

[-i]

  • Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek

    Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu

  • Engeli kaldırmak

    Karla kapanan yolu açmak.

  • Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak

    Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
  • Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak

    Su borusunu açmak.

  • Alanını genişletmek

    Anıtın çevresini açmak.

  • Birbirinden uzaklaştırmak

    Kollarını açtı.

  • Yarmak

    Çıbanı açmak.

  • Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak

    Yumağı açmak.

  • Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
  • Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
  • Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak

    Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak

  • Alışverişi başlatmak

    Bakan, tütün piyasasını açtı.

  • Rengin koyuluğunu azaltmak

    Bu boyayı biraz daha açmalı.

  • Yakışmak, güzel göstermek

    Bu renk odayı açtı.

  • Ferahlık vermek
  • Beğenmek

    Burası beni açmadı, başka yere gidelim.

  • Bir konu ile ilgili konuşmak
  • Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek

    Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay

  • Satranç, poker vb. oyunları başlatmak

[nesnesiz]

  • Yapmak, düzenlemek

    Sınav açmak.

[nesnesiz]

  • Ayırmak, tahsis etmek

    Senin için üst katta bir oda açtık.

  • Görünür duruma getirmek

    Kollarını, göğsünü açmış.

[nesnesiz]

  • Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak

    Hava açtı.

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Geçit sağlamak

    İki oda arasına kapı açtık.

[mecaz]

  • Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek

    Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.

[eskimiş]

  • Savaşla almak, fethetmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aç gözünü, açarlar gözünü
  • açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
  • açtı ağzını, yumdu gözünü

Birleşik Kelimeler: yivaçar

AKMAZ

[isim]

[coğrafya]

  • Durgun su, gölet

ÇAKMA

[isim]

  • Çakmak işi
  • Vurulup çakılarak yapılmış kuyumcu işi
  • Bu işte kullanılan kuyumcu kalıbı

[sıfat]

[argo]

  • Taklit olan, sahte

[halk ağzında]

  • Deri hastalığı, yara, çıban

Birleşik Kelimeler: çakma kapı

KIYMA

[isim]

  • Kıymak işi
  • Çekilmiş et

[halk ağzında]

  • Küçük kuşbaşı etlerden kavrularak yapılmış kışlık kavurma

Birleşik Kelimeler: türkkıyması

KIYAM (Kelime Kökeni: Arapça ḳiyām)

[isim]

[din bilgisi]

  • İslam inancına göre, ölümden sonra yeniden dirilip ayağa kalkma

[din bilgisi]

  • Namazda ayakta durma

[eskimiş]

  • Ayağa kalkma, ayakta durma

[eskimiş]

  • Bir işe girişme, kalkışma, teşebbüs etme

[eskimiş]

  • Ayaklanma, başkaldırma, karşı gelme

    Planlı ihtilalin, planlı kurtuluş, kıyam ve savaşının ilk basamağı buydu. - Etem İzzet Benice

KAÇMA

[isim]

  • Kaçmak işi, firar

    Fabrikayı boşaltmaları için dışarıdan çağrı yapılırken kaçma arzusuyla yanıp tutuşanlar oldu. - Lâtife Tekin

KAZMA

[isim]

  • Kazmak işi
  • Toprağı kazıp kaldırma, düzeltme vb. işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç

    Bu yolun o tarihte bitmesi için ne kadar paraya, ameleye, kazma ve küreğe ihtiyacınız vardır? - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Kazılarak yapılmış

    Kazma yazı.

[sıfat]

[argo]

  • Kaba, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kazma gibi

Birleşik Kelimeler: kazma diş, hava kazması

MAÇKA

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

MAZAK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kırlangıç balığıgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara denizinde yaşayan, kırmızı renkli, lezzetli bir balık (Trigla lineata)

YIKMA

[isim]

  • Yıkmak işi

    Şüphe, fena bir kurt gibi ruhunu kemirmeye, masum itikadını yavaş yavaş yıkmaya başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin