ÇÖZÜNTÜ ile Oluşan Kelimeler (ÇÖZÜNTÜ Kelime Türetme)

ÇÖZÜNTÜ harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. ÇÖZÜNTÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çözüntü kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

ÇÖZÜNTÜ23

5 Harfli Kelimeler

ÜZÜNÇ15

4 Harfli Kelimeler

ÖZÜT15, ÜÇÜZ14

3 Harfli Kelimeler

ÇÖZ15, TÖZ12, ÜTÜ7, TÜN5

2 Harfli Kelimeler

ÖÇ11, ÖZ11, ÖN8, ÜÇ7, NÜ4, ÜN4

NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

  • Çıplak resim

ÜN

[isim]

  • Ses
  • Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan

    O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
  • üne kavuşmak

TÜN

[isim]

[eskimiş]

  • Gece

Birleşik Kelimeler: tünaydın, gün tün eşitliği

ÜTÜ

[isim]

  • Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç
  • Bu araçla yapılan iş

    Garsonların yamalı bez ceketleri etüv ve ütü kokuyor. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: ütü altlığı, ütü bezi, ütü makinesi, ütü masası, ütü tahtası, ütü yastığı, ütüsü üzerinde, buharlı ütü

ÜÇ

[isim]

  • İkiden sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 3 ve III rakamlarının adı

[sıfat]

  • İkiden bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üç aşağı beş yukarı
  • üç aşağı beş yukarı dolaşmak
  • üç günlük ömür
  • üç maymunu oynamak
  • üç nalla bir ata kaldı

Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç

ÖN

[isim]

  • Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı

    Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - Ahmet Ümit

  • Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı

    Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. - Burhan Felek

  • Bir kimsenin ilerisi

    Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yakın gelecek zaman

    Önümüz kış.

  • Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü

    Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa

  • Önce olan, ilk

    Ön söz. Ön görüşme.

  • Civar, yöre

    Kanlıca önlerine geldiler.

[sıfat]

  • Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan

    Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • önde gelmek
  • öne almak
  • öne çıkmak
  • öne düşmek
  • öne sermek
  • öne sürmek
  • önü alınmak
  • önünde ardında gidilmez
  • önüne arkasına bakmadan
  • önüne bakmak
  • önüne bir kemik atmak
  • önüne çıkmak
  • önüne dikilmek
  • önüne düşmek
  • önüne geçmek
  • önüne gelen
  • önüne geleni kapar, ardına geleni teper
  • önüne katmak
  • önünü almak
  • önünü ardını düşünmemek
  • önünü kesmek

Birleşik Kelimeler: ön ad, ön buharlaşma, ön büro, ön alım, ön avurt, önayak, ön ayak, ön belirti, ön bilgi, ön çalışma, ön damak, ön denetim, ön deyi, ön deyiş, ön doğru, ön ek, ön eleme, ön göğüs, öngörmek, öngörü, öngörülmek, ön gösterim, ön gün, ön hekim, ön içki, ön izleme, ön kabul, ön kayıt, ön kesinti, ön kol, ön koşul, ön lisans, ön oda, ön oluş, ön ödeme, ön proje, ön rapor, ön seçici, ön seçim, ön ses, ön sevişme, önsezi, ön soruşturma, ön söz, ön sözleşme, ön şart, ön tasar, ön tasım, ön teker, ön uyum, ön vurgu, ön yargı, ön yaylak, ön yüzbaşı, önden çekişli, önü sıra, önünde sonunda, göz önü, başı önünde, göz önünde

ÖÇ

[isim]

  • Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam

    Bunda da biraz öç, biraz nispet, biraz kurum arzusu vardır. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • öç (veya öcünü) almak (veya çıkarmak)

ÖZ

[isim]

[felsefe]

  • Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı

    Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. - Haldun Taner

  • `Kendine, kendi kendini` anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz

    Öz eleştiri, öz yönetim.

  • Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde, ekstre

    Karaciğer özü. Meyve özü. Mısır özü.

  • Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça

[zamir]

  • Kendi, zat

    Bir od düştü yanar tatlı özüme / Dünya zindan görünüyor gözüme - Karacaoğlan

[mecaz]

  • Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde

    Ortalıktaki krizi sebep gösteriyorlar ama asıl kriz şirketin kendi özünde. - Aka Gündüz

[bitki bilimi]

  • Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm

    Ağacın çürüğü özünden olur / Yiğidin iyisi sözünden olur - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • özü sözü bir (olmak)

Birleşik Kelimeler: öz bağışıklık, öz belirtim, özbeöz, öz beslenme, öz denetim, öz devim, öz devinim, özdeyiş, öz dışı, öz dikeni, öz direnç, öz eleştiri, özezer, öz geçmiş, öz güven, öz ısı, öz ışın, öz indükleme, özişler, öz itme, öz kaynak, öz kedi balığıgiller, öz kesit, öz odun, öz öğrenim, öz saygı, özsever, öz su, öz tahta, özveren, özveri, öz yapı, öz yaşam, öz yönetim, kaçık öz, bal özü, budak özü, diş özü, mantar özü, mısır özü, odun özü

[sıfat]

  • Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan

    Size öz evladım gibi davranacağım. - Ayşe Kulin

  • İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı(I)

Birleşik Kelimeler: öz kardeş

[isim]

[halk ağzında]

  • Dere, çay
  • Sulak, verimli yer

TÖZ

[isim]

  • Kök, asıl, cevher

[felsefe]

  • Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram, cevher

ÜÇÜZ

[sıfat]

  • Üçü bir arada doğan (çocuk)
  • Üçlü, üç yanlı, üç kollu, üç parçalı

Birleşik Kelimeler: üçüz ünlü

ÜZÜNÇ

[isim]

  • Üzüntü

    Çocukların oyun gürültülerinde bile insanı burkan bir üzünç gizlidir. - Selim İleri

ÖZÜT

[isim]

[kimya]

  • Bir maddenin herhangi bir yolla elde edilmiş olan özü, ekstre

ÇÖZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Bumbar, bağırsak
  • Bumbarın yağı

Birleşik Kelimeler: çöz yağı

ÇÖZÜNTÜ

[isim]

  • Çözülme, dağılma durumu