[isim]

• Kremlemek işi

[isim]

• Kürelemek işi

[nesnesiz]

• Yerme işine konu olmak, kötülenmek

[isim]

• İçerlemek işi

[isim]

• Kümelemek işi

[sinema]

[televizyon]

• Film yapımını kolaylaştırmak amacıyla aynı dekor içindeki çekimleri bir araya toplama, oyuncuların çalışma durumlarını düzenleme

[-i]

• Hayvana yem vermek, beslemek

• Yem takmak

  Paraketalarımızı yemledik, av gereçlerimize çekidüzen verdik, şakalaştık. - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]

• Bir kimseyi kandıracak biçimde davranmak

  Harcadığım zamana ve çabaya karşılık elime tek kuruş geçmediği gibi Kâmil Bey'i yemleyebilmek için bir yığın da masrafa girmiştim. - Sulhi Dölek

[eskimiş]

• Toplara ağızotu koymak

[-i]

• Çim ekmek

  O koca alanı biz kendi elimizle temizledik, düzelttik, çimledik, suladık. - Memduh Şevket Esendal

[-i]

[halk ağzında]

• Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak

[isim]

• Çemkirmek işi

[-i]

• Kadın veya dişi hayvan, memesindeki sütü yavruya vermek

  Öğleden sonraları bebeği emzirmek için bir koşu eve gidiyor ve hep o zalimce dokunaklı sahneyle karşılaşıyordu. - Elif Şafak

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Yağmur, hafif ve ince yağmak

[isim]

• Çerez olabilecek şeyler

• Çerez konulan kap

[nesnesiz]

• Bir biçimden başka bir biçime doğal olarak dönmek

[nesnesiz]

• Yetmek, yetecek kadar olmak

  Bu kadar bana elverir.

• Uygun gelmek

  O her vakit, benim zaman elverirse pek çok çalışabileceğimi söyler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

• elverir ki

[nesnesiz]

• Verme işine konu olmak

  Geç vakit suarenin verileceği büyük konağa gittik. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

• verilmiş sadakası olmak