ÇÖZÜMLEMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇÖZÜMLEMEK harflerini içeren 5 harfli 36 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇÖZÜMLEMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇÖZÜM20, ÇÖZÜK19, ÇÖMEZ18, ÇÖZME18, ÇÖKÜM17, ÖLÇÜM17, ÇÖMME16, ÖZLÜK16, ÇÖKME15, KÖMEÇ15, ÖZEME15, ÖZLEM15, ÖLÇME15, ÖLMEZ15, ÇÖKEL14, ÖLÇEK14, ÖLMEK12, ÜZMEK11, ÇEKÜL10, EMMEÇ10, KÜLÇE10, ÇELME9, ÇEKEM9, ÇEKME9, EZMEK9, ELZEM9, MELEZ9, ÇEKEL8, ÇELEK8, ELÇEK8, LEÇEK8, EMMEK7, EKLEM6, ELMEK6, KELEM6, MELEK6

EKLEM

[isim]

[anatomi]

  • Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal

Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi

ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))

[isim]

[bilişim]

  • Elektronik posta

KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)

[isim]

[halk ağzında]

  • Lahana

Birleşik Kelimeler: etsiz kelem

MELEK (Kelime Kökeni: Arapça melek)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte

[mecaz]

  • Terbiyeli, uysal kimse

    Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melek gibi

Birleşik Kelimeler: melek otu

EMMEK

[-i]

  • Dudak, dil ve soluk yardımıyla bir şeyi içine çekmek, somurmak

    Çanağımdaki köpüklü sütü emer gibi içeceğim. - Sait Faik Abasıyanık

  • Tükürük yardımıyla eriterek içine çekmek

    Yengemin verdiği karanfili dişlerimle ezip emerek odaya giriyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[fizik]

  • Soğurmak

    Toprak suyu emdi.

[argo]

  • Uzun süre yararlanmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emdiği (helal) süt haram olmak
  • emdiği sütü burnundan getirmek

ÇEKEL

[isim]

[halk ağzında]

  • Küçük çapa
  • Üvendirenin alt ucunda bulunan, pulluğa yapışan toprağı ayırmaya yarayan demir bölüm

ÇELEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Boynuzu kırık veya eğri hayvan

ELÇEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Gelinin elinin içine kına yakılmasından sonra giydiği, kumaştan yapılmış bir eldiven türü

LEÇEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Başörtüsü

ÇELME

[isim]

  • Çelmek işi
  • Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma

    Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Arkadan hafifçe bağlanan başörtüsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çelme atmak (veya takmak veya vurmak)

ÇEKEM

[isim]

[halk ağzında]

  • Yeşil yapraklı, dikensi, ateşe atıldığında çatırdayarak yanan bir bitki

ÇEKME

[isim]

  • Çekmek işi

    Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı. - Cahit Uçuk

  • Çekmece

    Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü. - Haldun Taner

  • Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak
  • Parmak veya mızrapla çalınan çalgı
  • Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi
  • İş yaparken giyilen bir şalvar türü

[sıfat]

  • Çekilerek giyilen veya kullanılan

    Erkekleri, yandan lastikli çekme potinden başkasını bilmiyorlardı. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Düzgün biçimli

    Çekme burun.

[spor]

  • Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması

Birleşik Kelimeler: çekme demir, çekme halatı, çekme kapı, çekme kat, ad çekme, halat çekme, kemane çekme, sıcak çekme

EZMEK

[-i]

  • Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek

    Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım. - Enis Behiç Koryürek

  • Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek

    Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek

    Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek.

[mecaz]

  • Üzmek, sıkıntıya sokmak

    Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak

    Bu yol hayvanı ezdi.

[mecaz]

  • Yenmek, sindirmek

    Düşmanı ezmek.

[argo]

  • Harcamak

    Paraları bir haftada ezerim. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ez de suyunu iç
  • ezip büzmek

Birleşik Kelimeler: ezimevi, elezer, özezer, karıncaezmez

ELZEM (Kelime Kökeni: Arapça elzem)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çok gerekli, vazgeçilmez

    Hükmün muteber olması için ittifakla alınması elzemdir. - Tarık Buğra

MELEZ (Kelime Kökeni: Arapça meles)

[sıfat]

[biyoloji]

  • Değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş (hayvan veya bitki), kırma, azma, hibrit, metis
  • Değişik ırkta ana babadan doğmuş olan (kimse)

    Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Katışık, karışık

    Melez bir dil.