ÇÖZÜLÜVERMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
ÇÖZÜLÜVERMEK harflerini içeren 6 harfli 23 kelime bulunuyor. 6 harfli ÇÖZÜLÜVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÖVÜLME21,
KÜREME
- Küremek işi
ÜREMEK
-
Canlı, doğup çoğalmak
Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi. - Ömer Seyfettin
-
Yetişmek
Çubuklu bahçede üreyen kızılcık da hiçbir yerde bulunmaz. - Salâh Birsel
-
Çoğalmak, artmak
Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.
ÇELMEK
- Ayak uzatarak birisini düşürmek
-
Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek
En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın, bacak arasından en olmayacak golleri yerdi. - Haldun Taner
- Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak
- Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak
- Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak
-
Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak
Gönlümü çelen bir söz söyle.
-
Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek
Bu sözünüz deminkini çeliyor.
ÇEMREK
-
Kolları ve bacakları sıvanmış (kimse)
Tepeden tırnağa çamura, toza batmış, dize kadar çemrek kalabalığı görenler, bunda bir iş, mühim bir iş olduğunu anlamakta gecikmediler. - Yaşar Kemal
MERKEZ (Kelime Kökeni: Arapça merkez)
- Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
-
Bir işin öğretildiği yer
Er eğitim merkezi.
- Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
-
Belirli bir yerin ortası
Şehir merkezi.
-
Polis karakolu
Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim. - Aka Gündüz
- Biçim, tarz
- Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
-
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta
Daire merkezi. Küre merkezi.
Birleşik Kelimeler: merkez açı, merkezkaç, merkez parti, merkez üs, iç merkez, ağırlık merkezi, deprem merkezi, etkinlik merkezi, haber merkezi, hükûmet merkezi, iletişim merkezi, indirim merkezi, iş merkezi, kâr merkezi, konuşma merkezi, kültür merkezi, mükemmeliyet merkezi, moral eğitim merkezi, ordu merkezi, sağlık merkezi, satış merkezi, tam bakım merkezi, ticaret merkezi, yerleşim merkezi, dış merkezli, eş merkezli, gün merkezli, yer merkezli
KÜRÜME
- Kürümek işi
ÜRÜMEK
- Havlamak
Ata Sözleri ve Deyimler
- ürüyen köpek ısırmaz
ÇERKEZ
- Kafkasya'da yaşayan bir boy veya bu boydan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Çerkez peyniri, çerkeztavuğu
LEVREK (Kelime Kökeni: Rumca)
- Levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık (Labrax labrax)
Birleşik Kelimeler: aklevrek, uzun levrek, taş levreği, tatlısu levreği
ÜÇLEME
- Üçlemek işi
-
Üçü bir arada bükülmüş
Üçleme halat.
- Bentleri üçer dizeli olan türkü
- Bir yazarın, konu ve fikrî yapı olarak birbirini izleyen üç eseri, triloji
-
Teslis
Din inancı vardır ki akla hiç dayanmaz, Hristiyanların üçleme inancı gibi. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu
- Bir oyuncunun aynı karşılaşmada üç sayı yapması durumu
VERMEK
-
Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. - Ömer Seyfettin
- Bırakmak veya bağışlamak
-
Ondan bilmek, atfetmek
Bilgin'in bu çekingen tavırlarını kusurlu ve zayıf oluşuna verdi. - Falih Rıfkı Atay
-
Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
Geçenlerde bir derginin, 'Eski ünlüler ne yapıyor?' adlı bir röportajına verdiği cevapları okudum. - Haldun Taner
-
Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
Arabanın burnunu en tenha kahvelerden birinin önünde rıhtıma verdiler. - Attila İlhan
-
Herhangi bir duruma yol açmak
Kendilerine iyi bir çalışma fırsatı verdim. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Satmak
Ucuz pahalı deme de ver gitsin; ver de kurtul.
-
Kızı, kadını biriyle evlendirmek
Uzun Osman, Zeynep'le Süleyman'a, ikisini birbirine vereceğini söylediği zaman şaşmadılar. - Halide Edip Adıvar
-
Ödemek
Haydi ... arabaya atlayın... Köşkten parayı verirler. - Peyami Safa
-
Yaymak
Ses vermek. Korku vermek. Işık vermek.
-
Bitki ve ağaç, ürün üretmek
Dal budak saldı, yemiş vermeye başladı. - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak
Kendisi de muhakkak artistlerden, güzel eser veren, güzel konuşan, hayalleri işlek adamlardan hoşlanıyor. - Refik Halit Karay
-
Hepsini herhangi bir duruma sokmak
Ateşe vermek. Ortalığı heyecana vermek.
- Sahip olmasını sağlamak
-
Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek
Hareket vermek. Biçim vermek.
-
Tespit etmek
Randevu vermek. Ad vermek.
-
Kazandırmak, katmak
Tat, çeşni vermek.
-
Ayırmak, harcamak
Emek vermek. Zaman vermek.
-
Dayamak
Duvara sırtını verip çömeldi. Gözünü hamamcının geleceği yola çiviledi. - Abbas Sayar
-
Doğurmak
Kezban, ona yedi evlat vermişti.
- Cinsel yönden kendisini kullandırmak
-
Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur
alıvermek, dizivermek, yapıvermek, görüvermek.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ver elini ...
- verip veriştirmek
- vermeyince (veya vermemiş) mabut, neylesin Sultan Mahmut
Birleşik Kelimeler: verkaç, elvermek, ısıveren, işveren, özveren, yediveren
ÇÜRÜME
- Çürümek işi
ÜZÜLME
- Üzülmek durumu
KÖLÇER
- Tanelere zarar veren bir buğday hastalığı
ÖRÜLME
-
Örülmek işi
Kelimelerin seçilmesi, cümlelerin örülmesi, ahengin bulunması için müşahhas esaslara sahip olmuştu. - İbrahim Alâeddin Gövsa