ÇÖKTÜRMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇÖKTÜRMEK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇÖKTÜRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇÖKÜM17, ÇÖRKÜ16, ÇÖRTÜ16, ÇÖKÜK16, KÖKÇÜ16, ÇÖKME15, KÖMEÇ15, ÇÖREK14, ÇÖKEK14, KÖMÜR14, KÖÇEK14, TÜMÖR14, KÜTÖR13, KÖRÜK13, ÖRTÜK13, ÖRMEK12, ÖRTME12, ÖTMEK12, KÖTEK11, ÜTMEK8, ÜRKME8, KÜREK7, KÜKRE7, ÜRKEK7

KÜREK

[isim]

  • Toprak, kömür vb.ni bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç

    Ölünün cesedi üstüne atılan birkaç kürek toprak gibi hatırası üzerine kapanan birkaç satır yazı! - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Kürek cezası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kürek çekmek
  • kürek kadar dili olmak

Birleşik Kelimeler: kürek ayaklılar, kürek cezası, kürek kemiği, kürek kürek, alabanda kürek, çalakürek, macun küreği

KÜKRE

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Öfke veya cinsel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan (hayvan)

ÜRKEK

[sıfat]

  • Çok ürken, korkuya çabuk kapılan
  • Çekingen

    Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona. - Tarık Buğra

ÜTMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek
  • Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek

[-i]

[halk ağzında]

  • Oyunda yenerek bir şey kazanmak, utmak

ÜRKME

[isim]

  • Ürkmek işi, tevahhuş

KÖTEK (Kelime Kökeni: Farsça kūtek)

[isim]

  • Baston, sopa
  • Sopayla atılan dayak, patak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kötek atmak (veya çekmek)
  • kötek yemek

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Gölge balığı

ÖRMEK

[-i]

  • İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak veya geçirerek işlemek veya tezgâhta dokumak

    Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o! - Sait Faik Abasıyanık

  • Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak

    Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm. - Burhan Felek

  • Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak

    Kız saçlarını örmüş.

  • Duvar yapmak veya onarmak

    Bu duvarı iki günde ördüler.

  • Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak

    Bu yeni zevke göre şiir ve nesir örenler yok. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak

    Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz. - Abdülhak Şinasi Hisar

ÖRTME

[isim]

  • Örtmek işi

[halk ağzında]

  • Başörtüsü

    Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç

[halk ağzında]

  • Üstü kapalı, önü açık yer

    Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber. - Yaşar Kemal

ÖTMEK

[nesnesiz]

  • Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak

    Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı - Âşık Veysel

  • Herhangi bir nesne, sürekli ses çıkarmak
  • Üflemeli çalgıların sesi çıkmak

    Bu flüt ötmüyor.

[argo]

  • Anlamsız, boş konuşmak

    Onlar saçma sapan ötüp dururken ben içimden şöyle düşünüyordum. - Refik Halit Karay

[argo]

  • (Sarhoş) kusmak

[argo]

  • Gizli bir şeyi söylemek

KÜTÖR (Kelime Kökeni: Türkçe küt + Fransızca -eur)

[isim]

[spor]

  • Smaçör

KÖRÜK

[isim]

  • Ateşi canlandırmak için kullanılan ve açılıp kapandıkça içindeki havayı üfleyen araç

    Bir taraftan ha bire körüğün ipini çekiyordu. - Reşat Enis

  • Bazı araçların açılıp kapanabilir üst üste katlanmış bölümü

    Biz faytonun körüğü altında fotoğraf çekmeye uğraşıyorduk. - Nazlı Eray

[müzik]

  • Bazı müzik araçlarında hava vermeye yarayan, el veya ayakla işletilen meşin veya kâğıt bölüm

    Akordiyon körüğü.

ÖRTÜK

[sıfat]

  • Örtülü, kapalı

    İsyankâr sitemlerle dolu, örtük çığlıklar olarak değerlendirilen şiirler yazdığı söyleniyordu. - Reha Mağden

ÇÖREK

[isim]

  • Az yağlı, bazen şekerli ve yumurtalı, gevrekçe bir hamur işi

    Kahve ile çörek yiyerek çok iştahlı bir kahvaltı yapmıştır. - Salâh Birsel

[gök bilimi]

  • Kurs (I)

Birleşik Kelimeler: çörek mantarı, çörek otu, ay çöreği, kandil çöreği, kül çöreği, paskalya çöreği, tandır çöreği

ÇÖKEK

[isim]

  • Çukur yer

    İplere dizdikleri küçük balıkları, borunun altındaki minicik çökeğe atmışlardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bataklık, sazlık

KÖMÜR

[isim]

[madencilik]

  • Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt

    Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar. - Faruk Nafiz Çamlıbel

[sıfat]

[mecaz]

  • Siyah renkli

    Kömür gözlü.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kömür başa vurmak
  • kömür gibi

Birleşik Kelimeler: kömür kalem, kömürkayası, beyaz kömür, yağlı kömür, hayvan kömürü, kalem kömürü, kok kömürü, maden kömürü, mangal kömürü, meşe kömürü, odun kömürü, pırnal kömürü, taş kömürü