ÇÖKERTİLMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

ÇÖKERTİLMEK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli ÇÖKERTİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇÖKERTME18, ÇÖKERMEK18, ÇÖKELTME18, ÇÖKELMEK18, ÖLÇERMEK18, ÇÖREKLİK17, KÖKERTME15, KÖRELMEK15, KÖRELTME15, KÖRLETME15, ÖRKLEMEK15, ÇİTLEMEK12, ÇEKTİRME12, ÇEKMELİK12, ÇEKİLMEK12, ERKEKÇİL11, EKTİRMEK9, KİTLEMEK9, KİRLETME9, KEMERLİK9, KEMRELİK9, KERTİLME9, METRELİK9, ELEKTRİK8

ELEKTRİK (Kelime Kökeni: Fransızca électrique)

[isim]

[fizik]

  • Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü
  • Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi
  • Bu enerjiden elde edilen aydınlanma
  • Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu

[mecaz]

  • Çarpıcılık, cazibe, canlılık

    Ufak tefek ama şimdiden elektriği öbürkülerden başka, yırtıkça bir kız var içlerinde. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elektriği kesmek
  • elektriği yakmak
  • elektrik almak
  • elektrik vermek

Birleşik Kelimeler: elektrik anahtarı, elektrik çarpması, elektrik dinamosu, elektrik direği, elektrik düğmesi, elektrik fabrikası, elektrik feneri, elektrik fırını, elektrik fincanı, elektrik kaçağı, elektrik kaynağı, elektrik ocağı, elektrik saati, elektrik santrali, elektrik sayacı, elektrik süpürgesi, elektrik teli, elektrik üreteci, elektrik yayı, elektrik zili, durağan elektrik, pozitif elektrik

EKTİRMEK

[-e]

[-i]

  • Ekme işini yaptırmak

    Şimdi, yirmi yıl sonra çoluğunu çocuğunu köye gönderiyor, toprağını ektirmeyi düşünüyor. - Necip Fazıl Kısakürek

K

[kimya]

  • Potasyum elementinin simgesi

KİRLETME

[isim]

  • Kirletmek işi

KEMERLİK

[isim]

  • Bazı işçi ve satıcıların araç veya gereçlerini koymak için bellerine taktıkları, gözlere ayrılmış, bez, tahta, meşin veya metal bağ

[sıfat]

  • Kemer yapmaya elverişli

    Kemerlik deri.

KEMRELİK

[isim]

  • Gübrelik

KERTİLME

[isim]

  • Kertilmek işi

METRELİK

[sıfat]

  • Uzunluğu herhangi bir metre olan

    Üç metrelik kumaş.

Birleşik Kelimeler: santimetrelik

ERKEKÇİL

[sıfat]

  • Erkeğe düşkün

ÇİTLEMEK

[-i]

  • Kabak çekirdeği, ayçiçeği, fıstık vb.nin kabuklarını çıkararak yemek

    Bir yandan ay çekirdeği çitler, bir yandan gözlük değiştire değiştire okurdu. - Lâtife Tekin

  • Çitle çevirmek

ÇEKTİRME

[isim]

  • Çektirmek işi

    Mebus adayları gibi bunları da fotoğraf çektirmeye gider gibi kılık kıyafetlerinden tanımak güç değildi. - Reşat Nuri Güntekin

[denizcilik]

  • Çektiri

[denizcilik]

  • Yaklaşık 30-50 grostonluk yelkenli veya yük taşıyan motorlu büyük kayık

    Bir saat sonra Bora Reis'in çektirmesi yedeğinde harap düşman kadırgası olduğu hâlde kararan ufuklara doğru ilerliyorlardı. - Nazım Hikmet

  • Sökülebilir elbise, yemek ve salon dolaplarının tablalarını birbirine tutturmak için metal veya plastikten yapılmış bağlantı parçası
  • Arabaların göbek bilyelerini çıkarmak için kullanılan araç
  • Arabaların değişik bölümlerinde hareketi ve dönüşü sağlamaya yarayan rulmanların yuvalarından çıkarılması işinde kullanılan alet

Birleşik Kelimeler: çektirme ağı

ÇEKMELİK

[isim]

  • Yemeni vb. giyeceklerde, ayağın daha rahat girmesi için topuk üzerinde bulunan uzun çıkıntı

    Adam, topukların ucundan yükselen çekmeliklere geçirilmiş kınnaplara bağlı yemenileri omzunun iki yanından sarkıttı. - Ayla Kutlu

ÇEKİLMEK

[nesnesiz]

  • Çekme işi yapılmak

    Ağlar çekiliyor dalyanlarda. - Orhan Veli Kanık

[-e]

  • Kendini geriye veya bir yana çekmek

[-den]

  • Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek

    Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim. - Tarık Buğra

  • Azalmak
  • Yok olmak

    İneğin sütü çekildi.

  • Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak

    Dükkân karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayaktakımı her gün artıyor. - Halide Edip Adıvar

  • Geri gitmek, ricat etmek

[-den]

  • Katılmamak, vazgeçmek

    Yarışmadan çekildi.

  • Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek

    Tabii kuaför salonu da çekilmez oluyor, sen konuşup güldürmeyince milleti. - Elif Şafak

  • Tartılmak
  • Parça hâlindeki et kıyma biçimine getirilmek

[mecaz]

  • Uzaklaşmak, araya mesafe koymak

    Yalnız ben baştan boş bulundum, buna fazla sokuldum. Şimdi çekildiğimi de belli etmek istemiyorum. - Falih Rıfkı Atay

KÖKERTME

[isim]

  • Kökertmek işi

KÖRELMEK

[nesnesiz]

  • Keskinliğini yitirmek

    Bıçak köreldi.

  • Suyu çekilmek

    Kuyu köreldi.

  • Ateş veya ışık sönecek duruma gelmek

[mecaz]

  • Değer, önem veya yeteneğini yitirmek

[mecaz]

  • Soyu tükenmek

    Bu aile köreldi.

[fizyoloji]

  • Bir organ beslenemeyerek küçülmek, dumura uğramak