ÇUBUKÇULUK ile Oluşan Kelimeler (ÇUBUKÇULUK Kelime Türetme)

ÇUBUKÇULUK harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. ÇUBUKÇULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çubukçuluk kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

ÇUBUKÇULUK22

8 Harfli Kelimeler

KUÇUKUÇU18, ÇUBUKLUK16

7 Harfli Kelimeler

ÇUBUKÇU18, BUÇUKLU15, ÇUBUKLU15, UÇUKLUK13

5 Harfli Kelimeler

BUÇUK12, ÇUBUK12

4 Harfli Kelimeler

UÇLU9, UÇUK9, KULU6

3 Harfli Kelimeler

ÇUL7, BUL6, ULU5, KUL4

2 Harfli Kelimeler

6, BU5

KUL

[isim]

  • Tanrı'ya göre insan

    Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.

[tarih]

  • Köle

    Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar

[tarih]

  • Karavaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kula kul olmak
  • kul etmek
  • kul köle olmak
  • kul kusursuz olmaz
  • kul olmak
  • kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
  • kulunuz

Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu

ULU

[sıfat]

  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çok yüksek, çok büyük olan (şey)

    Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa

BU

[sıfat]

  • Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz

    Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit

[zamir]

  • En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz

    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bu abdestle daha çok namaz kılınır
  • bu denli
  • bu kadar
  • bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
  • bu minval üzere
  • buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
  • bunda bir iş var
  • bundan
  • bundan iyisi can sağlığı
  • bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
  • bu sıcağa kar mı dayanır?
  • bu yana

Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu

KULU

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

BUL

[isim]

  • Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta

[isim]

  • Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası

    Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz

  • Bir şeyin baş veya son noktası
  • Bir şeyin kenarı

    Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay

  • Dış kenar, periferi
  • Bir uzaklığın son noktası

    İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin başı, tepesi
  • Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde

[sıfat]

  • Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem

[tarih]

  • Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ucu (herhangi birine) dokunmak
  • ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
  • ucu bucağı yok (veya kayıp)
  • ucunda (bir şey) bulunmak
  • ucundan tutmak
  • ucunu bulmak
  • ucunu kaçırmak
  • ucu ortası belli olmamak
  • uç vermek

Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu

ÇUL (Kelime Kökeni: Arapça cūl)

[isim]

  • Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma

    Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu. - Ömer Seyfettin

  • Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü

    Ata çul örtmek.

[eskimiş]

  • Tekke mensuplarının büründüğü örtü

[teklifsiz konuşmada]

  • Giyim, giysi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çul içinde arslan yatar
  • çulu düzmek (veya düzeltmek)

Birleşik Kelimeler: çul çaput, çultutmaz

UÇLU

[sıfat]

  • Ucu olan, ucu çıkan

    Bu iki uçlu davanın ise bence bir tek hedefi vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Filtreli (sigara)

UÇUK

[sıfat]

  • Uçmuş, soluk

    Musikimiz, bizim durgun ruhumuzun, sakin düşüncelerimizin, uçuk benzimizin tercümanıdır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Açık (renk)

    Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa

  • Hafif, belirsiz

    Ruhsar Hanım uçuk bir gülümsemeyle kapıya süzüldü gitti, birkaç saat içinde birkaç yıl daha yaşlanıvermiş kadıncağız. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Abartılı, çok yüksek, çok fazla

[mecaz]

  • Deli dolu

Birleşik Kelimeler: uçuk kaçık

[isim]

[tıp]

  • Ateşli hastalıklar, ruhsal bunalımlar veya korku sonucu genellikle dudakta beliren kabarcık

BUÇUK

[sıfat]

  • ... ve yarım

    Üç buçuk senedir ben bu sallantıya şahit oldum. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: az buçuk, üç buçuk, yarı buçuk, ikibuçukluk

ÇUBUK

[isim]

  • Körpe dal

    Asma çubukları taze de duman yapıyor, duman kaçtı gözüme. - Cahit Uçuk

  • Değnek biçiminde ince, uzun ve sert olan şey

    Sıcak bir demir çubuktan niçin elini çekiyorsun? - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Tütün içmek için kullanılan uzun ağızlık
  • Kumaşta düz çizgi

[denizcilik]

  • Ana direkler üzerine sürülen ikinci ve üçüncü direk parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çubuğunu tüttürmek

Birleşik Kelimeler: çubuk ağacı, çubuk demir, çubuk makarna, çubuk odası, çift çubuk, bağ çubuğu, balina çubuğu, mutluluk çubuğu, ökse çubuğu, yağ çubuğu

[isim]

  • Ankara iline bağlı ilçelerden biri

UÇUKLUK

[isim]

  • Uçuk olma durumu

    Gözlerinin rengi fark edilemeyen uçukluğu beni titretti. - Hüseyin Cahit Yalçın

BUÇUKLU

[sıfat]

  • Kesirli

    Buçuklu para.

ÇUBUKLU

[sıfat]

  • Çubuğu olan
  • Uzunlamasına çizgili (kumaş)

    Kırmızı çubuklu, soluk entarisinin bir eteğini beline sokmuş. - Peyami Safa

ÇUBUKLUK

[isim]

[eskimiş]

  • Çubukların saklandığı yer, çubuk odası

    Çubukların muhafaza edildiği yerlere çubukluk veya çubuk odası denirdi. - Samiha Ayverdi