ÇOĞUMSAMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇOĞUMSAMAK harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇOĞUMSAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇAĞMA16, SOĞUK15, SAĞMA14, AĞMAK13, ÇOMAK10, KOÇMA10, SAÇMA10, UÇMAK10, AÇMAK9, ÇAKMA9, KAÇMA9, MAÇKA9, MASUM9, SOKUM9, SAÇAK9, KUSMA8, KAMUS8, MUSKA8, MAKUS8, OKUMA8, SOMAK8, SOKMA8, SUMAK8, UMMAK8, ASMAK7, AKSAM7, KASMA7, MAMAK7, MAKAS7, MAKAM7

ASMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak

    Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Üzerine takınmak, kuşanmak

[-i]

  • Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
  • Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek

    Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım. - Nazım Hikmet

  • Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıp kesmek
  • astığı astık, kestiği kestik

AKSAM (Kelime Kökeni: Arapça aḳsām)

[isim]

  • Kısımlar

KASMA

[isim]

  • Kasmak işi

MAMAK

[isim]

  • Ankara iline bağlı ilçelerden biri

MAKAS (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ)

[isim]

  • Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı

    Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını. - Necati Cumalı

  • Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet
  • Birbirini kesen demir yolu kavşağı
  • Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay
  • Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi
  • Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı

[mecaz]

  • Çalma, kırpma

[mimarlık]

  • Dirsek

[denizcilik]

  • Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni

[hayvan bilimi]

  • Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç

[spor]

  • Su topunda iki ayağın teker teker yarım daire biçiminde çevrilmesiyle yapılan bir hareket

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makas almak
  • makas değiştirmek
  • makas vurmak

Birleşik Kelimeler: makas hakkı, makas payı, bahçe makası, çember makası, sürfile makası, tırnak makası

MAKAM (Kelime Kökeni: Arapça maḳām)

[isim]

  • Mevki, kat(I), yer

    İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi

Birleşik Kelimeler: makam arabası, makam odası, makam otomobili, makam ödeneği, makam şoförü, makam tazminatı, adli makam, başkanlık makamı, iddia makamı

KUSMA

[isim]

  • Kusmak işi, istifra

    Bütün bir gece onun başını kucağımda yatırarak ikide bir kusmasına yardım ediyordum. - Asaf Halet Çelebi

[kimya]

  • Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması

KAMUS (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmūs)

[isim]

[eskimiş]

  • Sözlük

    İstanbul sözündeki İstanbul kelimesinin manalarını anlatmak için koca bir kamus lazım. - Falih Rıfkı Atay

  • Büyük sözlük

MUSKA (Kelime Kökeni: Arapça nusḫa)

[isim]

  • İçinde dinsel veya büyüleyici bir gücün saklı olduğu sanılan, taşıyanı, takanı veya sahip olanı zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inanılan bir nesne, yazılı kâğıt vb., hamaylı

    İnsan, üstünde tercihen boynunda mutlaka bir muska taşımalıydı. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Üçgen biçiminde katlanmış olan şey

Birleşik Kelimeler: muska böreği

MAKÛS (Kelime Kökeni: Arapça maʿkūs)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş

[mecaz]

  • Uğursuz, kötü

    Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. - Atatürk

OKUMA

[isim]

  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması

SOMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanlarda yüzün çıkıntılı ve az çok sivri olan ön bölümü
  • Taneleri alınmış mısır koçanı

SOKMA

[isim]

  • Sokmak işi

    İnsanlar dünyayı ayrı ayrı zaviyelerden gördükleri gibi onu gönüllerinin arzu ettiği bir şekle sokmaya da çalışırlar. - Mehmet Kaplan

SUMAK (Kelime Kökeni: Arapça summāḳ)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Antep fıstığıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, kabuğu hekimlikte, yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç (Rhus coriaria)
  • Bu ağacın, ekşilik vermek için dövülerek yemeklere katılan mercimeğe benzeyen meyvesi

UMMAK

[nesnesiz]

  • Bir şeyin olmasını istemek, beklemek

    Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız. - Burhan Felek

  • Sanmak, tahmin etmek

    Her açılan kapının arkasından umduğumuz çıkmaz. - Ahmet Muhip Dranas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ummadığın taş baş yarar