ÇOĞULLAŞTIRMA ile Oluşan Kelimeler (ÇOĞULLAŞTIRMA Kelime Türetme)

ÇOĞULLAŞTIRMA harflerinden oluşan 375 kelime bulunuyor. ÇOĞULLAŞTIRMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çoğullaştırma kelimesinin anlamı nedir? Çoğullaştırma ile başlayan kelimeler. İçinde çoğullaştırma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

ÇOĞULLAŞTIRMA30

10 Harfli Kelimeler

ÇOĞULLAŞMA26, ÇOĞALTILMA23

9 Harfli Kelimeler

ÇOĞULLAMA22, UĞRAŞILMA22, ULAŞTIRMA15

8 Harfli Kelimeler

ÇOĞALTIŞ23, ÇAĞRIŞMA23, ÇOĞALTIM21, ÇOĞALTMA20, ÇAĞRILMA20, ÇAĞIRTMA20, ALÇALTIŞ15, ULAŞILMA14, ALTMIŞAR13, ÇURLATMA13, OTÇULLAR13

7 Harfli Kelimeler

ÇOĞALIŞ22, ÇOĞALMA19, ÇAĞIRMA19, UĞRAŞMA19, AĞLATIŞ18, MUĞLALI17, AĞRITMA16, LIĞLAMA16, LOĞLAMA16, TUĞRALI16, UĞRATMA16, ÇALIŞMA15, ÇAMAŞIR15, ÇATIŞMA15, ALÇALIŞ14, AŞIRTMA12, AŞTIRMA12, AÇTIRMA12, ALMAŞLI12, ÇITLAMA12
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

ÇAĞRIM18, UĞRAŞI18, AĞAÇLI17, ÇAĞLAR16, TUMAĞI16, AĞRIMA15, UĞRAMA15, AĞARTI14, AĞLATI14, TAŞÇIL13, OLUŞMA12, ULAŞIM12, AŞIRMA11, AŞILMA11, ATIŞMA11, AÇILMA11, ALTMIŞ11, ALIŞMA11, AMAÇLI11, ALAŞIM11
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

ÇOĞUL17, AŞAĞI16, ÇIRAĞ16, ÇAĞMA16, ÇAĞRI16, UĞRAŞ16, ÇAĞLA15, LAĞIM14, MUĞLA14, TUĞLA13, TUĞRA13, ÇARŞI12, ÇAŞIT12, ÇATIŞ12, ÇALIŞ12, ÇAMAŞ12, LOŞÇA12, TAŞÇI12, ÇORUM11, OLÇUM11
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

ÇOĞU16, AĞIŞ15, ÇIĞA15, AĞAÇ14, ÇAĞA14, AĞIM13, OĞUL13, AĞIL12, AĞIR12, AĞIT12, AĞLI12, AĞMA12, AĞRI12, OTAĞ12, UĞRA12, AŞÇI11, AÇIŞ11, MUÇO10, AŞIM9, AÇIM9
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

ÇIĞ14, ÇAĞ13, AĞI11, LOĞ11, LIĞ11, TUĞ11, TIĞ11, AĞA10, MUŞ8, ŞOM8, AŞI7, AÇI7, ÇUL7, ÇOR7, ÇIT7, ÇAM7, LOŞ7, MAÇ7, MAŞ7, ŞUA7
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

9, ŞU6, UÇ6, AŞ5, AÇ5, OM4, AM3, IR3, MA3, OL3, OT3, TU3, UR3, UT3, AT2, AR2, AL2, LA2, RA2, TA2

AT

[isim]

  • Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
  • Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ata arpa yiğide pilav
  • ata binen nalını, mıhını arar
  • ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
  • ata da soy gerek, ite de
  • at, adımına göre değil adamına göre yürür
  • ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
  • ata et, ite ot vermek
  • ata eyer gerek, eyere er gerek
  • at at oluncaya kadar sahibi mat olur
  • at beslenirken kız istenirken
  • at binenin, kılıç kuşananın
  • at binicisine göre kişner
  • at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
  • at gibi
  • atı alan Üsküdar'ı geçti
  • atı atasıyla, katırı anasıyla
  • atım tepmez, itim kapmaz deme
  • atına bakan ardına bakmaz
  • atın bahtsızı arabaya düşer
  • atın dorusu, yiğidin delisi
  • atını sağlam kazığa bağlamak
  • atın ölümü arpadan olsun
  • atın ürkeği, yiğidin korkağı
  • atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
  • at ile avrat yiğidin bahtına
  • at izi it izine karışmak
  • at koşturacak kadar
  • at koşturmak
  • atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
  • atla deve değil
  • atlarını itlerini nallamak
  • atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
  • atlar tepişir, arada eşekler ezilir
  • at nalı kadar
  • at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
  • at oynatmak
  • at ölür, itlere bayram olur
  • at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
  • at pazarında eşek osurtmuyoruz!
  • atta, avratta uğur vardır
  • attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
  • attan inip eşeğe binmek
  • at var, meydan yok
  • at yedi günde, it yediği günde
  • at yiğidin yoldaşıdır

Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı

[kimya]

  • Astatin elementinin simgesi

AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)

[isim]

  • 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.

[isim]

  • Utanma, utanç duyma

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ar damarı çatlamış
  • ar dünyası değil kâr dünyası
  • ar etmek
  • arına dokunmak
  • ar namus tertemiz
  • ar ve hayâ perdesi yırtılmak
  • ar yılı değil, kâr yılı

Birleşik Kelimeler: ar belası

[kimya]

  • Argon elementinin simgesi

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

RA

[kimya]

  • Radyum elementinin simgesi

TA (Kelime Kökeni: Farsça tā)

[zarf]

  • Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz

    Ta karşıda büyükannenin evine kadar götürdüler. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ta kendisi
  • ta ki

[kimya]

  • Tantal elementinin simgesi

AM

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Dişilik organı

[kimya]

  • Amerikyum elementinin simgesi

IR

[kimya]

  • İridyum elementinin simgesi

[isim]

  • 343 yır

OL

[sıfat]

[eskimiş]

  • O gösterme sıfatı

    Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi

[zamir]

  • O gösterme zamiri

OT

[isim]

[bitki bilimi]

  • Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler

    Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle doldurulmuş

    Ranzalardan birinin üst yatağında bir ot şilte üzerinde, soyunmadan uzanan ve iki eli ensesinin altında düşünen ben. - Necip Fazıl Kısakürek

[eskimiş]

  • Zehir

[eskimiş]

  • İlaç

[argo]

  • Esrar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ot gibi
  • ot gibi yaşamak
  • ot tutunmak
  • otu çek köküne bak
  • ot yoldurmak

Birleşik Kelimeler: otobur, otyiyenler, acı ot, karacaot, sütlü ot, abdestbozan otu, adamotu, ağı otu, ağızotu, altın otu, andız otu, ardıç otu, avcı otu, ayrık otu, bağırsak otu, balık otu, bambul otu, ban otu, basur otu, beşparmak otu, bit otu, boğan otu, boy otu, burun otu, canavar otu, ciğer otu, çalgıcı otu, çayır otu, çiriş otu, çivit otu, çöreotu, çörek otu, dağ dalak otu, dalak otu, danakıran otu, deli otu, dereotu, dilotu, diş otu, dolama otu, dolma otu, domuz ayrık otu, domuz otu, dulaptal otu, dulavrat otu, eğir otu, eğrelti otu, engerek otu, esrar otu, eşek otu, evliya otu, fare otu, fıtık otu, gebre otu, gelin otu, geyik otu, göbek otu, güzelavrat otu, hamam otu, hasır otu, horozcuk otu, İdris otu, imparator otu, kabakulak otu, kanarya otu, kandıra otu, kan otu, kartallı eğrelti otu, kasık otu, kaşık otu, kedi otu, kelebek otu, kene otu, kıl otu, kırlangıç otu, kokulu çayır otu, kovan otu, koyun otu, kuduz otu, kum otu, kurbağa otu, kurşun otu, kuş otu, küstüm otu, limon otu, lohusa otu, marsıvan otu, mayasıl otu, melek otu, mercan otu, meyhaneci otu, misk otu, mübarek otu, nevruz otu, nezle otu, oğul otu, Oltu otu, ökse otu, öksürük otu, ölmez otu, pamuk otu, panzehir otu, pelin otu, pire otu, pisik otu, pisipisi otu, sabun otu, sakar otu, sancı otu, sarımsak otu, sedef otu, selam otu, semizotu, sıçanotu, sıraca otu, siğil otu, sinir otu, solucan otu, sökü otu, süpürge otu, süt otu, şerbetçi otu, şeytan otu, şifa otu, tarak otu, taşkıran otu, tavşancıl otu, turp otu, tükürük otu, türüz otu, tüylü dalak otu, uyuz otu, yakı otu, yapışkan otu, yara otu, yavşan otu, yoğurt otu, yüksük otu, zemberek otu, zembil otu, ciğer otları, sinir otları

TU

[ünlem]

  • Tuh

    Tu, böyle mi olacaktı!

Birleşik Kelimeler: tu kaka

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

UT

[isim]

  • Utanma duygusu

Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı

    Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin

OM

[isim]

  • Kemiklerin toparlak ucu

[isim]

[fizik]

  • Elektrikte iletkenin direnç birimi

[isim]

  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı