[isim]

• Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi

• Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü

  Bu derginin üç bin abonesi var.

[sıfat]

[mecaz]

• Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

• abone etmek
• abone olmak

[isim]

• Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü

• Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 metre derinliği olan deniz dibi

[isim]

[bitki bilimi]

• Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genellikle kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm

[isim]

• Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda

[mecaz]

• Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey

[sıfat]

[eskimiş]

• Ezanla ilgili

[sıfat]

• Eni küçük olan, dar

  Bu ensiz tahta köprü altında ince dere. - Enis Behiç Koryürek

[isim]

[eskimiş]

[anatomi]

• Doku

• Dokuma

[mecaz]

• Yapı, özellik

  Kolektif bir vect, birlikte söylenilen şarkı taslağı, boğazdan gelen bu çığlıklar şiirin ilk nescini teşkil etmektedir. - Asaf Halet Çelebi

[kimya]

• Karbon elementinin simgesi

• Romen rakamları dizisinde 100 sayısını gösterir

[isim]

[eskimiş]

• Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey

[isim]

• Yüz

  Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Yüz rengi

Ata Sözleri ve Deyimler

• benzi atmak
• benzi geçmek
• benzi kanlanmak
• benzi kül gibi olmak
• benzinde kan kalmamak
• benzine kan gelmek
• benzi sararmak
• benzi solmak
• benzi uçmak

[sıfat]

• Kendini beğenen, kendini her konuda üstün gören, hodpesent, megaloman

[zarf]

• Ara sıra, kimileyin

  Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz. - Mehmet Kaplan

[isim]

[eskimiş]

[kimya]

• Madenleri ergitme, sıvı durumuna getirme

[isim]

• Mevsim

• Belirli bir süre

  Böylece tiyatro sezonu hakkında insan yarım saat içinde fikir edinebilmiş oluyor. - Haldun Taner

• Genellikle sporda belli bir etkinlik süresi

[isim]

[eskimiş]

• Dil (II)