ÇOBANDEĞNEĞİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇOBANDEĞNEĞİ harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇOBANDEĞNEĞİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DOĞAÇ18, ÇİĞDE17, DEĞEÇ17, DOĞAN15, DEĞİN14, NİĞDE14, ÇOBAN11, BİDON10, BANDO10, EDİNÇ10, ABİDE9, BENDE9, BEDEN9, EBEDİ9, EDEBİ9, NEDBE9, ABONE8, İNANÇ8, ONDAN8, ANİDE7, DİNEN7, NEDEN7

ANİDE

[zarf]

[eskimiş]

  • Ansızın

DİNEN (Kelime Kökeni: Arapça dīnen)

[zarf]

  • Din bakımından

NEDEN

[zarf]

  • Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin

    Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz? - Haldun Taner

[isim]

  • Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep

    İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden onu ayrıca ilgilendiriyor. - Attila İlhan

[felsefe]

  • Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • neden olmak

Birleşik Kelimeler: neden bilimi, neden sonra, ereksel neden, ağırlaştırıcı neden, hafifletici neden, varlık nedeni

ABONE (Kelime Kökeni: Fransızca abonné)

[isim]

  • Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi
  • Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü

    Bu derginin üç bin abonesi var.

[sıfat]

[mecaz]

  • Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abone etmek
  • abone olmak

İNANÇ

[isim]

  • Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma

    Bilhassa kadınlar arasında hurafeye inanç fazla buralarda. - Fikret Otyam

  • Birine duyulan güven, inanma duygusu
  • İnanılan şey, görüş, öğreti

    Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri. - Nurullah Ataç

[din bilgisi]

  • Tanrı'ya, bir dine inanma, akide, iman, itikat

    Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: batıl inanç, boş inanç

ONDAN

  • o sebeple
  • onun tarafında olan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • o denli
  • o duvar senin, bu duvar benim
  • o gün bugün(dür)
  • o kadar
  • o kapı (veya mahalle) senin bu kapı (veya mahalle) benim
  • onlardan
  • o taraflı olmamak
  • o tarakta bezi olmamak
  • o yolun yolcusu

ABİDE (Kelime Kökeni: Arapça ābide)

[isim]

[mimarlık]

  • Anıt

    Bu hatlar, bu çiniler, bu nakışlar olmasa bu abideler de olmazdı. - Orhan Seyfi Orhon

BENDE (Kelime Kökeni: Farsça bende)

[isim]

[eskimiş]

  • Kul, köle

    Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bendeniz
  • bendeniz cennet kuşu

Birleşik Kelimeler: bendehane, bendezade

BEDEN (Kelime Kökeni: Arapça beden)

[isim]

  • Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
  • Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde

    Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler. - Salâh Birsel

  • Giysilerde ölçü
  • Kale duvarı

Birleşik Kelimeler: beden cezası, beden dili, beden eğitimi, beden işçisi, beden terbiyesi, battal beden, sıfır beden, dümen bedeni, kale bedeni

EBEDÎ (Kelime Kökeni: Arapça ebedī)

[sıfat]

  • Sonsuz, ölümsüz, bengi

    Geçtik hepimiz dörtnala cennet kapısından / Gördük ebedî cetleri bir anda yakından - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: ebedî uyku

EDEBÎ (Kelime Kökeni: Arapça edebī)

[sıfat]

  • Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin, yazınsal

    Gazete idaresinde biriken edebî mecmuaların yapraklarını karıştırıyorum. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: edebî dil, edebî eser, edebî sanat

NEDBE (Kelime Kökeni: Arapça nedbe)

[isim]

[eskimiş]

  • Yara izi

BİDON (Kelime Kökeni: Fransızca bidon)

[isim]

  • İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap

Birleşik Kelimeler: su bidonu

BANDO (Kelime Kökeni: İtalyanca bando)

[isim]

[müzik]

  • Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka

    Tepebaşı bahçesindeki bando da Tuna Dalgası'nı çalıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]

  • Takım, topluluk

    Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni, asıl hırsız değilmiş. - Ahmet Midhat

EDİNÇ

[isim]

  • Edinilen şey veya şeyler, müktesebat