[isim]

• Elenmek işi

[spor]

• Yenilen oyuncu veya takımın yarışmalardan çıkması

[isim]

• İnilmek işi

[isim]

• İnlemek işi

  Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[sıfat]

• Bir tarafında inme bulunan, mefluç

  Hastanın sağ tarafı inmeli. - Peyami Safa

[isim]

• İlenmek işi

[sıfat]

• Mine ile süslenmiş

  Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]

• Bilemek işi

  Gönül, daha birçoklarının bu enstitüde kabiliyetlerini bilemesini istiyor. - Haldun Taner

[isim]

• Belemek işi

[sıfat]

• Çenesi olan

[mecaz]

• Çenebaz

  Çenelileri hor görmemeliyiz, gereğinde söze atılmak, konuşmak hatta epeyce konuşmak suspus oturmaktan yeğdir. - Nermi Uygur

[isim]

• Eylemek işi

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

• Din işleriyle uğraşan hocalar sınıfı

  İlmiyeden bir zat.

• Din işleriyle uğraşanların mesleği

[isim]

• Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent

  Genç, güzel aşçı kadının dört örgülü uzun saçları siyah bir yemeni ile örtülüydü. - Aka Gündüz

[eskimiş]

• Bir tür hafif ve kaba ayakkabı

  Hacı, ayağından yemenisini çıkardı, arabadan uzattı. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]

[halk ağzında]

• Havai

[sıfat]

• Biye geçirilmiş, biyesi olan

  Yatağın üzerinde kol kapakları, cep ağızları lacivert biyeli, mavi ipek bir pijama duruyordu. - Halide Edip Adıvar

[isim]

[eskimiş]

• Felaket, keder, tasa

  Sebep hep sensin, o zaman muvafakat edeydin belki bu beliyeler başıma gelmezdi. - Sermet Muhtar Alus