ÇİĞNENEBİLMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇİĞNENEBİLMEK harflerini içeren 5 harfli 80 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇİĞNENEBİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EĞMEÇ16, ÇİĞLİ15, ÇİĞİN15, ÇİĞİL15, BELİĞ14, EĞMEK13, EĞLEK12, İĞLİK12, LEĞEN12, BİÇİM11, BİÇEM11, BİÇME11, BİÇKİ10, BEKÇİ10, ÇİMEK9, ÇİMEN9, ÇELME9, ÇEMEN9, ÇELİM9, ÇEKEM9, ÇEKİM9, ÇEKME9, ELÇİM9, İMLEÇ9, İÇLEM9, İÇMEK9, MİÇEL9, NEMÇE9, BİNME8, BİLME8, BİLİM8, ÇİLEK8, ÇİNLİ8, ÇENEK8, ÇELİK8, ÇEKEL8, ÇELEK8, ÇELEN8, ELÇEK8, İÇKİN8, İÇLİK8, İLENÇ8, İMBİK8, LEÇEK8, MEBNİ8, NİÇİN8, BİNEK7, BİLEK7, BENEK7, BELKİ7, BELİK7, BELEN7, BELEK7, BENLİ7, EBELİ7, EKLEM6, ELEME6, ENLEM6, ENEME6, ELMEK6, EMLİK6, İNMEK6, İMLİK6, İLMİK6, İLMEK6, İMLEK6, İKLİM6, KİLİM6, KELEM6, MİNİK6, MELEK6, MELİK6, NEMLİ6, EKİLİ5, İLKİN5, KİNİN5, KİNLİ5, LİNİN5, LİKEN5, NİKEL5

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

İLKİN

[zarf]

  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu

KİNİN (Kelime Kökeni: Fransızca quinine)

[isim]

[kimya]

  • Kınakınadan elde edilen ve sıtmanın tedavisinde kullanılan beyaz alkaloit, kinin sülfatı

    İkinci gün sıtmadan şüphelendik, kuvvetli dozda kinin verdik. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kinin gibi

Birleşik Kelimeler: kinin sülfatı

KİNLİ

[sıfat]

  • Kindar

LİNİN (Kelime Kökeni: Fransızca linin)

[isim]

[biyoloji]

  • Hücre çekirdeğinde bulunan ve kromatin tanelerini taşıyan ağ biçimindeki ipliksi yapı

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

EKLEM

[isim]

[anatomi]

  • Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal

Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi

ELEME

[isim]

  • Elemek işi, eliminasyon

[spor]

  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme

ENLEM

[isim]

[coğrafya]

  • Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

Birleşik Kelimeler: enlem dairesi

ENEME

[isim]

  • Enemek işi

ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))

[isim]

[bilişim]

  • Elektronik posta

EMLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Emme döneminde olan çocuk

    Koç yiğidin yanında olur yazısı / Ananın babanın emlik kuzusu - Halk türküsü

  • Zamanından daha geç doğan kuzu veya oğlak

İNMEK

[-den]

  • Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek
  • Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak

    Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. - Peyami Safa

  • Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden gelmek

    Dağdan kurt indi.

[-e]

  • Bir yerden başka bir yere gitmek, varmak

    Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi. - İhsan Oktay Anar

[-e]

  • Konaklamak

    Samananbarı köyünün en büyük ve gösterişli evine inmişlerdi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Alçalıp eski durumuna dönmek

    Sular indi. Şiş indi.

[nesnesiz]

  • Fiyatı düşürmek

    Bin lira daha indim, gene almadı.

  • Değeri düşmek

    Altın fiyatları indi.

[-e]

[argo]

  • Vurmak

    Şimdi kafana inerim!

[nesnesiz]

  • Yıkılmak

    Yağmurdan duvar inmiş.

[-e]

  • İnme gelmek

    Sağ tarafına inmiş.

  • Bir yeri kaplamak, basmak veya bir yerden akmak, kaymak

    Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara. - Çetin Altan

  • Uzamak, ulaşmak

    Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki zeytinlik ta vadiye kadar iniyordu. - Ömer Seyfettin

  • Ağmak
  • Sayısı azalmak

    Evvelden daha çok olduğumuzu zannettiğim hâlde sayımız son günlerde bu miktara inmiştir. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: indibindi, günindi

İMLİK

[isim]

  • Kitap sayfaları arasına konulan ve okunan yeri belirlemekte kullanılan ince, uzun karton parçası