ÇİÇEKLENEBİLMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÇİÇEKLENEBİLMEK harflerini içeren 5 harfli 93 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇİÇEKLENEBİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇEBİÇ13,
EKİLİ
-
Ekilmiş olan, mezru
Ekili tarla.
ELLİK
- Eldiven
- Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç
- Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven
İLKEL
-
İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif
Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And
- Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
-
Basit, karmaşık olmayan
Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam
- Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
- Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
- Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilkel kalmak
Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum
İLKİN
-
Başta, başlangıçta, önce, iptida
Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu
KİLLİ
-
İçinde kil bulunan
Killi kütle. Killi şist.
KİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca cynique)
- Sinik
KİNLİ
- Kindar
KELİK
- Eski ayakkabı
KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)
- Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
- Ekinlerde başak
-
Külçe biçimindeki şeker
Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. - Attila İlhan
- Baş, kafa
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
KELLİ
-
`Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz
Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı
KELEK
- Olgunlaşmamış, ham kavun
- Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal
-
Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan
Kelek mısır.
-
Kılsız
Kelek tulum.
- Aptal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelek atmak
- kelek yapmak
LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)
- Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
- Kaşındırıcı bir deri hastalığı
Birleşik Kelimeler: liken bilimi
NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)
- Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)
Birleşik Kelimeler: nikel kaplama
EKLEM
- Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi
EKMEK
-
Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz
Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş. - Yusuf Ziya Ortaç
-
İnsanı geçindirecek iş, kazanç
Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi. - Necati Cumalı
-
Yemek, aş
Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
- ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
- ekmeğinden etmek
- ekmeğinden olmak
- ekmeğine göz koymak (veya dikmek)
- ekmeğine yağ sürmek
- ekmeğini çıkarmak
- ekmeğini eline almak
- ekmeğini kana doğramak
- ekmeğini kazanmak
- ekmeğini taştan çıkarmak
- ekmeğini yemek
- ekmeğiyle oynamak
- ekmek aslanın ağzında
- ekmek çarpsın!
- ekmek elden su gölden
- ekmek istemez su istemez
- ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
- ekmek öpmek
- ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
Birleşik Kelimeler: ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği
- Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
-
Toprağı ekip biçmek için kullanmak
Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Serpmek
Yemeğe biber ekmek.
-
Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.
-
Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak
Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler. - Haldun Taner
- Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek
- Yarışta geçmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- eken biçer, konan göçer
- ekip biçmek
- ekmeden biçilmez
- ekmediği yerden biter
- ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını