ÇİVİYUKARI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÇİVİYUKARI harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇİVİYUKARI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
VURAÇ15,
YİRİK
- Yarık, yırtık
- Üst dudağı yarık olan (kimse)
AYRIK
-
Ayrılmış
Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç
- Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
- Kural dışı
-
Düzgün ve uygun olmayan, çarpık
Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay
- Ayrık otu
Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu
KURYA (Kelime Kökeni: İngilizce curia)
- Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü
KIRAY
- Yol kesen, asi
- Genç, delikanlı
KAYIR
- Kalın kum
- İnce kum
YARIK
-
Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak
Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk. - Aka Gündüz
- İnce bir çizgi durumunda açılmış yara
-
Anlaşmazlık
Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik
- Çatlak
- Dişinin cinsel organı
- Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş
Birleşik Kelimeler: yarık dudak, karnıyarık, tabanı yarık, dudak yarığı
ÇIKAR
- Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
Ata Sözleri ve Deyimler
- çıkar gözetmek
- çıkarına bakmak
- çıkarını tepmek
Birleşik Kelimeler: çıkar budak, çıkar yol
ÇIKRA
- Sık çalı
ÇIRAK (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)
- Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
-
Dükkânda ayak işlerine bakan kimse
Ekseriya bahçıvan, uşak, bakkal çırağı ile karşılaşırdım. - Refik Halit Karay
- Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- çırak almak
- çırak çıkarmak
- çırak vermek
ÇARIK
-
İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı
Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor. - Ömer Seyfettin
- Araba yokuş aşağı giderken tekerleği frenlemek için altına sürülen demir levha
- Çene
-
Para cüzdanı
Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler. - Refik Halit Karay
Birleşik Kelimeler: çürük çarık, venüsçarığı
ÇAKIR
-
Açık mavi, hareli ela (göz)
Soluk esmer renkli, çakır gözlü, ağır tavırlı, az konuşur bir delikanlıydı. - Memduh Şevket Esendal
- Çakırdoğan
Birleşik Kelimeler: çakır ayaz, çakır çukur, çakırdiken, çakırdoğan, çakırkanat, çakırkeyif, çakır pençe
- Şarap
KIRAÇ
- Verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)
UYARI
-
Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz, ihtar, tembih
Romancının uyarılarından habersiz kaldınız. - Adalet Ağaoğlu
- Organizmada uyarım yaratan güç
Birleşik Kelimeler: erken uyarı
RAYİÇ (Kelime Kökeni: Arapça rāyic)
-
Bir para biriminin veya malın satış ve sürüm değeri
Türk lirasının rayicinin en yüksek olduğu bir dönemden söz ediyorum. - Haldun Taner
Birleşik Kelimeler: rayiç bedel, rayiç fiyat
UÇARI
-
Ele avuca sığmaz (kimse)
Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Kendini çeşitli eğlencelere vermiş (kimse), sefih
Yazar dediğin biraz uçarı, serseri mizaç olmalı değil midir? - Haldun Taner