ÇİRKEFLEŞME Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

ÇİRKEFLEŞME harflerini içeren 7 harfli 25 kelime bulunuyor. 7 harfli ÇİRKEFLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çirkefleşme ile başlayan 7 harfli kelimeler. İçinde Çirkefleşme olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FİŞLEME17, ŞİFLEME17, ŞEREFLİ16, ÇEKİŞME14, ÇELİŞME14, EFİLEME14, ÇİLEKEŞ13, ERFELEK13, ÇİLEMEK11, ÇEKMELİ11, ÇEKİLME11, ERİŞMEK11, EŞLEMEK11, EŞİLMEK11, EKLEŞME11, İŞLEMEK11, İÇMELER11, İÇERMEK11, KEŞLEME11, MEŞELİK11, ŞEKERİM11, İÇERLEK10, KEÇİLER10, ŞEKERLİ10, KEMERLİ8

KEMERLİ

[sıfat]

  • Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

  • Kemer biçiminde olan

    Orhan'ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Kavisli olan

    Kemerli burun.

İÇERLEK

[sıfat]

  • Yanındakilerden daha içeride, daha geride bulunan

    İçerlek birahanenin uzun koridorunda kendimi çok yabancı buldum. - Peyami Safa

  • İçine çökmüş, derinde olan

    Siyah oyuklarında içerlek gözleri sağa sola çevrildi. - Peyami Safa

KEÇİLER

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Keçileri ve çeşitli koyun türlerini içine alan, dağlık, kayalık yerlerde yaşayan, hafif yapılı, çevik, geviş getiren hayvanlar sınıfı

ŞEKERLİ

[sıfat]

  • İçinde şeker bulunan
  • Lezzetli, tatlı

    Elmalar ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: şekerli kahve, orta şekerli

ÇİLEMEK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yağmur çiselemek

    O baharın renkleri, güzellikleri ve ihtirasları bir nisan yağmuru hâlinde çiler dururdu. - Aka Gündüz

  • Nemlenmek, ıslanmak
  • Bülbül şakımak

ÇEKMELİ

[sıfat]

  • Çekmesi olan
  • Çekmecesi olan

    Çekmeli dolap.

Birleşik Kelimeler: çekmeli vagon

ÇEKİLME

[isim]

  • Çekilmek işi

    Daha düğün olmadan Hayri benim okuldan çekilmemi istedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa

    Hesaplarını altüst etmiş, onu elli beş yaşında devlet memuriyetinden çekilmeye mecbur bırakmıştı. - Reşat Nuri Güntekin

[askerlik]

  • Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat

    Neticede işgal kuvvetleri buralardan çekilmeye mecbur edildiler. - Atatürk

[jeoloji]

  • Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı

[spor]

  • Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması

ERİŞMEK

[-e]

  • Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak

    Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş. - Necati Cumalı

  • Bir yere ulaşmak, varmak

    Boyu bir elli beş olduğu için eli ancak on beşinci düğmeye erişebilmektedir. - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Bitkiler veya bunların ürünleri olgunlaşmak

    Yemişler bu yıl çabuk erişti.

[nesnesiz]

  • Zaman gelip çatmak

    Vakit erişti. Bahar erişti.

EŞLEMEK

[-i]

  • Benzer iki şeyi bir araya getirmek

[sinema]

[televizyon]

  • Ses ile görüntü arasında gerekli bağı sağlamak

EŞİLMEK

[nesnesiz]

  • Eşme işine konu olmak

EKLEŞME

[isim]

  • Ekleşmek işi

İŞLEMEK

[-i]

  • Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

[nesnesiz]

  • İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak

    Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek

    O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[-e]

  • Nakşetmek

    Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]

  • İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
  • Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
  • Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
  • Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek

    Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - Reşat Nuri Güntekin

[-den]

  • İşlek, etkin durumda olmak

    Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Çıban, olgunlaşma yolunda olmak

[nesnesiz]

  • Yara, kapanmamak

[nesnesiz]

  • Gidip gelmek

    Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - Sermet Muhtar Alus

  • Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak

    Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener

  • Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)

Birleşik Kelimeler: özişler

İÇERMEK

[-i]

  • İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek

    Düpedüz tehdit içeren yazıların sayısı da hayli kabarıktı. - Elif Şafak

[felsefe]

  • Bir şey, başka bir şeyin varlığını gerektirmek, biri ötekini ister istemez düşündürmek, tazammun etmek

    Cins kavramları tür kavramlarını, tür kavramları birey kavramlarını içerir.

KEŞLEME

[isim]

  • Keşlemek durumu

MEŞELİK

[isim]

  • Meşe korusu veya meşe ormanı