ÇİRİŞLEMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

ÇİRİŞLEMEK harflerini içeren 7 harfli 30 kelime bulunuyor. 7 harfli ÇİRİŞLEMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇEKİŞME14, ÇELİŞME14, ÇİLEKEŞ13, ÇEKİŞLİ13, ÇELİŞİK13, ÇELİŞKİ13, ÇEKİLİŞ13, ÇİLEMEK11, ÇEKİMLİ11, ÇEKMELİ11, ÇEKİLME11, ERİŞMEK11, EŞİLMEK11, İŞLEMEK11, İÇMELER11, İÇİRMEK11, İÇİLMEK11, İÇERMEK11, İLİŞMEK11, KEMİRİŞ11, MEŞELİK11, ŞEKERİM11, İÇERLEK10, KİREÇLİ10, KEÇİLER10, ŞEKERLİ10, EMİRLİK8, İRKİLME8, İKİLEME8, KEMERLİ8

EMÎRLİK

[isim]

  • Beylik

İRKİLME

[isim]

  • İrkilmek işi

    Bu kelime, birdenbire insana şöyle bir irkilme verir. - Necip Fazıl Kısakürek

İKİLEME

[isim]

  • İkilemek işi

[dil bilgisi]

  • Anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanması, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran kelimelerin yan yana kullanılması: Yavaş yavaş, irili ufaklı, aşağı yukarı gibi

KEMERLİ

[sıfat]

  • Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

  • Kemer biçiminde olan

    Orhan'ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Kavisli olan

    Kemerli burun.

İÇERLEK

[sıfat]

  • Yanındakilerden daha içeride, daha geride bulunan

    İçerlek birahanenin uzun koridorunda kendimi çok yabancı buldum. - Peyami Safa

  • İçine çökmüş, derinde olan

    Siyah oyuklarında içerlek gözleri sağa sola çevrildi. - Peyami Safa

KİREÇLİ

[sıfat]

  • Birleşiminde kireç olan veya kireci çok olan

    Bir söylenişe göre, arazi tamamıyla kireçli olduğu için ağaçlar serpilme gücünden mahrum kalıyormuş. - Ahmet Rasim

  • Kireç sürülmüş, kireç bulaşmış

    Bugün ufka bakanın eski deniz yerine / Kireçli bir bataklık çarpıyor gözlerine - Faruk Nafiz Çamlıbel

KEÇİLER

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Keçileri ve çeşitli koyun türlerini içine alan, dağlık, kayalık yerlerde yaşayan, hafif yapılı, çevik, geviş getiren hayvanlar sınıfı

ŞEKERLİ

[sıfat]

  • İçinde şeker bulunan
  • Lezzetli, tatlı

    Elmalar ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: şekerli kahve, orta şekerli

ÇİLEMEK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yağmur çiselemek

    O baharın renkleri, güzellikleri ve ihtirasları bir nisan yağmuru hâlinde çiler dururdu. - Aka Gündüz

  • Nemlenmek, ıslanmak
  • Bülbül şakımak

ÇEKİMLİ

[sıfat]

  • Çekimi olan, alımlı, cazibeli, cezbedici

    Görüntüsü çok daha çekimli. - Çetin Altan

[dil bilgisi]

  • Çekim ekleri alabilen

Birleşik Kelimeler: çekimli fiil

ÇEKMELİ

[sıfat]

  • Çekmesi olan
  • Çekmecesi olan

    Çekmeli dolap.

Birleşik Kelimeler: çekmeli vagon

ÇEKİLME

[isim]

  • Çekilmek işi

    Daha düğün olmadan Hayri benim okuldan çekilmemi istedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa

    Hesaplarını altüst etmiş, onu elli beş yaşında devlet memuriyetinden çekilmeye mecbur bırakmıştı. - Reşat Nuri Güntekin

[askerlik]

  • Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat

    Neticede işgal kuvvetleri buralardan çekilmeye mecbur edildiler. - Atatürk

[jeoloji]

  • Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı

[spor]

  • Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması

ERİŞMEK

[-e]

  • Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak

    Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş. - Necati Cumalı

  • Bir yere ulaşmak, varmak

    Boyu bir elli beş olduğu için eli ancak on beşinci düğmeye erişebilmektedir. - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Bitkiler veya bunların ürünleri olgunlaşmak

    Yemişler bu yıl çabuk erişti.

[nesnesiz]

  • Zaman gelip çatmak

    Vakit erişti. Bahar erişti.

EŞİLMEK

[nesnesiz]

  • Eşme işine konu olmak

İŞLEMEK

[-i]

  • Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

[nesnesiz]

  • İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak

    Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek

    O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[-e]

  • Nakşetmek

    Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]

  • İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
  • Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
  • Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
  • Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek

    Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - Reşat Nuri Güntekin

[-den]

  • İşlek, etkin durumda olmak

    Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Çıban, olgunlaşma yolunda olmak

[nesnesiz]

  • Yara, kapanmamak

[nesnesiz]

  • Gidip gelmek

    Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - Sermet Muhtar Alus

  • Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak

    Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener

  • Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)

Birleşik Kelimeler: özişler