ÇİNKO ile Oluşan Kelimeler (ÇİNKO Kelime Türetme)
ÇİNKO harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. ÇİNKO kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Çinko kelimesinin anlamı nedir? Çinko ile başlayan kelimeler. İçinde çinko olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
ÇİNKO9
4 Harfli Kelimeler
KONÇ8, İKON5, KONİ5
3 Harfli Kelimeler
ÇOK7, KOÇ7, İNÇ6, KİN3
2 Harfli Kelimeler
İÇ5, OK3, ON3, İN2, Kİ2
İN
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
- Mağara
Ata Sözleri ve Deyimler
- in gibi
- İnsan
Ata Sözleri ve Deyimler
- in cin
- in cin top oynamak
- in cin yok
- in misin, cin misin
Kİ (Kelime Kökeni: Farsça ki)
- Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz
-
Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz
Siz ki beni tanırsınız, niçin böyle düşünüyorsunuz?
- `Öyle, o kadar, o denli` vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz
-
İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz
Kapağı kaldırmış ki sandık bomboş. Bir de ağzıma aldım ki şeker gibi tadı var.
-
İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz
Ama o bir şey yapmamıştı ki onun hiç kabahati yoktu. - Osman Cemal Kaygılı
-
Yakınma, kınama vb. duyguları anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz
O beni sevmez ki! Sana güvenilmez ki!
-
Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz
Acaba gelmez mi ki? Bunu bana bırakırlar mı ki? Acaba ceza verirler mi ki?
- Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki gibi
Birleşik Kelimeler: hâlbuki, vakta ki, kaldı ki
KİN (Kelime Kökeni: Farsça kīn)
-
Birine karşı duyulan öç alma isteği, garaz
Adımız miskindir bizim / Düşmanımız kindir bizim - Yunus Emre
Ata Sözleri ve Deyimler
- kin bağlamak
- kin beslemek (veya tutmak)
- kin duymak
- kin gütmek
Birleşik Kelimeler: deve kini
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
ON
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 10 ve X rakamlarının adı
- Dokuzdan bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- on defa (veya kere)
- on parmağı boğazında olmak
- on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
- on parmağında on kara
Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü
İKON (Kelime Kökeni: Fransızca icône)
- Bilgisayarda kullanılacak herhangi bir programı simgeleyen küçük resim
KONİ (Kelime Kökeni: Fransızca cône)
- Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut
- Bu biçiminde olan
- Çembersel bölge üzerindeki her noktanın çember düzlemi dışındaki bir nokta ile birleşiminden oluşan geometrik cisim
- Bu yüzeyle sınırlı katı cisim
Birleşik Kelimeler: kesik koni, birikinti konisi, dirim konisi
İÇ
-
Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı
Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. - Çetin Altan
- Oyuk şeylerin boşluğu
-
Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta
Tahtanın içi çürümüş.
- Nesnelerin veya kimselerin arasında bulunan nesne veya kimse, ara
-
Ten ile dış giysiler arası
Boynumda kalın yün atkı, içimde çift kat fanila, gene de titriyorum. - Erhan Bener
-
Kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm
Ekmek içi. Ceviz içi.
- Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım
-
Mide, bağırsak, karın
İçi bulanmak. İçi sürmek.
-
Akıl, gönül, irade gibi insanın manevi varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri
İçimizdeki sevinçleri, kederleri paylaşacak insan nerede? - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir ülke, şehir, topluluk vb.nde olan veya yapılan
Yurt içi ulaşım. Şehir içi haberleşme. Aile içi ilişkiler.
- Değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılması ve yoğrulmasıyla meydana getirilen karışım
-
Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan
İç kapının perdesi yanlara doğru açıldı. - Peyami Safa
-
İnsanın manevi varlığıyla ilgili olan
İç dünyamız.
- Muhteva
Ata Sözleri ve Deyimler
- iç (veya içini) dökmek
- iç açmak
- iç bağlamak
- iç çekmek
- iç etmek
- iç geçirmek
- iç gıcıklamak
- içi açılmak
- içi alaylı, dışı kalaylı
- içi almamak
- içi bayılmak
- içi beni yakar, dışı eli (veya seni) yakar
- içi boşalmak
- içi bulanmak
- içi burkulmak
- içi cız etmek
- içi çekmek
- içi daralmak
- içi dayanmamak
- içi dışı bir (olmak)
- içi dışına çıkmak
- içi erimek
- içi ezilmek
- içi ezim ezim ezilmek
- içi geçmek
- içi gitmek
- içi götürmemek
- içi hop etmek
- içi ısınmak
- içi içine geçmek
- içi içine sığmamak
- içi içini yemek
- içi kabul etmemek
- içi kağşamak
- içi kalkmak (veya kabarmak)
- içi kan ağlamak
- içi kapanmak
- içi kararmak
- içi kazınmak (veya kıyılmak)
- içinde duymak
- içinde kaybolmak
- içinden bir şeyler kopmak
- içinden çıkmak
- içinden geçirmek
- içinden geçmek
- içinden gelmek
- içinden gülmek
- içinden kan gitmek
- içinden konuşmak
- içinden okumak
- içinden olmak
- içinden yanmak
- içinde yüzmek
- içine almak
- içine ateş atmak
- içine ateş düşmek
- içine atmak
- içine baygınlıklar çökmek
- içine çekilmek (veya kapanmak)
- içine çekmek
- içine daralma gelmek
- içine dert olmak
- içine doğmak
- içine dokunmak
- içine etmek (veya sıçmak)
- içine fenalık gelmek (veya basmak)
- içine hüzün çökmek
- içine işlemek
- içine kurt düşmek
- içine kuşku çökmek
- içine oturmak
- içine sinmek
- içine sokacağı gelmek
- içine su serpilmek
- içine tükürmek
- içini açmak
- içini bayıltmak (veya kıymak)
- içini boşaltmak
- içini burkmak
- içini çekmek
- içini çürütmek
- içini dondurmak
- içini ezmek
- içini ısıtmak
- içini karartmak
- içini kemirmek
- içini kurt yemek (veya kemirmek)
- içinin ateşi küllenmek
- içinin yağı erimek
- içini okumak
- içini parçalamak (veya parça parça etmek)
- içini sarmak
- içini sıkmak
- içini sızlatmak
- içini yakmak
- içini yemek
- içi paralanmak (veya parçalanmak)
- içi rahat etmek
- içi sıkılmak
- içi sızlamak
- içi sürmek
- içi titremek
- içi vık vık (veya fık fık veya pır pır) etmek
- içi yağ bağlamak
- içi yanmak
- iç tutmak
Birleşik Kelimeler: iç acısı, iç ağ, iç ağa, iç asalak, iç bakla, iç barış, iç başkalaşım, iç bellek, iç borç, iç borçlanma, iç bölge, iç bulantısı, iç burukluğu, içbükey, iç cep, iç cümle, iç çamaşırı, iç çokgen, iç denetçi, iç denetim, içdenetir, iç denge, iç deniz, iç deri, iç donu, iç dünya, iç ek, iç etek, iç evlilik, iç gezegen, iç göbek, iç göç, içgöreç, içgörü, iç görüm, içgösterir, içgüdü, iç güveyi, iç güveyisi, iç harp, iç hastalıkları, iç hat, iç ısı, iç ısıtıcı, iç içe, iç işleri, iç itim, iç itmek, iç kafiye, iç kapak, iç kavuz, iç kulak, iç kuyu, iç lastik, iç merkez, iç mimar, iç mimari, iç odun, iç oğlanı, iç pazar, iç pilav, iç plazma, iç politika, iç saha, iç salgı, iç savaş, iç ses, iç spiker, iç su, iç sürme, içtepi, iç ters açı, iç turizm, iç tümce, iç türeme, iç tüzük, iç uyak, içyağı, iç yarıçap, içyüz, iç yüz, iç zar, içe bakış, içe dönük, içe kapanık, içe yöneliklik, içi boş, içi çıfıt çarşısı, içi dar, içi fesat, içi geniş, içi tez, için için, içler acısı, sağ iç, sol iç, avuç içi, badem içi, bakla içi, ceviz içi, çevrim içi, ders içi, fındık içi, fıstık içi, hafta içi, hizmet içi eğitim, kavuniçi, meslek içi eğitim, meyve içi, rahim içi araç, yurt içi
İNÇ (Kelime Kökeni: İngilizce inch)
- Uzunluğu 2,54 santimetre olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus
ÇOK
-
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
Bana matematik çok kolay geldi. - Falih Rıfkı Atay
-
Aşırı bir biçimde
Biz çocuklar evimizi çok beğendik. - Ayla Kutlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- çok baharın otunu yemek
- çok bilen (veya söyleyen) çok yanılır
- çok el ya yağmaya ya yolmaya
- çok gelmek
- çok gezen tavuk ayağında pislik getirir
- çok görmek
- çok havlayan köpek ısırmaz
- çok koşan çabuk (veya çok veya tez) yorulur
- çok naz âşık usandırır
- çok olmak
- çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin
- çok söylemek
- çok şey!
- çok şükür
- çok yaşayan (veya okuyan) bilmez, çok gezen bilir
Birleşik Kelimeler: çok anlamlı, çok ayaklılar, çokbilmiş, çok çok, çok düzlemli, çok eşli, çok fazlı, çok geçmeden, çokgen, çok gizli, çok gözeli, çok hücreli, çok karılı, çok katlı otopark, çok kısa dalga, çok kocalılık, çok ortaklı, çok partili, çoksatar, çok sesli, çok sözlü, çok şiddetli fırtına, çok tanrıcı, çok tanrılı, çok taraflı, çok terimli, çok uluslu, çok yanlı, çok yıllık, çok yönlü, çok yüzlü, az çok, birçok, pek çok, birçoğu
KOÇ
- Damızlık erkek koyun
- Sağlıklı, gürbüz genç erkek
Ata Sözleri ve Deyimler
- koça boynuzu yük değil
Birleşik Kelimeler: koçbaşı, koçboynuzu, koç burunlu, koç katımı, koç yiğit, koç yumurtası
- Çalıştırıcı
- Kişilerin liderlik veya yöneticilik özelliklerini, becerilerini geliştirmeye yönelik, belli bir amacı hedefleyerek daha etkili sonuçlara ulaşmasını sağlamak için çalışan kimse
Birleşik Kelimeler: yaşam koçu
- Zodyak üzerinde Balık ile Boğa arasında bulunan takımyıldızın adı, Hamel
KONÇ
-
Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm
Çorap koncu. Çizme koncu.
ÇİNKO (Kelime Kökeni: İtalyanca zinco)
- Atom numarası 30, atom ağırlığı 65,37, mavimsi beyaz renkte olan sert bir element, tutya (simgesi Zn)
-
Bu elementten yapılmış
Odamız yaz günleri çinko damın altında yanar durur. - Orhan Veli Kanık
-
Tombala oyununda kartın bir veya iki sırasını doldurma
Tombalada hem birinci hem de ikinci çinkoyu o yaptı.
- Tombala oyununda kartın bir veya iki sırasını ilk olarak dolduran kişinin kazandığını bildiren ve açıkça söylenen söz