ÇİMENTOSUZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇİMENTOSUZ harflerini içeren 5 harfli 46 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇİMENTOSUZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇİZME12, EZİNÇ11, OTSUZ11, ONSUZ11, SONUÇ11, MİTOZ10, MEZUN10, MEZON10, OTİZM10, SEMİZ10, SEZON10, SEÇİM10, ÇİMEN9, ÇİTME9, ETSİZ9, ENSİZ9, ENZİM9, MUSON9, NESİÇ9, SOMUT9, SOMUN9, TEMİZ9, TEİZM9, ZEMİN9, ÇİTEN8, ÇETİN8, İÇTEN8, MİTOS8, MESUT8, MUNİS8, MENUS8, TOSUN8, İSMEN7, İSMET7, İSTEM7, METİS7, MONTE7, NESİM7, SİTEM7, SİNME7, STENO7, METİN6, NİMET6, SENİT6, TENİS6, TEMİN6

METİN (Kelime Kökeni: Arapça metn)

[isim]

  • Bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünü, tekst

    Aslında kâğıda gerek yoktu çünkü bütün metni satır satır ezbere biliyordu. - Elif Şafak

  • Basılı veya el yazması parça, tekst

    Eserin Farsça metninin yazma nüshaları arasında da bazen oldukça büyük farklara tesadüf edilmektedir. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: metinler arasılık

[sıfat]

  • Metanetli

    Geçimi yolunda, maddeten ve manen metîn bir ailedir. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • metîn olmak

NİMET (Kelime Kökeni: Arapça niʿmet)

[isim]

  • İyilik, lütuf, ihsan

    Başımızdan gitmesi, ekşi suratından kurtulmamız da bir nimetti. - Sermet Muhtar Alus

  • Yaşamak için gerekli her şey

    Desem ki sen benim için hava kadar lazım / Ekmek kadar mübarek / Su gibi aziz bir şeysin / Nimetsin, nimettensin - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Yiyecek içecek, özellikle ekmek

[mecaz]

  • Yararlanılan imkân

    Evinizin iş yerinize bu kadar yakın oluşu nimet.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nimet bilmek
  • nimet hakkı (için)
  • nimeti ayağıyla tepmek

Birleşik Kelimeler: velinimet, dünya nimeti, eli nimetli

SENİT

[isim]

[halk ağzında]

  • Hamur tahtası

TENİS (Kelime Kökeni: Fransızca tennis)

[isim]

[spor]

  • Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu

    Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: tenis kortu, tenis sahası, ayak tenisi, futbol tenisi, masa tenisi

TEMİN (Kelime Kökeni: Arapça teʾmīn)

[isim]

  • Korkusunu giderme, inanç verme
  • Sağlama, elde etme
  • Gerçekleştirme

    Evde huzuru temin annenin görevidir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temin etmek

İSMEN (Kelime Kökeni: Arapça ismen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek

    Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

İSMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṣmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik
  • Dürüstlük, temizlik

    Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

Birleşik Kelimeler: harimiismet

İSTEM

[isim]

  • Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
  • Tüketicinin piyasadan mal çekmesi

[ruh bilimi]

  • İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi

METİS (Kelime Kökeni: Fransızca métis)

[sıfat]

[biyoloji]

  • Melez

MONTE (Kelime Kökeni: Fransızca monté)

[isim]

  • Montaj

Ata Sözleri ve Deyimler

  • monte etmek

NESİM (Kelime Kökeni: Arapça nesīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Hafif yel, esinti

    Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler - Enis Behiç Koryürek

SİTEM (Kelime Kökeni: Farsça sitem)

[isim]

  • Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme

    Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sitemde bulunmak
  • sitem etmek

SİNME

[isim]

  • Sinmek işi

    En iyi korunma çaresi yeşil dal altlarına sinmeye kaldı! - Haldun Taner

STENO (Kelime Kökeni: Fransızca sténo)

[isim]

  • Söylenen sözleri söylendiği kadar çabuk yazmaya elverişli, kısa ve yalın işaretlerden oluşan yazı yöntemi, stenografi
  • Bu yazı yöntemini kullanarak herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf

    O hazırladığım nutku, sonra şehir adına, gece, fener alayında, Mustafa Kemal'in çıkıp halkı selamladığı balkona fırlayarak söyledim, stenolar olduğu gibi zapt etmişler. - Behçet Kemal Çağlar

ÇİTEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
  • Kuzu ağılı