ÇİMDİKLENMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÇİMDİKLENMEK harflerini içeren 5 harfli 89 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇİMDİKLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DEMEÇ11,
EKİLİ
-
Ekilmiş olan, mezru
Ekili tarla.
İLKİN
-
Başta, başlangıçta, önce, iptida
Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu
KİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca cynique)
- Sinik
KİNLİ
- Kindar
KELİK
- Eski ayakkabı
KELEK
- Olgunlaşmamış, ham kavun
- Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal
-
Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan
Kelek mısır.
-
Kılsız
Kelek tulum.
- Aptal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelek atmak
- kelek yapmak
LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)
- Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
- Kaşındırıcı bir deri hastalığı
Birleşik Kelimeler: liken bilimi
NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)
- Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)
Birleşik Kelimeler: nikel kaplama
EKLEM
- Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi
EKMEK
-
Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz
Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş. - Yusuf Ziya Ortaç
-
İnsanı geçindirecek iş, kazanç
Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi. - Necati Cumalı
-
Yemek, aş
Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
- ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
- ekmeğinden etmek
- ekmeğinden olmak
- ekmeğine göz koymak (veya dikmek)
- ekmeğine yağ sürmek
- ekmeğini çıkarmak
- ekmeğini eline almak
- ekmeğini kana doğramak
- ekmeğini kazanmak
- ekmeğini taştan çıkarmak
- ekmeğini yemek
- ekmeğiyle oynamak
- ekmek aslanın ağzında
- ekmek çarpsın!
- ekmek elden su gölden
- ekmek istemez su istemez
- ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
- ekmek öpmek
- ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
Birleşik Kelimeler: ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği
- Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
-
Toprağı ekip biçmek için kullanmak
Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Serpmek
Yemeğe biber ekmek.
-
Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.
-
Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak
Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler. - Haldun Taner
- Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek
- Yarışta geçmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- eken biçer, konan göçer
- ekip biçmek
- ekmeden biçilmez
- ekmediği yerden biter
- ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını
ENLEM
- Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi
Birleşik Kelimeler: enlem dairesi
ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))
- Elektronik posta
EMLİK
-
Emme döneminde olan çocuk
Koç yiğidin yanında olur yazısı / Ananın babanın emlik kuzusu - Halk türküsü
- Zamanından daha geç doğan kuzu veya oğlak
İNMEK
- Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek
-
Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak
Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. - Peyami Safa
-
Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden gelmek
Dağdan kurt indi.
-
Bir yerden başka bir yere gitmek, varmak
Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi. - İhsan Oktay Anar
-
Konaklamak
Samananbarı köyünün en büyük ve gösterişli evine inmişlerdi. - Halide Edip Adıvar
-
Alçalıp eski durumuna dönmek
Sular indi. Şiş indi.
-
Fiyatı düşürmek
Bin lira daha indim, gene almadı.
-
Değeri düşmek
Altın fiyatları indi.
-
Vurmak
Şimdi kafana inerim!
-
Yıkılmak
Yağmurdan duvar inmiş.
-
İnme gelmek
Sağ tarafına inmiş.
-
Bir yeri kaplamak, basmak veya bir yerden akmak, kaymak
Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara. - Çetin Altan
-
Uzamak, ulaşmak
Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki zeytinlik ta vadiye kadar iniyordu. - Ömer Seyfettin
- Ağmak
-
Sayısı azalmak
Evvelden daha çok olduğumuzu zannettiğim hâlde sayımız son günlerde bu miktara inmiştir. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: indibindi, günindi
İMLİK
- Kitap sayfaları arasına konulan ve okunan yeri belirlemekte kullanılan ince, uzun karton parçası