ÇEVİRMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÇEVİRMEK harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇEVİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇEVİK14,
ERMEK
-
Erişmek
Nereden geldiğini anlamadığı bir ataklığa ermişti. - Necati Cumalı
- Kavuşmak
-
Yetişip dokunmak
Eli tavana ermek.
- İnsan veya bitki büyüyüp gelişmek, yetişmek
-
Ürün olgunlaşmak
Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya - Halk türküsü
- Kendini Tanrı yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- erdiğine erer, ermediğine taş atar
Birleşik Kelimeler: aşermek
ERİME
-
Erimek işi
Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit
Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi
İRKME
- İrkmek işi
KEREM (Kelime Kökeni: Arapça kerem)
- Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
-
Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf
Bir başka kerem beklemez artık gelecekten. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kerem buyurun (veya eyleyin)
- kerem etmek
Birleşik Kelimeler: kerem sahibi
KERİM (Kelime Kökeni: Arapça kerīm)
- Soylu
- Eli açık, cömert
- Allah'ın adlarından biri
KEMER (Kelime Kökeni: Farsça kemer)
-
Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı. - Peyami Safa
- Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü
- Emniyet kemeri
-
Tümsekli
Kemer burun.
-
Kemiklerden oluşan yay biçimindeki yapı
Kaş kemeri. Damak kemeri. Ayak kemeri.
- Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı
-
İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı. - Oğuz Atay
- Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kemer (veya kemerini) sıkmak
- kemeri dolu olmak
Birleşik Kelimeler: kemer bağlama, kemer gözü, kemer patlıcanı, bel kemeri, emniyet kemeri, su kemeri
- Antalya iline bağlı ilçelerden biri
- Burdur iline bağlı ilçelerden biri
KEMRE
- Gübre, tezek
- Deride kalınlaşmış kir tabakası
- Başta olan kepek
Ata Sözleri ve Deyimler
- kemre bağlamak
MEREK
- Samanlık, odunluk, hayvan yemi deposu veya ahır
ÇEKER
- Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı
ERKEÇ
- İğdiş edilmiş, üç yaşından büyük erkek keçi
Birleşik Kelimeler: erkeçsakalı
İÇREK
- Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi, öğreti), bâtıni, ezoterik, dışrak karşıtı
KİREÇ (Kelime Kökeni: Farsça gireç)
-
Mermer, tebeşir, kireç taşı, alçı taşı gibi birçok taşın özünü oluşturan kalsiyum oksit, (CaO)
Duvarlar kireç badanalı idi. - Sait Faik Abasıyanık
- Kalsiyum hidroksit, Ca(OH)
Ata Sözleri ve Deyimler
- kireç söndürmek
Birleşik Kelimeler: kireç fabrikası, kireç kaymağı, kireç kuyusu, kireç ocağı, kireç suyu, kireçsütü, kireç taşı, kireçyeren, mermer kireci, su kireci
ÇİMEK
- Çimecek yer
ÇEKEM
- Yeşil yapraklı, dikensi, ateşe atıldığında çatırdayarak yanan bir bitki
ÇEKİM
- Çekme işi
- Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, adların da ad durumlarına göre uğradığı biçimleri, tasrif
-
Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe, traksiyon
Yer çekimi. Mıknatıs çekimi.
- Alıcının sürekli olarak çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plan
Birleşik Kelimeler: çekim eki, çekimölçer, çekim senaryosu, ağır çekim, soya çekim, tıpkıçekim, ad çekimi, fiil çekimi, isim çekimi, yer çekimi