[isim]

• Eril olma durumu, müzekkerlik

[isim]

• Elti olma durumu

[sıfat]

• İçinde elli tane bulunan

  Ellilik paket.

• Elli yaşında olan

  Ellilik bir kadının elinde kocaman bir çanta ile geldiğini gördük. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

• Elli kuruş veya elli lira değerinde para

[isim]

• Elit olma durumu

[sıfat]

• İlerlemiş, ileriye varmış

[sıfat]

• Hastalığı olan

[mecaz]

• Sürekli aksaklık gösteren

[sıfat]

• Kilidi olan

  Kilitli bir bavul almak istiyorum.

• Kilitlenmiş

  Bazen üst üste konulmuş bu kilitli sandıklar arasından bir tanesini, zamanı gelince sahibi gelir, açardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

• Tekeri olan, tekerlekli

[sıfat]

• İçinde çilek bulunan (pasta, dondurma vb.)

[isim]

[denizcilik]

• Yelkenleri olmakla birlikte kürekle de yol alan eski zaman gemisi, çektirme

  Bu donanma bizimdi. Kadırgalarıyla, kalyonlarıyla, çektirileriyle bizim. - Orhan Seyfi Orhon

[sıfat]

• Çeliği olan, çelik içeren

• Çelikle kaplı

[isim]

• Elçi olma durumu

• Elçinin yaptığı iş, sefirlik, sefaret

  Elçilik kadrolarında tenkisat yapılacağından söz ediliyor. - Attila İlhan

• Elçinin görevini yaptığı yapı, sefaret, sefarethane

  Elçilik denen bu konakta bir nevi iç güveyisi hayatı sürüyorum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• elçilik etmek (veya yapmak)

[sıfat]

• Elçeği olan

  Ellerin elçekli gelin / Kolların kolçaklı gelin - Halk türküsü

[isim]

• Duygulu olma durumu, duygululuk

  Hatta maalesef bu sevgide bir çocuk içliliği bile vardır. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• Yanındakilerden daha içeride, daha geride bulunan

  İçerlek birahanenin uzun koridorunda kendimi çok yabancı buldum. - Peyami Safa

• İçine çökmüş, derinde olan

  Siyah oyuklarında içerlek gözleri sağa sola çevrildi. - Peyami Safa