ÇENGELLEYİŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇENGELLEYİŞ harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇENGELLEYİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GEÇİŞ15, ÇENGİ12, ÇELGİ12, GEÇEN12, GELİŞ12, GENİŞ12, İLGEÇ12, ÇEŞNİ11, YENGE11, YENGİ11, NEYÇE10, YELEÇ10, YEŞİL10, ELGİN9, ENGEL9, GELEN9, GENEL9, GELİN9, ÇELEN8, İLENÇ8, LEYLİ7, YELİN7, YELLİ7, YENLİ7

LEYLİ (Kelime Kökeni: Arapça leylī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yatılı

    Orada Amerikan mektebine leyli verdi. - Peyami Safa

  • Geceye özgü

    Kadınlar orada güzel, ince, saf, leylidir. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: leyli meccani

YELİN

[isim]

[halk ağzında]

  • İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü

YELLİ

[sıfat]

  • Yeli çok olan, rüzgârlı

    Yelli bir tepe.

  • Çok yellenen

[mecaz]

  • İşveli, fıkırdak

YENLİ

[sıfat]

  • Yenleri olan

    Geniş yenli gömlek.

ÇELEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Ev saçağı

İLENÇ

[isim]

  • Beddua, kargış

    Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak. - Memduh Şevket Esendal

ELGİN

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yabancı, gurbette yaşayan, garip

ENGEL

[isim]

  • Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket

    Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

  • Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
  • Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
  • Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer

[spor]

  • Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engel çıkarmak
  • engel olmak
  • engel tanımamak

Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli

GELEN

[sıfat]

  • Gelme işini yapan (kimse veya nesne)

[fizik]

  • Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelen ağam giden paşam
  • gelene git denilmez
  • gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)

Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen

GENEL

[sıfat]

  • Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi

    Genel seçim. Genel tarih.

  • Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan

    Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli. - Adalet Ağaoğlu

  • Yetkisi ve sorumluluğu çok olan

    Genel başkan. Genel müdür.

  • Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)

    Genel kitaplık.

  • Bir genelleme sonucunda elde edilen

    Genel düşünce.

Birleşik Kelimeler: genel af, genel ağ, genel başkan, genel bütçe, genel coğrafya, genel dil bilimi, genelev, genelgeçer, genel gider, genel görünüm, genel görüşme, genel grev, genel kadın, genelkurmay, genel kurul, genel kütüphane, genel müdür, genel ölçek, genel sekreter, genel uygunluk bildirimi, genel yazman, genel yetenek, genel zekâ

GELİN

[isim]

  • Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın
  • Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelin almak
  • gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
  • gelin eşikte, oğlan beşikte
  • gelin etmek
  • gelin gibi süzülmek
  • gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
  • gelin gitmek
  • gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
  • gelin olmak
  • gelin yazmak

Birleşik Kelimeler: gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli

NEYÇE (Kelime Kökeni: Farsça neyçe)

[isim]

[eskimiş]

  • Küçük ney
  • Dokumacıların kullandığı küçük kamış

YELEÇ

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Havadar

YEŞİL

[isim]

  • Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk

    Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil / Tarla sarı olsun / Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun - Cahit Sıtkı Tarancı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Tek başına dolaştığın derin, yeşil ormanlarda / Yaprakları kurutacak sonbaharı düşündün mü? - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]

  • Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı

    Yeşilfasulye.

[sıfat]

  • Olmamış, ham (meyve)

    Yeşil kayısı.

Birleşik Kelimeler: yeşil alan, yeşilbağa, yeşilbaş, yeşilbiber, yeşilçekirge, yeşil dalga, yeşilfasulye, yeşil ışık, yeşil kart, yeşil kuşak, yeşil oy, yeşil pasaport, yeşil saat, yeşil saha, yeşil salata, yeşilsazan, yeşilsoğan, yeşil yakalı, yeşilzeytin, acı yeşil, açık yeşil, koyu yeşil, çağla yeşili, çam yeşili, küf yeşili, mercan yeşili, orman yeşili, safra yeşili, tavus yeşili, turkuaz yeşili, zümrüt yeşili

ÇEŞNİ (Kelime Kökeni: Farsça çāşnī)

[isim]

  • Yiyeceğin ve içeceğin tadı, tadımlık

    Çeşni olsun diye...

[mecaz]

  • Özellik

    Ben sadece ballar balından birkaç çeşni sunmaya çalıştım. - Ahmet Kabaklı

[mecaz]

  • Farklılık

    Bu taşçılar topluluğunun tadını, çeşnisini başka hiçbir yerde bulamazlardı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çeşni katmak
  • çeşnisine bakmak
  • çeşni tutmak