ÇELİŞİK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ÇELİŞİK harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli ÇELİŞİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çelişik ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Çelişik olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

İŞÇİ10, İÇİŞ10, ÇİLE7, ÇEKİ7, EŞİK7, EŞLİ7, EKŞİ7, ELÇİ7, İŞLİ7, İÇLİ7, İÇKİ7, İÇEL7, İLİÇ7, İLÇE7, KİŞİ7, KEÇİ7, ŞİKE7, ŞİLE7, EKLİ4, ELİK4, İLKE4, İLİK4, KİLE4

EKLİ

[sıfat]

  • Eklenmiş olan
  • Eki olan

Birleşik Kelimeler: ekli püklü

ELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Dağ keçisi

    Hızır nazardan koruya, eli ayağı düzgün, elik yavrusundan azgın kara saçlı, gül nakışlı bir kızım dünyaya gelmiştir. - Kemal Bilbaşar

İLKE

[isim]

  • Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip

    İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı. - Haldun Taner

  • Temel bilgi

    Kimyanın ilkeleri.

  • Öge, unsur

    Atomlar cisimlerin ilkeleridir.

  • Davranış kuralı

    Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma. - Nurullah Ataç

[mantık]

  • Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, umde, prensip

Birleşik Kelimeler: çelişiklik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, eylemsizlik ilkesi, heple hiç ilkesi, nedensellik ilkesi, süreklilik ilkesi

İLİK

[isim]

  • Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık

[isim]

  • Kemiklerin iç boşluklarını dolduran ve kan hücrelerinin yapımını sağlayan doku

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iliği kemiği donmak
  • iliği kemiği ısınmak
  • iliğine (veya iliklerine) işlemek (veya geçmek)
  • iliğine (veya iliklerine) kadar
  • iliğine kadar ıslanmak
  • iliğini kemirmek
  • iliğini kurutmak
  • ilik gibi
  • iliklerinde duymak

Birleşik Kelimeler: murdarilik, omurilik, taş iliği

KİLE (Kelime Kökeni: Arapça keyle)

[isim]

  • Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek

    Mercimek kile kile / Ölçerler sile sile - Halk türküsü

ÇİLE (Kelime Kökeni: Farsça çille)

[isim]

  • Zahmet, sıkıntı

    Bizim bu dünyadaki hayatımız da bir çileden ibaret olduğu düşünülecek olursa en münasip çilenin de burada olması icap ediyordu. - Asaf Halet Çelebi

[din bilgisi]

  • Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çile çekmek
  • çile çıkarmak (veya doldurmak)
  • çileden çıkarmak
  • çileden çıkmak
  • çilesi dolmak
  • çileye girmek

Birleşik Kelimeler: çilehane

[isim]

  • İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti
  • Yay kirişi

ÇEKİ

[isim]

  • Tartı
  • Odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan, 225,978 kilogram olan ağırlık ölçü birimi

[mecaz]

  • Üzüntü, sıkıntı

[halk ağzında]

  • Kadınların başlarına bağladıkları örtü

    Başı ağrıdığı zamanlar bağladığı beyaz çekiyi çözüp var gücüyle yeniden düğümledi. - Mustafa İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çeki taşı gibi
  • çekiye gelmek
  • çekiye gelmez

EŞİK

[isim]

  • Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak

    Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti. - Tarık Buğra

  • Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer

    Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]

  • Başlangıç yeri, başlangıç noktası, yakını

    Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğinde.

[coğrafya]

  • Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar

[müzik]

  • Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü

[ruh bilimi]

  • Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşiğine yüz sürmek
  • eşiğini aşındırmak
  • eşik (veya eşiğini) atlamak

Birleşik Kelimeler: duyum eşiği

EŞLİ

[sıfat]

  • Eşi olan

[zarf]

  • Eşi ile birlikte

Birleşik Kelimeler: çok eşli, tek eşli

EKŞİ

[sıfat]

  • Sirke veya limon tadında olan

[isim]

  • Bu tadı veren şey

    Bu yemeğin ekşisi fazla kaçmış.

[mecaz]

  • Uygunsuz, yakışıksız

    Bu ekşi sözler, bu dik bakışlar, tabii hiç hoşlarına gitmedi. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ekşi yemedim ki karnım ağrısın

Birleşik Kelimeler: ekşi elma, ekşi kiraz, ekşikulak, ekşi maya, ekşi surat, ekşi yonca, ekşi yüz

ELÇİ

[isim]

  • Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse, sefir
  • Bir uzlaşma sağlamak veya iş bitirmek için birinin yanına gönderilen kimse

[din bilgisi]

  • Peygamber

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elçiye zeval olmaz

Birleşik Kelimeler: büyükelçi, orta elçi

İŞLİ

[sıfat]

  • Üzeri nakışlı

    Sırma işli bir peştamal. - Yusuf Ziya Ortaç

İÇLİ

[sıfat]

  • İçi dolu (taneli sebze veya kuru yemiş)

[mecaz]

  • Kolay duygulanıp incinen, duygulu, hisli

    Annem evlatlarının bu kayıtsızlığına karşı içli bir hâlde günden güne fazla üzülüyor ve bitiyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Duygulandıran, etkili

    Denize uzanan demir iskelenin ucuna gidip içli şiirler okurduk birbirimize. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: içli dışlı, içli köfte

İÇKİ

[isim]

  • İçinde alkol bulunan içecek

    Masamızda ne içki ne yemiş ne meze eksildi. - Burhan Felek

  • Bu içeceği içme işi

    Arkadaş yoluna kumara, içkiye alıştım. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: içki âlemi, içki masası, içki psikozu, içki sefası, içki sofrası, ön içki

İLİÇ

[isim]

  • Erzincan iline bağlı ilçelerden biri