ÇEKİLİVERME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ÇEKİLİVERME harflerini içeren 6 harfli 32 kelime bulunuyor. 6 harfli ÇEKİLİVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çekiliverme ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Çekiliverme olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇEVRİM16, ÇEVİRİ15, ÇEVRİK15, ÇİVRİL15, EVERME13, EVİRME13, VERMEK13, LEVREK12, ÇİLEME10, ÇELMEK10, ÇELMİK10, ÇEMREK10, ÇERMİK10, EMEKÇİ10, İÇİRME10, İÇERME10, İÇİLME10, ELEKÇİ9, İÇERİK9, KEÇELİ9, ERİMEK7, EKİLME7, EKLEME7, EMEKLİ7, ELEMEK7, İKİLEM7, KERİME7, KELEME7, KELİME7, KEMERE7, MELİKE7, MELEKE7

ERİMEK

[nesnesiz]

  • Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek

    Şeker suda erir.

  • Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek

    Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak

[mecaz]

  • Çok zayıflamak

    Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Utancından çok sıkılmak

[mecaz]

  • Yok olmak, bitmek, tükenmek

    Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eriyip bitmek
  • eriyip gitmek

Birleşik Kelimeler: erim erim

EKİLME

[isim]

  • Ekilmek işi

EKLEME

[isim]

  • Eklemek işi

[sıfat]

  • Eklenmiş

Birleşik Kelimeler: ekleme dişi

EMEKLİ

[sıfat]

  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

[isim]

  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

ELEMEK

[-i]

  • Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek

    Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü

  • Sınav veya yarışma yoluyla en iyileri seçmek
  • İpliği elemgeden geçirip yumak yapmak

[mecaz]

  • Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak

[spor]

  • Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek

İKİLEM

[isim]

[mantık]

  • İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım, kıyasımukassem, dilemma
  • İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikilemde kalmak
  • ikileme düşmek

KERİME (Kelime Kökeni: Arapça kerīme)

[isim]

[eskimiş]

  • Kız evlat

KELEME

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Sürülmeden bırakılmış (tarla)
  • Bakımsız bırakılmış (bağ veya bahçe)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keleme olmak

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)

[isim]

  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi

KEMERE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri

MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Padişah karısı

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi

MELEKE (Kelime Kökeni: Arapça meleke)

[isim]

  • Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık

    Bütün melekelerim yerinde olduğu hâlde kendimde değildim. - Necip Fazıl Kısakürek

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • Yeti
  • Yelken makarası

ELEKÇİ

[isim]

  • Elek yapan veya satan kimse

İÇERİK

[isim]

  • Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf

    Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir.

  • Sözlü veya yazılı anlatımda verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve imgelerin bütünü
  • Bir kelimenin veya kavramın anlamı

[ruh bilimi]

  • Herhangi bir ruhsal süreç veya düşünsel işlevi oluşturan ögelerin bütünü

[sıfat]

[mantık]

  • Bir cümle veya yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaşılabilen, zımni

KEÇELİ

[sıfat]

  • Keçesi olan