Çek ile Başlayan Kelimeler

ÇEK ile başlayan 144 kelime bulunuyor. Başında ÇEK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çek kelimesinin anlamı nedir? Çek ile biten kelimeler. İçinde çek olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ÇEKİÇLEYİVERMEK30, ÇEKİÇLEYEBİLMEK26, ÇEKİŞTİREBİLMEK24, ÇEKİMLEYEBİLMEK24, ÇEKİÇLETEBİLMEK24, ÇEKİÇLENEBİLMEK24, ÇEKİMLENEBİLMEK22, ÇEKTİRİLEBİLMEK21

14 Harfli Kelimeler

ÇEKİÇLEYİVERME29, ÇEKİNGENLEŞMEK25, ÇEKİÇLEYEBİLME25, ÇEKİŞTİRİCİLİK23, ÇEKİŞTİREBİLME23, ÇEKİMLEYEBİLME23, ÇEKİÇLETEBİLME23, ÇEKİÇLENEBİLME23, ÇEKİMLENEBİLME21, ÇEKTİRİLEBİLME20, ÇEKİRDEKLENMEK20

13 Harfli Kelimeler

ÇEKİNGENLEŞME24, ÇEKİRDEKÇİLİK21, ÇEKİŞTİRİLMEK20, ÇEKİÇLETİLMEK20, ÇEKTİREBİLMEK19, ÇEKİRDEKLENME19

12 Harfli Kelimeler

ÇEKİLİVERMEK22, ÇEKİŞEBİLMEK21, ÇEKEMEMEZLİK20, ÇEKİÇLETİLME19, ÇEKİŞTİRİLME19, ÇEKİLEBİLMEK18, ÇEKİNEBİLMEK18, ÇEKTİREBİLME18

11 Harfli Kelimeler

ÇEKİLİVERME21, ÇEKİRDEKSİZ20, ÇEKİŞEBİLME20, ÇEKİŞTİRİCİ20, ÇEKİMSİZLİK19, ÇEKİNGENLİK18, ÇEKİŞTİRMEK18, ÇEKİÇLENMEK18, ÇEKİÇLETMEK18, ÇEKİNEBİLME17, ÇEKİRDEKSEL17, ÇEKİLEBİLME17, ÇEKİMSENMEK17, ÇEKİMSERLİK16, ÇEKİMLENMEK16, ÇEKTİRİLMEK15

10 Harfli Kelimeler

ÇEKİMÖLÇER23, ÇEKOSLOVAK22, ÇEKMECESİZ21, ÇEKİŞMESİZ21, ÇEKİVERMEK20, ÇEKİNGENCE20, ÇEKİNCESİZ20, ÇEKİŞTİRİŞ19, ÇEKİMLEYİŞ19, ÇEKİRDEKÇİ18, ÇEKİRDECİK18, ÇEKİMSERCE18, ÇEKİŞTİRME17, ÇEKİŞİLMEK17, ÇEKİÇLETME17, ÇEKİÇLENME17, ÇEKİÇLEMEK17, ÇEKEMEZLİK17, ÇEKİMSENME16, ÇEKEBİLMEK16
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

ÇEKİÇHANE19, ÇEKİDÜZEN19, ÇEKİVERME19, ÇEKİÇLEME16, ÇEKİŞİLME16, ÇEKİŞMELİ16, ÇEKMECELİ16, ÇEKİNCELİ15, ÇEKTİRİCİ15, ÇEKİCİLİK15, ÇEKEBİLME15, ÇEKİMLEME14, ÇEKEMEMEK14, ÇEKİNİLME13, ÇEKTİRMEK13, ÇEKELEMEK13

8 Harfli Kelimeler

ÇEKİMSİZ16, ÇEKİŞMEK15, ÇEKİNGEN15, ÇEKTİRİŞ14, ÇEKİŞKEN14, ÇEKİRDEK13, ÇEKİMSER13, ÇEKEMEME13, ÇEKTİRME12, ÇEKMELİK12, ÇEKİNMEK12, ÇEKİLMEK12, ÇEKELEME12, ÇEKİKLİK11

7 Harfli Kelimeler

ÇEKİMCİ14, ÇEKİRGE14, ÇEKİŞME14, ÇEKMECE14, ÇEKEMEZ14, ÇEKİNCE13, ÇEKİNİŞ13, ÇEKİŞLİ13, ÇEKİŞTE13, ÇEKİLİŞ13, ÇEKİKÇE13, ÇEKELEZ13, ÇEKECEK13, ÇEKBERİ12, ÇEKİMLİ11, ÇEKİNME11, ÇEKMELİ11, ÇEKİLME11, ÇEKİNİK10, ÇEKİNTİ10
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

ÇEKİCİ12, ÇEKÇEK12, ÇEKYAT11, ÇEKMEK10

5 Harfli Kelimeler

ÇEKÇE11, ÇEKİÇ11, ÇEKİŞ11, ÇEKÜL10, ÇEKEM9, ÇEKİM9, ÇEKME9, ÇEKEL8, ÇEKER8, ÇEKİK8, ÇEKEK8

4 Harfli Kelimeler

ÇEKİ7

3 Harfli Kelimeler

ÇEK6

ÇEK (Kelime Kökeni: İngilizce check)

[isim]

  • Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge

Birleşik Kelimeler: açık çek, bloke çek, karşılıksız çek, hediye çeki

[isim]

  • Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse

ÇEKİ

[isim]

  • Tartı
  • Odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan, 225,978 kilogram olan ağırlık ölçü birimi

[mecaz]

  • Üzüntü, sıkıntı

[halk ağzında]

  • Kadınların başlarına bağladıkları örtü

    Başı ağrıdığı zamanlar bağladığı beyaz çekiyi çözüp var gücüyle yeniden düğümledi. - Mustafa İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çeki taşı gibi
  • çekiye gelmek
  • çekiye gelmez

ÇEKEL

[isim]

[halk ağzında]

  • Küçük çapa
  • Üvendirenin alt ucunda bulunan, pulluğa yapışan toprağı ayırmaya yarayan demir bölüm

ÇEKER

[isim]

  • Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı

ÇEKİK

[sıfat]

  • Yanlara doğru çekilerek gerilmiş gibi olan

    Çekik göz. Çekik kaş.

  • İçeriye doğru kaçmış, batık

    Zayıf, ince uzun bir vücudu, kuru, çekik esmer bir yüzü var. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: çekik göz

ÇEKEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kayık, mavna ve küçük gemilerin karaya çekildikleri yer

    Çayın taşması evler kadar çekekteki motorlar için de tehlikeliydi. - Rıfat Ilgaz

ÇEKEM

[isim]

[halk ağzında]

  • Yeşil yapraklı, dikensi, ateşe atıldığında çatırdayarak yanan bir bitki

ÇEKİM

[isim]

  • Çekme işi

[dil bilgisi]

  • Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, adların da ad durumlarına göre uğradığı biçimleri, tasrif

[fizik]

  • Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe, traksiyon

    Yer çekimi. Mıknatıs çekimi.

[sinema]

[televizyon]

  • Alıcının sürekli olarak çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plan

Birleşik Kelimeler: çekim eki, çekimölçer, çekim senaryosu, ağır çekim, soya çekim, tıpkıçekim, ad çekimi, fiil çekimi, isim çekimi, yer çekimi

ÇEKME

[isim]

  • Çekmek işi

    Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı. - Cahit Uçuk

  • Çekmece

    Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü. - Haldun Taner

  • Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak
  • Parmak veya mızrapla çalınan çalgı
  • Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi
  • İş yaparken giyilen bir şalvar türü

[sıfat]

  • Çekilerek giyilen veya kullanılan

    Erkekleri, yandan lastikli çekme potinden başkasını bilmiyorlardı. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Düzgün biçimli

    Çekme burun.

[spor]

  • Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması

Birleşik Kelimeler: çekme demir, çekme halatı, çekme kapı, çekme kat, ad çekme, halat çekme, kemane çekme, sıcak çekme

ÇEKİNİK

[sıfat]

[biyoloji]

  • Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan (soya çekim nitelikleri), resesif

    Çekinik karakterler.

  • Çekingen

[zarf]

  • Çekingen bir biçimde

    Hafta sonları çıktığı annesinin evinde, hep kıyılarda çekinik durdu. - Erendiz Atasü

ÇEKİNTİ

[isim]

  • Duraksama, kararsızlık, tereddüt

    Korkuya, hiç değilse çekintiye benzeyen bir şey de getiriyordu. - Tarık Buğra

ÇEKMEK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek

    Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Taşıtı bir yere bırakmak, koymak
  • Germek

    İpi çekmek.

  • İçine almak, emmek
  • Bir yerden başka bir yere taşımak

    Ekini tarladan çekmek.

  • Bir amaçla ortadan kaldırmak

    Piyasadaki parayı çekmek.

  • Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak

    Elindeki tabancayı tetiğine basmak için yeni çekivermiş gibiydi. - Tarık Buğra

  • Atmak, vurmak

    Dayak çekmek. Şut çekmek.

  • Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak
  • Güç durumlara dayanmak, katlanmak

    Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşından beri çekiyordum. - Peyami Safa

  • Tartıda ağırlığı olmak

    Tartsaydınız kırk, kırk beş kilodan fazla çekmezdi. - Peyami Safa

  • Döşemek

    Kablo çekmek.

  • Herhangi bir engel kurmak

    Derenin kış yaz kurumayan suları böğürtlen fidanlarını yükseltmiş, iki tarafa yemiş dolu bir koyu çit çekmiş. - Refik Halit Karay

  • Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak

    Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim diye bekleşiyorlar. - Sait Faik Abasıyanık

  • İmbik yardımı ile elde etmek

    İspirto çekmek. Gül yağı çekmek.

  • Çizgi durumunda uzatmak
  • Aynısını yazmak veya çizmek

    Yazıyı temize çekmek. Kopya çekmek.

  • Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak

    Bardak çekmek.

  • Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak
  • Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek

    Fotoğraf çekmek. Film çekmek.

  • Taşıma gücü olmak

    Bu araba 500 kilodan çok yük çekmez.

  • Öğütmek

    Kahve çekmek.

  • Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak
  • Hoşa gitmek, sarmak
  • Kaçan ilmeği örmek

    Çorap çekmek.

  • Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak

    Beni Konya Lezzet Lokantasına götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar

  • Bir duyguyu içinde yaşatmak

    Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum. - Refik Halit Karay

  • Yürütmek, sürmek

    Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın. - Yahya Kemal Beyatlı

[-e]

  • Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek

    Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra

  • Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak

    Sorguya çekmek.

[-e]

[-i]

  • Herhangi bir anlama almak

    Bak, sözümü nereye çekti!

[-e]

[-i]

  • Örtmek, giymek

    Yorganınızı başınıza çeker ve uykunuza devam edersiniz. - Refik Halit Karay

[-e]

[-i]

  • Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek
  • Yol, ay sürmek

    Sevmediğim ayların çoğu otuz bir çeker, uzundur. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Daralıp kısalmak

    Kumaşı yıkayınca çekti.

  • Asmak

    Açıkta durduk. Demir attık. Kayığa tehlike bayrakları çektik. - Halikarnas Balıkçısı

  • Boya, badana vb. sürmek
  • Yollamak

    Çektikleri telgrafı babasıyla annesi, bakalım, alabilecekler mi? - Attila İlhan

  • Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak

    Tulumba, suyu iyi çekiyor. Baca iyi çekiyor.

  • Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek

[fizik]

  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı

[teknik]

  • Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak

[argo]

  • İçki içmek

    Çok kimse rakısını bağında çekiyordu. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çek! (veya çek arabanı!)
  • çekeceği olmak
  • çekip almak
  • çekip çevirmek
  • çekip gitmek
  • çekip vurmak
  • çekiver kuyruğunu

Birleşik Kelimeler: çekçek, çek valf, çekyat, tutçek, dörtçeker, nemçeker, topçeker, yükçeker

ÇEKÜL

[isim]

[fizik]

  • Ucuna küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç, şakul

ÇEKİKLİK

[isim]

  • Çekik olma durumu

ÇEKİMLİ

[sıfat]

  • Çekimi olan, alımlı, cazibeli, cezbedici

    Görüntüsü çok daha çekimli. - Çetin Altan

[dil bilgisi]

  • Çekim ekleri alabilen

Birleşik Kelimeler: çekimli fiil