Çe ile Başlayan Kelimeler

ÇE ile başlayan 490 kelime bulunuyor. Başında ÇE olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çe kelimesinin anlamı nedir? Çe ile biten kelimeler. İçinde çe olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ÇEKİÇLEYİVERMEK30, ÇEVRELEYEBİLMEK29, ÇERÇEVELETTİRME28, ÇERÇEVELETİLMEK28, ÇEVİRTİLEBİLMEK27, ÇEKİÇLEYEBİLMEK26, ÇEŞİTLENEBİLMEK24, ÇEŞİTLENDİRİLME24, ÇELMELEYEBİLMEK24, ÇELİKLEŞEBİLMEK24, ÇEKİŞTİREBİLMEK24, ÇEKİMLEYEBİLMEK24, ÇEKİÇLETEBİLMEK24, ÇEKİÇLENEBİLMEK24, ÇEKİMLENEBİLMEK22, ÇEKTİRİLEBİLMEK21

14 Harfli Kelimeler

ÇEKİÇLEYİVERME29, ÇEVRELEYEBİLME28, ÇEVİKLEŞTİRMEK27, ÇETREFİLLEŞMEK27, ÇERÇEVELETİLME27, ÇEVİRTİLEBİLME26, ÇEKİNGENLEŞMEK25, ÇEKİÇLEYEBİLME25, ÇEŞNİLENDİRMEK23, ÇEŞİTLENEBİLME23, ÇEŞİTLENDİRMEK23, ÇELMELEYEBİLME23, ÇELİKLEŞEBİLME23, ÇEKİŞTİRİCİLİK23, ÇEKİŞTİREBİLME23, ÇEKİMLEYEBİLME23, ÇEKİÇLETEBİLME23, ÇEKİÇLENEBİLME23, ÇETİNLEŞTİRMEK21, ÇELİKLEŞTİRMEK21
Tümünü Gör

13 Harfli Kelimeler

ÇEVİKLEŞTİRME26, ÇETREFİLLEŞME26, ÇERÇEVELETMEK26, ÇERÇEVELENMEK26, ÇEVRİNEBİLMEK25, ÇEVİRTEBİLMEK25, ÇEVRİLEBİLMEK25, ÇEMKİRİVERMEK24, ÇEKİNGENLEŞME24, ÇELİŞKİSİZLİK23, ÇETREFİLLİLİK22, ÇEŞNİLENDİRME22, ÇEŞİTLENDİRME22, ÇELDİREBİLMEK21, ÇEKİRDEKÇİLİK21, ÇETİNLEŞTİRME20, ÇETELEŞTİRMEK20, ÇEMKİREBİLMEK20, ÇEKİŞTİRİLMEK20, ÇEKİÇLETİLMEK20
Tümünü Gör

12 Harfli Kelimeler

ÇERKEZTAVUĞU33, ÇENGÜÇAĞANAK31, ÇEVİRİVERMEK28, ÇERÇEVECİLİK27, ÇERÇEVELENME25, ÇERÇEVELETME25, ÇERÇEVELEMEK25, ÇEVRİLGENLİK25, ÇEVRİNEBİLME24, ÇEVRİLEBİLME24, ÇEVİREBİLMEK24, ÇEVİRTEBİLME24, ÇEĞMELLENMEK24, ÇEVRİMSELLİK23, ÇEMKİRİVERME23, ÇEKİLİVERMEK22, ÇELİŞEBİLMEK21, ÇELEBİLEŞMEK21, ÇEKİŞEBİLMEK21, ÇENGELLENMEK20
Tümünü Gör

11 Harfli Kelimeler

ÇEVİRİVERME27, ÇENGÜÇEGANE27, ÇEŞMİBÜLBÜL26, ÇEŞNİCİBAŞI26, ÇETREFİLSİZ24, ÇEVİKLEŞMEK24, ÇEVRİNTİSİZ24, ÇERÇEVELEME24, ÇEVİREBİLME23, ÇEVİRİCİLİK23, ÇENGELLEYİŞ23, ÇEĞMELLENME23, ÇERİBAŞILIK21, ÇEVİRMENLİK21, ÇEVİRTİLMEK21, ÇEVRELENMEK21, ÇELİŞMEZLİK21, ÇEKİLİVERME21, ÇETREFİLLİK20, ÇEKİRDEKSİZ20
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

ÇERÇEVESİZ26, ÇEVRELEYİŞ24, ÇEMİŞGEZEK24, ÇEVİKLEŞME23, ÇEKİMÖLÇER23, ÇETREFİLCE22, ÇEVRECİLİK22, ÇEVRELENİŞ22, ÇEKOSLOVAK22, ÇEYİZCİLİK21, ÇEKMECESİZ21, ÇEKİŞMESİZ21, ÇELİŞMESİZ21, ÇEVİRTİLME20, ÇEVRELEMEK20, ÇEVRELENME20, ÇEVRİLEMEK20, ÇEKİVERMEK20, ÇEKİNGENCE20, ÇEKİNCESİZ20
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

ÇERVİŞSİZ25, ÇEPEÇEVRE25, ÇERÇEVECİ24, ÇERKEZKÖY23, ÇEVRİLGEN22, ÇERÇEVELİ21, ÇEVRİMSEL20, ÇEVİRTMEK19, ÇEVRELEME19, ÇEVRİLEME19, ÇEVRİLMEK19, ÇEVRİNMEK19, ÇEKİÇHANE19, ÇEKİDÜZEN19, ÇEKİVERME19, ÇEMBERSİZ19, ÇEPELLEME17, ÇELDİRİCİ17, ÇEŞİTLEME16, ÇEŞNİLEME16
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

ÇEVİRGEÇ24, ÇEPÇEVRE24, ÇEYİZSİZ20, ÇEVRİLİŞ20, ÇEVİRİCİ20, ÇERVİŞLİ20, ÇEPELSİZ19, ÇEPERSİZ19, ÇEVRİNME18, ÇEVRİMLİ18, ÇEVRİLME18, ÇEVRESEL18, ÇEVİRTME18, ÇEVİRMEN18, ÇEVİRMEK18, ÇEŞNİSİZ18, ÇEVRİNTİ17, ÇEVRELİK17, ÇEVİKLİK17, ÇETREFİL17
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

ÇEVİRGE20, ÇEVİRGİ20, ÇEVİKÇE19, ÇEVİRİŞ19, ÇEVRECİ19, ÇERÇEVE19, ÇEYİZCİ18, ÇERGİCİ17, ÇEVİRİM17, ÇEVİRME17, ÇERGECİ17, ÇEHRECE17, ÇEŞNİCİ16, ÇEVRİLİ16, ÇEREZCİ16, ÇEÇENCE16, ÇEYİZLİ15, ÇENEBAZ15, ÇEPERLİ14, ÇEKİMCİ14
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

ÇEVGEN19, ÇERVİŞ18, ÇEĞMEL17, ÇEVRİM16, ÇEVİRİ15, ÇEVREN15, ÇEVRİK15, ÇENGEL13, ÇETECİ12, ÇEKİCİ12, ÇEMBER12, ÇENÇEN12, ÇERKEŞ12, ÇERKEZ12, ÇEKÇEK12, ÇEYREK11, ÇEKYAT11, ÇELEBİ11, ÇEDENE11, ÇEKMEK10
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

ÇEPEZ15, ÇEVİK14, ÇEVRE14, ÇEVRİ14, ÇEYİZ13, ÇEBİÇ13, ÇEMÇE12, ÇEMİÇ12, ÇEMİŞ12, ÇENGİ12, ÇEPEL12, ÇEPER12, ÇEPİN12, ÇEPNİ12, ÇERGE12, ÇEŞME12, ÇELGİ12, ÇEHRE12, ÇERÇİ11, ÇEREZ11
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

ÇEÇE10, ÇE7, ÇENE7, ÇENK7, ÇE7, ÇETE7

3 Harfli Kelimeler

ÇEÇ9, ÇEK6

2 Harfli Kelimeler

ÇE5

ÇE

  • Türk alfabesinin dördüncü harfinin adı, okunuşu

ÇEK (Kelime Kökeni: İngilizce check)

[isim]

  • Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge

Birleşik Kelimeler: açık çek, bloke çek, karşılıksız çek, hediye çeki

[isim]

  • Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse

ÇEKİ

[isim]

  • Tartı
  • Odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan, 225,978 kilogram olan ağırlık ölçü birimi

[mecaz]

  • Üzüntü, sıkıntı

[halk ağzında]

  • Kadınların başlarına bağladıkları örtü

    Başı ağrıdığı zamanlar bağladığı beyaz çekiyi çözüp var gücüyle yeniden düğümledi. - Mustafa İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çeki taşı gibi
  • çekiye gelmek
  • çekiye gelmez

ÇENE (Kelime Kökeni: Farsça çāne)

[isim]

  • Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad

    Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

  • Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri

[denizcilik]

  • Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık

[mecaz]

  • Çok konuşma huyu, gevezelik

    Sende de çene var ha!

[halk ağzında]

  • Köşe

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çene çalmak
  • çenen tutulsun!
  • çene patlatmak
  • çenesi açılmak
  • çenesi atmak
  • çenesi durmamak
  • çenesi düşmek
  • çenesi kilitlenmek
  • çenesine vurmak
  • çenesini açmak
  • çenesini açtırmak
  • çenesini bağlamak
  • çenesini bıçak açmamak
  • çenesini dağıtmak
  • çenesini kapatmak
  • çenesinin bağı çözülmek
  • çenesini tutmak
  • çenesi oynamak
  • çene yarıştırmak
  • çene yetiştirmek
  • çene yormak

Birleşik Kelimeler: çene çukuru, çene kavafı, çene yarışı, çene yarıştırma, çenesi düşük, çenesi kuvvetli, çeneye kuvvet, alt çene, çalçene, ökçe çene, üst çene

ÇENK (Kelime Kökeni: Farsça çeng)

[isim]

[müzik]

  • Arpı andıran, telli bir çalgı

ÇERİ

[isim]

[eskimiş]

  • Asker

Birleşik Kelimeler: çeribaşı, yeniçeri

ÇETE (Kelime Kökeni: Bulgarca)

[isim]

  • Yasa dışı işler yapmak veya etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk

[tarih]

  • Ordu birliklerinden olmayan silahlı küçük birlik

    Feti Bey, piyadece gezen azgın bir çete gibi hareket hâlindeydi. - Kerim Korcan

Birleşik Kelimeler: çete savaşı

ÇEÇ (Kelime Kökeni: Farsça çeç)

[isim]

  • Tahıl yığını
  • Tahıl elenen kalbur

ÇEKMEK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek

    Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Taşıtı bir yere bırakmak, koymak
  • Germek

    İpi çekmek.

  • İçine almak, emmek
  • Bir yerden başka bir yere taşımak

    Ekini tarladan çekmek.

  • Bir amaçla ortadan kaldırmak

    Piyasadaki parayı çekmek.

  • Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak

    Elindeki tabancayı tetiğine basmak için yeni çekivermiş gibiydi. - Tarık Buğra

  • Atmak, vurmak

    Dayak çekmek. Şut çekmek.

  • Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak
  • Güç durumlara dayanmak, katlanmak

    Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşından beri çekiyordum. - Peyami Safa

  • Tartıda ağırlığı olmak

    Tartsaydınız kırk, kırk beş kilodan fazla çekmezdi. - Peyami Safa

  • Döşemek

    Kablo çekmek.

  • Herhangi bir engel kurmak

    Derenin kış yaz kurumayan suları böğürtlen fidanlarını yükseltmiş, iki tarafa yemiş dolu bir koyu çit çekmiş. - Refik Halit Karay

  • Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak

    Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim diye bekleşiyorlar. - Sait Faik Abasıyanık

  • İmbik yardımı ile elde etmek

    İspirto çekmek. Gül yağı çekmek.

  • Çizgi durumunda uzatmak
  • Aynısını yazmak veya çizmek

    Yazıyı temize çekmek. Kopya çekmek.

  • Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak

    Bardak çekmek.

  • Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak
  • Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek

    Fotoğraf çekmek. Film çekmek.

  • Taşıma gücü olmak

    Bu araba 500 kilodan çok yük çekmez.

  • Öğütmek

    Kahve çekmek.

  • Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak
  • Hoşa gitmek, sarmak
  • Kaçan ilmeği örmek

    Çorap çekmek.

  • Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak

    Beni Konya Lezzet Lokantasına götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar

  • Bir duyguyu içinde yaşatmak

    Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum. - Refik Halit Karay

  • Yürütmek, sürmek

    Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın. - Yahya Kemal Beyatlı

[-e]

  • Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek

    Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra

  • Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak

    Sorguya çekmek.

[-e]

[-i]

  • Herhangi bir anlama almak

    Bak, sözümü nereye çekti!

[-e]

[-i]

  • Örtmek, giymek

    Yorganınızı başınıza çeker ve uykunuza devam edersiniz. - Refik Halit Karay

[-e]

[-i]

  • Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek
  • Yol, ay sürmek

    Sevmediğim ayların çoğu otuz bir çeker, uzundur. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Daralıp kısalmak

    Kumaşı yıkayınca çekti.

  • Asmak

    Açıkta durduk. Demir attık. Kayığa tehlike bayrakları çektik. - Halikarnas Balıkçısı

  • Boya, badana vb. sürmek
  • Yollamak

    Çektikleri telgrafı babasıyla annesi, bakalım, alabilecekler mi? - Attila İlhan

  • Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak

    Tulumba, suyu iyi çekiyor. Baca iyi çekiyor.

  • Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek

[fizik]

  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı

[teknik]

  • Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak

[argo]

  • İçki içmek

    Çok kimse rakısını bağında çekiyordu. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çek! (veya çek arabanı!)
  • çekeceği olmak
  • çekip almak
  • çekip çevirmek
  • çekip gitmek
  • çekip vurmak
  • çekiver kuyruğunu

Birleşik Kelimeler: çekçek, çek valf, çekyat, tutçek, dörtçeker, nemçeker, topçeker, yükçeker

ÇEÇE (Kelime Kökeni: Fransızca tsé-tsé)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • İki kanatlılardan, insana uyku hastalığı aşılayan, sinekten büyük bir cins Güney Afrika böceği (Glossina)

ÇEYREK (Kelime Kökeni: Farsça çār + yek)

[sıfat]

  • Dörtte bir

[isim]

  • Çeyrek altın

[zarf]

  • On beş dakikalık zaman

[isim]

[argo]

  • Alman markı

[isim]

[eskimiş]

  • Gümüş mecidiyenin dörtte biri değerinde olan beş kuruş

    Şehre vardığım zaman, iki gümüş çeyrekten başka param yoktu. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: çeyrek altın, çeyrek final, çeyrek finalist, çeyrek son, ilk çeyrek, son çeyrek, üççeyrek

ÇEKYAT

[isim]

  • Gerektiğinde açılıp yatak durumuna getirilebilen koltuk, kanepe

    Ben holde çekyatın üzerinde yatmaya başladım. - Ayşe Kulin

ÇELEBİ (Kelime Kökeni: Türkçe çalap + Arapça -ī)

[isim]

  • Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen unvan

[eskimiş]

  • Hristiyan tüccar

    Çelebi, tütün mü alacaksınız?

[sıfat]

  • Görgülü, terbiyeli, olgun (kimse)

    Yeleği gümüş köstekli, fesi kalıpsız, orta yaşlı bir adamdı. Son derece Osmanlı ve çelebi. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: çöpten çelebi

[isim]

  • Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

ÇEDENE

[isim]

[halk ağzında]

  • Kendirin tohumu

ÇERÇİ

[isim]

  • Köy, pazar vb. yerlerde dolaşarak ufak tefek tuhafiye eşyası satan kimse

    Çerçiler bağıra bağıra bilezik, kurdele, sakız, kına vesaire satıyorlardı. - Sabahattin Ali

  • Bazı bölgelerde tuhafiyeci

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çerçi başındakini satar
  • çerçi kızı boncuğa âşıktır