Çe ile Başlayan 6 Harfli Kelimeler
ÇE harfleri ile başlayan 6 harfli 31 kelime bulunuyor. Başında ÇE olan 6 harfli kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "çe ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde Çe olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÇEVGEN19,
ÇETELE (Kelime Kökeni: Rumca)
- Çizilerek veya oyularak açılan kertik
- Ekmekçi, sütçü vb. esnafın, uzunlamasına ikiye bölüp üzerine kertikler çenterek hesap tuttukları ağaç dalı
Ata Sözleri ve Deyimler
- çetele çekmek (veya tutmak)
- çeteleye dönmek
ÇELENK
-
Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka
Duvara dayalı çelenkleri görür. - Nazım Hikmet
- Kadınların başlarına taktıkları mücevher veya madenden yapılmış sorguç
Ata Sözleri ve Deyimler
- çelenk koymak
ÇELTEK
- Çoban yamağı, yardımcı, uşak
ÇELTİK (Kelime Kökeni: Farsça ṣeltūk)
-
Kabuğu ayıklanmamış pirinç
Pamuk tutarsa ne âlâ! Ama bu yıl bir de çeltiği deneyelim, demişler. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
Birleşik Kelimeler: çeltikkargası, çeltik tarlası
- Konya iline bağlı ilçelerden biri
ÇENELİ
- Çenesi olan
-
Çenebaz
Çenelileri hor görmemeliyiz, gereğinde söze atılmak, konuşmak hatta epeyce konuşmak suspus oturmaktan yeğdir. - Nermi Uygur
Birleşik Kelimeler: çengel çeneliler, yapışık çeneliler
ÇENTİK
-
Bir şeyin kenarından kesilerek veya kırılarak açılan küçük kertik, tırtık
Bıçağın ağzında çentik var.
-
Küçük oyuk
İhtiyarın uzun şakaklarında, gözlerinin altında bıçak yaraları gibi ince çizgiler, çukurlar, oyuklar, çentikler, yenikler görünüyor. - Peyami Safa
-
Kertikli
Çentik bıçakla iş yapılamıyor.
- Basım sırasında basım aletinin diyaframını belirli bir açıklığa getirecek düzeni işletmek için filmin kenarına yapılan çukurluk
Ata Sözleri ve Deyimler
- çentik açmak
- çentik atmak
ÇEKMEK
-
Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek
Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin
- Taşıtı bir yere bırakmak, koymak
-
Germek
İpi çekmek.
- İçine almak, emmek
-
Bir yerden başka bir yere taşımak
Ekini tarladan çekmek.
-
Bir amaçla ortadan kaldırmak
Piyasadaki parayı çekmek.
-
Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak
Elindeki tabancayı tetiğine basmak için yeni çekivermiş gibiydi. - Tarık Buğra
-
Atmak, vurmak
Dayak çekmek. Şut çekmek.
- Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak
-
Güç durumlara dayanmak, katlanmak
Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşından beri çekiyordum. - Peyami Safa
-
Tartıda ağırlığı olmak
Tartsaydınız kırk, kırk beş kilodan fazla çekmezdi. - Peyami Safa
-
Döşemek
Kablo çekmek.
-
Herhangi bir engel kurmak
Derenin kış yaz kurumayan suları böğürtlen fidanlarını yükseltmiş, iki tarafa yemiş dolu bir koyu çit çekmiş. - Refik Halit Karay
-
Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak
Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim diye bekleşiyorlar. - Sait Faik Abasıyanık
-
İmbik yardımı ile elde etmek
İspirto çekmek. Gül yağı çekmek.
- Çizgi durumunda uzatmak
-
Aynısını yazmak veya çizmek
Yazıyı temize çekmek. Kopya çekmek.
-
Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak
Bardak çekmek.
- Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak
-
Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek
Fotoğraf çekmek. Film çekmek.
-
Taşıma gücü olmak
Bu araba 500 kilodan çok yük çekmez.
-
Öğütmek
Kahve çekmek.
- Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak
- Hoşa gitmek, sarmak
-
Kaçan ilmeği örmek
Çorap çekmek.
-
Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak
Beni Konya Lezzet Lokantasına götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar
-
Bir duyguyu içinde yaşatmak
Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum. - Refik Halit Karay
-
Yürütmek, sürmek
Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek
Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra
-
Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak
Sorguya çekmek.
-
Herhangi bir anlama almak
Bak, sözümü nereye çekti!
-
Örtmek, giymek
Yorganınızı başınıza çeker ve uykunuza devam edersiniz. - Refik Halit Karay
- Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek
-
Yol, ay sürmek
Sevmediğim ayların çoğu otuz bir çeker, uzundur. - Burhan Felek
-
Daralıp kısalmak
Kumaşı yıkayınca çekti.
-
Asmak
Açıkta durduk. Demir attık. Kayığa tehlike bayrakları çektik. - Halikarnas Balıkçısı
- Boya, badana vb. sürmek
-
Yollamak
Çektikleri telgrafı babasıyla annesi, bakalım, alabilecekler mi? - Attila İlhan
-
Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak
Tulumba, suyu iyi çekiyor. Baca iyi çekiyor.
- Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek
- Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı
- Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak
-
İçki içmek
Çok kimse rakısını bağında çekiyordu. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- çek! (veya çek arabanı!)
- çekeceği olmak
- çekip almak
- çekip çevirmek
- çekip gitmek
- çekip vurmak
- çekiver kuyruğunu
Birleşik Kelimeler: çekçek, çek valf, çekyat, tutçek, dörtçeker, nemçeker, topçeker, yükçeker
ÇELMEK
- Ayak uzatarak birisini düşürmek
-
Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek
En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın, bacak arasından en olmayacak golleri yerdi. - Haldun Taner
- Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak
- Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak
- Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak
-
Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak
Gönlümü çelen bir söz söyle.
-
Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek
Bu sözünüz deminkini çeliyor.
ÇELMİK
- Buğday ve başakla karışık iri saman
ÇEMREK
-
Kolları ve bacakları sıvanmış (kimse)
Tepeden tırnağa çamura, toza batmış, dize kadar çemrek kalabalığı görenler, bunda bir iş, mühim bir iş olduğunu anlamakta gecikmediler. - Yaşar Kemal
ÇENTME
- Çentmek işi
ÇERMİK
- Kaplıca, ılıca
- Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri
ÇEYREK (Kelime Kökeni: Farsça çār + yek)
- Dörtte bir
- Çeyrek altın
- On beş dakikalık zaman
- Alman markı
-
Gümüş mecidiyenin dörtte biri değerinde olan beş kuruş
Şehre vardığım zaman, iki gümüş çeyrekten başka param yoktu. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: çeyrek altın, çeyrek final, çeyrek finalist, çeyrek son, ilk çeyrek, son çeyrek, üççeyrek
ÇEKYAT
-
Gerektiğinde açılıp yatak durumuna getirilebilen koltuk, kanepe
Ben holde çekyatın üzerinde yatmaya başladım. - Ayşe Kulin
ÇELEBİ (Kelime Kökeni: Türkçe çalap + Arapça -ī)
- Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen unvan
-
Hristiyan tüccar
Çelebi, tütün mü alacaksınız?
-
Görgülü, terbiyeli, olgun (kimse)
Yeleği gümüş köstekli, fesi kalıpsız, orta yaşlı bir adamdı. Son derece Osmanlı ve çelebi. - Attila İlhan
Birleşik Kelimeler: çöpten çelebi
- Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri