ÇAĞRIŞMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
ÇAĞRIŞMA harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli ÇAĞRIŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Çağrışma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Çağrışma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
AĞIŞ15,
ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)
- Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)
- Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı
Ata Sözleri ve Deyimler
- arma donatmak
- arma soymak
- arma uçurmak (veya budatmak)
AŞAR (Kelime Kökeni: Arapça aʿşār)
- Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi
- Ondalık
- Ondalık
ARAÇ
- Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne
-
Taşıt
Araçlarından inen iki polis sulara basmamak için sıçrayarak kapıya doğru yaklaşıyorlar. - Ahmet Ümit
-
Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta
Bu yüzden iyi anlaşmak için araçların mükemmelliği söz konusu değildir. - İsmet Özel
Birleşik Kelimeler: araç gereç, araç telefonu, ağır araç, insansız araç, rahim içi araç, uzun araç, zırhlı araç, arazi aracı, canlı yayın aracı, hava aracı, itfaiye aracı, koruma aracı, kurtarma aracı, nakil aracı, naklen yayın aracı, servis aracı, uzay aracı, iletişim araçları, üretim araçları
- Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri
AÇAR
- Anahtar
- Ön içki
ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)
- Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
- Çözgü
AŞMA
- Aşmak işi
AÇMA
- Açmak işi
- Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi
- Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek
AMAÇ
-
Ulaşmak istenilen sonuç, maksat, meram
Evet ama öteki kızı bu iş için kaçırdılarsa amaçlarına ulaştılar. - Ahmet Ümit
-
Gaye
Her milletten, her tabakadan, huyları, dinleri, dilleri farklı fakat amaçları aynı olan insanların bulunduğu bir yerdi burası. - İhsan Oktay Anar
-
Hedef
Amaç, şüphe götürmeyecek ilk kesin bilgiye varmaktı. - İhsan Oktay Anar
- Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev, misyon
Ata Sözleri ve Deyimler
- amaç edinmek
- amaç gütmek
Birleşik Kelimeler: amaç dışı
ÇIRA (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)
- Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü
-
Bu bölümden küçük küçük kesilerek hazırlanmış, tutuşturma ve aydınlatma işlerinde kullanılan parça
Elinde güçlü bir çıra vardı, onu yüksekte tutarak yolculara yol gösteriyordu. - Nezihe Araz
- Lamba
Birleşik Kelimeler: çaydaçıra, Marmara çırası
MAAŞ (Kelime Kökeni: Arapça maʿāş)
-
Aylık
Birdenbire ummadığım masraflarla ve kira ödeme derdiyle karşı karşıya kalınca, gülünçleşti maaşım. - Elif Şafak
Ata Sözleri ve Deyimler
- maaşa geçmek
- maaş almak
- maaş bağlamak
- maaş vermek
Birleşik Kelimeler: maaş bordrosu, asli maaş, çıplak maaş, dolgun maaş, açık maaşı, emekli maaşı, tekaüt maaşı
MAÇA (Kelime Kökeni: İtalyanca mazza)
- Oyun kâğıtlarında, mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah beneklerle oluşan dizi, pik (III)
- Döküm parçasında, içi boş, kopya elde etmek için kullanılan kum, maden veya erimiş durumdaki döküm maddesine dayanıklı başka bir maddeden yapılmış dolgu kalıp
Birleşik Kelimeler: maça beyi, maça kızı
MARŞ (Kelime Kökeni: Fransızca marche)
-
Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası
Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur. - Salâh Birsel
-
Bir topluluğu simgelemek için düzenlenmiş müzik parçası
Millî marşı `İstiklal Marşı`dır. - Anayasa
- Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut
-
Otomobil, kamyon vb. motorlu araçlarda motoru işletme düzeni
Marş anahtarı.
Birleşik Kelimeler: İstiklal Marşı, marş marş, millî marş
MAŞA (Kelime Kökeni: Farsça māşe)
-
Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç
Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı. - Çetin Altan
-
Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç
Saatçi maşası.
-
Saçları kıvırmak, düzeltmek için elektrik veya ateşle ısıtılan maşa biçiminde alet
Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı. - Peyami Safa
-
Başkasının isteklerine, amaçlarına alet olan kimse
Asıl suçlu, bu maşaya emir verenler. - Aydın Boysan
- Bisiklet çatısının ön ve arkasındaki çatal biçiminde, tekerleklerin takıldığı parça
Ata Sözleri ve Deyimler
- maşa gibi
- maşa gibi kullanmak
- maşa kadar
- maşası olmak
- maşa varken elini yakmak
Birleşik Kelimeler: kara maşa, termoelektrik maşa, zilli maşa
ŞIRA (Kelime Kökeni: Farsça şīre)
- Henüz mayalanmamış üzüm suyu
-
Bazı meyve ve sebzelerin özü
Elma şırası.
- Süzülmüş afyon
Birleşik Kelimeler: şıraölçer, üzüm şırası
ŞAMA (Kelime Kökeni: Arapça şemʿa)
- Bal mumuna veya parafine batırılmış fitil