ÇAĞDAŞ ile Oluşan Kelimeler (ÇAĞDAŞ Kelime Türetme)
ÇAĞDAŞ harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. ÇAĞDAŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Çağdaş kelimesinin anlamı nedir? Çağdaş ile başlayan kelimeler. İçinde çağdaş olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
ÇAĞDAŞ21
4 Harfli Kelimeler
AĞAÇ14, ÇAĞA14, AĞDA13, ADAŞ9
3 Harfli Kelimeler
ÇAĞ13, DAĞ12, AĞA10, ŞAD8, ADA5
2 Harfli Kelimeler
AĞ9, AŞ5, AÇ5, AD4
AD
-
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam
Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu
- Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim
Ata Sözleri ve Deyimler
- ad almak
- ad çekmek
- adı (bile) olmamak
- adı batası (veya batasıca)
- adı batmak
- adı bile okunmamak
- adı çıkmak
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı geçmek
- adı gibi bilmek
- adı kaldırılmak
- adı kalmak
- adı karışmak
- adı kötüye çıkmak
- adını ...-ye çıkarmak
- adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını anmak
- adını bağışlamak
- adını çıkarmak
- adını kirletmek (veya lekelemek)
- adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adı olmak
- adı var
- ad koymak
- ad takmak
- ad vermek
- ad yapmak
Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına
- Sayma
- Sayılma
Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak
ADA
-
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire
İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada. - Refik Halit Karay
- Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm
- Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan
- Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ada gibi
Birleşik Kelimeler: ada balığı, ada çayı, ada soğanı, ada tavşanı, ada tepe, adayavrusu, gök ada, takımada, yarımada, dil adası, kavşak adası, mercan adası, yapı adası
AŞ
- Yemek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
AÇ
-
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı
Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk
-
Yiyecek bulamayan
Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Gözü doymaz, haris
Ne aç adam!
-
Çok istekli, hevesli
Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu
-
Karnı doymamış olarak
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- acından kimse ölmemiş
- acından ölmek
- aç açık kalmak
- aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
- aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
- aç at yol almaz, aç it av almaz
- aç ayı oynamaz
- aç bırakmak
- aç doymam, tok acıkmam sanır
- aç doyurmak
- aç elini kora sokar
- aç esner, âşık gerinir
- aç gezmektense tok ölmek yeğdir
- açın gözü ekmek teknesinde olur
- açın imanı olmaz
- açın karnı doyar, gözü doymaz
- açın koynunda ekmek durmaz
- açın kursağına çörek dayanmaz
- açın uykusu gelmez
- aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
- aç ile eceli gelen söyleşir
- aç kalmak
- aç köpek fırın deler
- aç kurt aslana saldırır
- aç kurt gibi
- aç kurt yavrusunu yer
- aç ne yemez, tok ne demez
- aç susuz kalmak
- aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
- aç, yanından kaç
Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç
ŞAD (Kelime Kökeni: Farsça şād)
- Sevinçli, neşeli
Ata Sözleri ve Deyimler
- şad etmek
- şad olmak
ADAŞ
-
Adları aynı olanlardan her biri
Adaşının, neyin nesi olduğunu hiç bilmiyordu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
AĞ
-
İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Balık ağı. Tenis ağı.
- Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
-
Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke
Cumhuriyetin onuncu yılında ülkemiz demir ağlarla örülmüştü.
-
Tuzak
Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi
- Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file
- Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağ atmak (veya bırakmak)
- ağ çekmek
- ağına düşürmek
Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı
- Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık
AĞA
-
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse
Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi. - Nazım Hikmet
- Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan
-
Ağabey
Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm. - Etem İzzet Benice
- Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san
- Cömert, eli açık
- Koca
-
Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san
Yeniçeri ağası. Çarşı ağası.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağa borç eder, uşak harç
- ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
- ağanın eli tutulmaz
- ağanın gözü ata tımardır
- ağanın gözü öküzü semiz eder
- ağanın gözü, yiğidin sözü
- ağanın malı çıkar, uşağın canı
Birleşik Kelimeler: ağababa, ağabey, ağa kapısı, ağa yamağı, ak ağa, hacıağa, hıyarağa, iç ağa, silahtar ağa, acemi ağası, alkış ağası, çarşı ağası, eyyam ağası, hadım ağası, harem ağası, hıyarağası, kahve ağası, kantar ağası, kapı ağası, kızlar ağası, kolağası, köy ağası, tatar ağası, yalı ağası, yeniçeri ağası
DAĞ
- Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- dağ (veya dağlar) gibi (veya kadar)
- dağ (veya dağları) devirmek
- dağa çıkmak
- dağa kaldırmak
- dağ ardında olsun da yer altında olmasın
- dağda bağın var, yüreğinde dağın var
- dağda büyümüş
- dağda gez belde gez, insafı elden bırakma
- dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
- dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz
- dağdan gelip bağdakini kovmak
- dağ doğura doğura bir fare doğurmuş
- dağlara düşmek
- dağlara taşlara
- dağların misafir aldığı mevsim
- dağların şenliği (veya gelin anası)
- dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
- dağ yürümezse abdal yürür
Birleşik Kelimeler: dağ adamı, dağ alası, dağ anası, dağ armudu, dağ aslanı, dağ ayısı, dağbaşı, dağ başı, dağ bayır, dağ bilimi, dağ birliği, dağ çamı, dağ çayı, dağ çayırı, dağ çileği, dağ dalak otu, dağ elması, dağ eriği, dağ eteği, dağ evi, dağ gölü, dağ havası, dağ iklimi, dağ isketesi, dağ ispinozu, dağ kavağı, dağ keçisi, dağ kestanesi, dağ kırlangıcı, dağ kolu, dağ köyü, dağ lalesi, dağ merası, dağ nanesi, dağ oluşu, dağ otlağı, dağ reyhanı, dağ serçesi, dağ servisi, dağ sıçanı, dağ taş, dağ tavuğu, dağ topu, dağdan inme, dağlar anası, sıradağ, yanardağ, buz dağı, Hüt Dağı, Kafdağı
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan
- İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık
- Büyük üzüntü, acı
Birleşik Kelimeler: gözdağı
AĞDA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)
- Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği
- Şekerle yapılan ürünlerin hazırlanması veya beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağda yapmak
Birleşik Kelimeler: sir ağda
ÇAĞ
- Zaman dilimi, vakit
-
Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş
Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır. - Refik Halit Karay
-
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir
Dünya atom çağında, biz hâlâ medeniyet kavgası içindeyiz. - Falih Rıfkı Atay
-
Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun
İlk Çağ. Orta Çağ. Yakın Çağ. Yeni Çağ.
- Bir katmanın oluştuğu süre
Ata Sözleri ve Deyimler
- çağ açmak
- çağ atlamak
- çağı geçmek
- çağın gerisinde kalmak
- çağını aşmak
- çağı yakalamak
Birleşik Kelimeler: çağ dışı, altın çağ, Antik Çağ, Birinci Çağ, Dördüncü Çağ, Eski Çağ, İkinci Çağ, İlk Çağ, Orta Çağ, Üçüncü Çağ, Yakın Çağ, Yeni Çağ, altın çağı, askerlik çağı, atom çağı, büluğ çağı, Buzul Çağı, emekleme çağı, emeklilik çağı, ergenlik çağı, gelinlik çağı, olgunluk çağı, Yontma Taş Çağı
AĞAÇ
- Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki
-
Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan
Ağaç tekne.
- Tahta, kereste
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş
- ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur
- ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz
- ağaca dayanma kurur, adama (veya insana) dayanma ölür
- ağacı kurt, insanı dert yer
- ağacın kurdu içinde olur
- ağaç kökünden yıkılır
- ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar
- ağaç ne kadar uzasa göğe ermez
- ağaç olmak
- ağaçtan maşa olmaz
- ağaç yaşken eğilir
Birleşik Kelimeler: ağaç arısı, ağaçbalı, ağaç bilimi, ağaç biti, ağaç çileği, ağaçdelen, ağaç ebegümeci, ağaçkakan, ağaç kaplama, ağaç kavunu, ağaçkesen, ağaç kurbağası, ağaç kurdu, ağaçküpesi, ağaç mantarı, ağaç minesi, ağaç mobilya, ağaç nemi, ağaç oyma, ağaç parkı, ağaç sakızı, ağaç sansarı, ağaç serçesi, ağaç yılanı, acı ağaç, akağaç, akçaağaç, başağaç, karaağaç, kızılağaç, kokak ağaç, kokar ağaç, körağaç, top ağaç, ağı ağacı, amber ağacı, aselbent ağacı, avize ağacı, badem ağacı, ban ağacı, bilader ağacı, çayağacı, çivit ağacı, çubuk ağacı, dantel ağacı, darağacı, demir ağacı, ekmek ağacı, gazozağacı, günlük ağacı, hayatağacı, Hint yağı ağacı, hurma ağacı, İdris ağacı, iğ ağacı, ipek ağacı, kâfur ağacı, kâğıt ağacı, kandıra ağacı, karayemiş ağacı, kardeşkanı ağacı, kartal ağacı, katran ağacı, kauçuk ağacı, kene ağacı, kına ağacı, kısmet ağacı, lale ağacı, lastik ağacı, mabet ağacı, mantar ağacı, maya ağacı, mercanağacı, mersin ağacı, meyve ağacı, mum ağacı, Noel ağacı, oya ağacı, öd ağacı, özek ağacı, papaya ağacı, paşa ağacı, pelesenk ağacı, peygamber ağacı, peynir ağacı, porsuk ağacı, sabun ağacı, sakız ağacı, salkım ağacı, sandal ağacı, sapot ağacı, servi ağacı, sıtma ağacı, soyağacı, sütağacı, şeker ağacı, tespih ağacı, tik ağacı, yakı ağacı, yalancı öd ağacı, zamk ağacı
ÇAĞA
- Çocuk, bebek
ÇAĞDAŞ
-
Aynı çağda yaşayan, çağcıl, asri, muasır
Daha sonrakileri ve Necip Fazıl'ın çağdaşlarını konuşmak üzere bugünkü sohbetimize son verdik. - Ahmet Kabaklı
-
Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan, çağcıl, uygarca, asri, modern
Sadece toplumsal olmakla kalmayıp uluslararası ve evrensel de olan çağdaş şiirin önemi de bence buradadır işte. - Nazım Hikmet