ÇAĞCILLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ÇAĞCILLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 45 kelime bulunuyor. 6 harfli ÇAĞCILLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇAĞCIL20, AĞAÇLI17, ÇAĞMAK17, KAŞAĞI17, CAĞLIK17, AKAĞAÇ16, AĞALIK14, AĞLAMA14, AÇMACI14, MAŞACI14, ŞAKACI13, AÇACAK12, AŞILMA11, ACIMAK11, ACIKMA11, AÇILMA11, ALIŞMA11, AMAÇLI11, AKIŞMA11, ALAŞIM11, ÇAMLIK11, KAMACI11, KAŞIMA11, LAMACI11, MAAŞLI11, MAŞALI11, ŞAMALI11, ŞAKIMA11, CAMLIK11, ALIKÇA10, ALAÇIK10, ALAÇAM10, ÇALMAK10, KILCAL10, LAKACI10, MAŞALA10, CAKALI10, ALACAK9, ŞALLAK9, AMALIK8, IKLAMA8, KAMALI8, ALLAMA7, AKLAMA7, LAAKAL6

LAAKAL (Kelime Kökeni: Arapça lāaḳall)

[zarf]

[eskimiş]

  • En azından, hiç olmazsa

    Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir. - Reşat Nuri Güntekin

ALLAMA

[isim]

  • Allamak işi

AKLAMA

[isim]

  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi

ÂMÂLIK

[isim]

  • Görme engellilik

IKLAMA

[isim]

  • Iklamak işi

KAMALI

[sıfat]

  • Kaması olan

    Kamalı top.

ALACAK

[isim]

  • Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı

    Bütün alacaklarımı topladım.

  • Alınması gerekli şey

    Çarşıdan alacaklarım için bir liste yaptım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alacağım olsun da alakargada olsun
  • alacağına saymak (veya tutmak)
  • alacağına şahin, vereceğine karga (veya kuzgun)
  • alacağı olmak
  • alacağı olsun!
  • alacak verecekle ödenmez

Birleşik Kelimeler: alacak verecek

ŞALLAK

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

[halk ağzında]

  • Giyimine özen göstermeyen kimse

Birleşik Kelimeler: şallak mallak

ALIKÇA

[sıfat]

  • Alık benzeri

    Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı. - Murathan Mungan

[zarf]

  • (alı'kça) Alık olana yaraşır bir biçimde

    O andaki hayretimi hatırladıkça / Rejisöre bakakaldım öyle alıkça. - Enis Behiç Koryürek

ALAÇIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Üzeri dal ve hasırla örtülmüş kulübe, çardak

    Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı. - Yaşar Kemal

  • Keçeden yapılan çadır

ALAÇAM

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[bitki bilimi]

  • Rengi kızıla yakın bir tür çam (Picea excelsa)

ÇALMAK

[-e]

[-i]

  • Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak

    İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. - Falih Rıfkı Atay

  • Vurarak veya sürterek ses çıkartmak

    Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak

    Fevkalade zekidir, iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Ses çıkarmak, ses vermek

    Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir. - Reşat Nuri Güntekin

  • Atmak, çarpmak, vurmak
  • Üzerine sürmek

    Ekmeğin üzerine yağ çaldı.

[-i]

  • Bozmak, zarar vermek

[-i]

  • Kumaşın bir parçasını kesmek
  • Madeni oymak, kalemle işlemek

[-e]

  • Benzemek, andırmak

    Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak

[-i]

[halk ağzında]

  • Süpürmek, temizlemek

    Tozu çalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çalıp çırpmak
  • çalmadan oynamak
  • çalma elin kapısını, çalarlar kapını

Birleşik Kelimeler: diskçalar, kasetçalar, uzunçalar, yürürçalar

KILCAL

[sıfat]

  • Kıl gibi olan, çok ince

Birleşik Kelimeler: kılcal boru, kılcal damar, kılcal etki, kılcal kök

LAKACI

[isim]

  • Lakçı

MAŞALA (Kelime Kökeni: Ermenice)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bağ ve bahçelerde kenarları set biçiminde birbirinden ayrılan, genellikle dikdörtgen toprak parçası