ÇAYIRSEDEFİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÇAYIRSEDEFİ harflerini içeren 5 harfli 42 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇAYIRSEDEFİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FİDYE15,
ESİRE (Kelime Kökeni: Arapça esīre)
- Dişi tutsak
- Cariye, dişi köle
DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)
-
Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat
Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy
-
Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri
Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay
- Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
-
Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm
Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal
-
Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü
Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek
- Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
- Saz takımında usul vurmaya yarayan tef
Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi
İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)
-
Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç
Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık
- İstenç
-
Buyruk
Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus
-
İstek, dilek
Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas
Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade
İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)
-
Yönetme, yönetim, çekip çevirme
Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk
- Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
-
Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam
Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner
-
Bir kurumun işlerini yürüten kurul
Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa
-
Tutum
Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek
- İdare kandili veya lambası
- Hoş görme, göz yumma
-
Yetinme
Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- idare etmek
- idaresini bilmek
Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi
ASİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣīde)
- Un, et ve bamya ile yapılan bir Arap yemeği
ADRES (Kelime Kökeni: Fransızca adresse)
-
Bir kimsenin oturduğu yer, bulunak
Mektuplar gelir adreslerine / Şenyuva Apartmanı bodrum katı - Orhan Veli Kanık
- Kurum veya kuruluşun bulunduğu yer
- Bir kimsenin sık olarak gittiği yer
-
Hedef gösterilen yer
Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl. - Elif Şafak
Ata Sözleri ve Deyimler
- adres bırakmak (veya vermek)
- adres göstermek
Birleşik Kelimeler: adres defteri, adres kartı, adres kitabı, adres makinesi, adres rehberi
ADESE (Kelime Kökeni: Arapça ʿadese)
-
Mercek
Yaşamayı tatsız, dünyayı mahdut gösteren bu adese bana babamdan mı yadigâr kalmıştı? - Kemal Bilbaşar
- Kovucuk
SİYER (Kelime Kökeni: Arapça siyer)
- Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
SEYİR (Kelime Kökeni: Arapça seyr)
-
Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar. - Asaf Halet Çelebi
- Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi
- Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi
- Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma
-
Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu. - Halide Edip Adıvar
-
Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
Bundan âlâ seyri nerede bulacak garipler? - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- seyre çıkmak
- seyre dalmak
Birleşik Kelimeler: seyredilmek, seyretmek, seyreylemek, seyrüsefer, kıyı seyri, sahil seyri
SEDİR (Kelime Kökeni: Arapça ṣadr)
-
Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eşyası, divan
Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar. - Burhan Felek
- Kozaklılardan, çiçekleri sarı veya açık yeşil renkli, boyu 40 metre kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı, dağ servisi (Cedrus)
Birleşik Kelimeler: aksedir
DİYAR (Kelime Kökeni: Arapça diyār)
-
Ülke
Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr / Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar diyar - Yahya Kemal Beyatlı
-
Dünya
Arkamda başka bir diyar, sıkıntı, ızdırap ve kudret diyarı var. - Halide Edip Adıvar
- Bazı nitelik veya değerleri taşıyanların çok bulunduğu yer, yurt
Birleşik Kelimeler: diyarıgurbet, baba diyarı
DİREY
- Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü, fauna
- Bu hayvanların tanımını yapan eser
DERYA (Kelime Kökeni: Farsça deryā)
- Deniz
- Bilgili kimse
-
Bir şeyin bol olduğu yer
Kul Mustafa eydür coştum / Aşkın deryasına düştüm - Kul Mustafa
Ata Sözleri ve Deyimler
- derya gibi
Birleşik Kelimeler: deryadil, kaptanıderya, lebiderya, çamur deryası
SADIR (Kelime Kökeni: Arapça ṣadr)
- Göğüs, sine
- Yürek, kalp
- Kazaskerlere verilen unvan
- Sadrazam
Ata Sözleri ve Deyimler
- sadra şifa vermek
- Çıkan, görünen
Ata Sözleri ve Deyimler
- sâdır olmak
SERÇE
- Serçegillerden, insanlara yakın yerlerde yaşayan, kışın göçmeyen, koyu boz renkli, ötücü küçük bir kuş (Passer domesticus)
Ata Sözleri ve Deyimler
- serçeden korkan darı ekmez
Birleşik Kelimeler: serçe parmak, ağaç serçesi, dağ serçesi