ÇAYIRGÜZELİ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
ÇAYIRGÜZELİ harflerini içeren 3 harfli 55 kelime bulunuyor. 3 harfli ÇAYIRGÜZELİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÜÇ12,
ARİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿārī)
- Çıplak
-
Arınmış, soyutlanmış
Bu görüş her türlü edebî şişirmelerden ari bir görüştür. - Yahya Kemal Beyatlı
- İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Ari dil
ALİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿālī)
-
Yüce, yüksek
Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: Babıali, zatıalileri, zatıaliniz
- `Kurnazca ve haince düzen` anlamında Ali Cengiz oyunu, `çok zorba` anlamında Ali kıran baş kesen, `bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek` anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz
ELA
- Gözde sarıya çalan kestane rengi
-
Bu renkte olan
Ela gözlerini sevdiğim dilber / Seni görmeyeli göresim geldi - Karacaoğlan
İLE
-
Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
Çabuk bir süvari ile bana haber gönderiniz. - Ömer Seyfettin
-
Bazı soyut adlara getirildiğinde `... olarak, ... bir biçimde` anlamında durum zarfları oluşturan bir söz
Merhametle ona bakıyordu.
-
Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz
Annesi ile babası geldiler. Leylâ ile Mecnun. Gelmeleri ile gitmeleri bir oldu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... ile beraber
İLA (Kelime Kökeni: Arapça ilā)
-
Belirtilen sayıların da dâhil edildiği aralığı anlatan söz
Bugün Ege'de rüzgâr üç ila beş kuvvetinde esecekmiş.
LİR (Kelime Kökeni: Fransızca lyre)
- Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı
ARI
- Temiz
- Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf(II), halis, öz(II)
- Günahsız
Birleşik Kelimeler: arı duru, arı kil, arı sili, eteği arı
- Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica)
Ata Sözleri ve Deyimler
- arı bal alacak çiçeği bilir
- arı bey olan kovana üşer
- arı gibi
- arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur
- arı gibi sokmak
- arı kızdıranı sokar
- arının yuvasına kazık (veya çöp) dürtmek
- arı söğüdü, akıllı öğüdü sever
Birleşik Kelimeler: arı beyi, arı biti, arı dalağı, Arıkovanı, arı kovanı, arı kuşu, arı sütü, ana arı, ağaç arısı, bal arısı, eşek arısı, yaban arısı, yaprak arısı
IRA
- Karakter
İYE
- Kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, sahip
- Veli
Ata Sözleri ve Deyimler
- iyesi olmak
LEY (Kelime Kökeni: Rumence)
- Moldova ve Romanya'nın para birimi
REY (Kelime Kökeni: Arapça reʾy)
-
Oy
Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Düşünce, görüş, fikir
Vicdanları ile baş başa düşünüp sonra da aralarında müşavere ederek reylerini bildireceklerdi. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- rey vermek
RAY (Kelime Kökeni: Fransızca rail)
- Tren, tramvay vb. taşıtlarda tekerleklerin üzerinde hareket ettiği demirden yol
Ata Sözleri ve Deyimler
- raydan (veya rayından) çıkmak
- rayına girmek
- rayına oturtmak
ÜRE (Kelime Kökeni: Fransızca urée)
- Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
- Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz, kaorit tutkalı
YER
-
Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? - Memduh Şevket Esendal
-
Gezinilen, ayakla basılan taban
Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu. - Haldun Taner
-
Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge
Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır. - Reşat Nuri Güntekin
-
Durum, konum, vaziyet
Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir.
- Ülke
-
Görev, makam
Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz? - Memduh Şevket Esendal
-
Önem
Uçağın yurt savunmasındaki yeri.
- İz
-
Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa
Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar.
-
Ekime elverişli toprak parçası, arazi
Çorak yerde ot bitmez.
-
Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal
Toplantı yeri. Kaza yeri.
-
Otel, motel vb.nde kalınacak oda
Yeriniz var mı?
- Yerküre
-
Durum, konum
Sen benim yerimde olsan ne yapardın?
Ata Sözleri ve Deyimler
- yer açmak
- yer almak
- yer bakır gök demir kesilmek
- yer bulmak
- yer çevirmek
- yer değiştirmek
- yerde kalmak
- yer demir gök bakır
- yerden göğe kadar
- yerden yere çalmak
- yerden yere vurmak
- yere bakan (veya bakıp) yürek yakan
- yere bakmak
- yere baktırmak
- yere batasıca (veya batsın)
- yere batmak
- yere çalmak
- yere göğe koymamak
- yere sağlam basmak
- yere sermek
- yer etmek
- yere vurmak
- yere yığılmak
- yere yıkılmak
- yeri başka
- yeridir
- yeri gelmek
- yeri göğü ben yarattım demek
- yeri göğü birbirine katmak
- yeri göğü inletmek
- yeri göğü tırmalamak
- yeri göğü tutmak
- yerinde duramamak
- yerinde kalmak
- yerinden fırlamak
- yerinden oynamak
- yerinden oynatmak
- yerinde olmak
- yerinde saymak
- yerinde su çıkmak
- yerinde yeller esmek
- yerin dibine batırıp çıkarmak
- yerin dibine geçmek (veya batmak veya girmek)
- yerine geçmek
- yerine gelmek
- yerine getirmek
- yerine koymak
- yerine oturmak
- yerini almak
- yerini beğenmek
- yerini bulmak
- yerini doldurmak
- yerini ısıtmak
- yerini sevmek
- yerini tutmak
- yerini yapmak
- yerin kulağı var
- yeri olmak
- yeri öpmek
- yeri soğumadan
- yeri var!
- yeri yurdu belirsiz olmak
- yer kabul etmez
- yer kaplamak
- yer kapmak
- yerle beraber
- yerle bir etmek
- yerle gök bir olsa
- yerlerde sürünmek
- yerlere geçmek
- yerlere kadar eğilmek
- yerleri süpürmek
- yerle yeksan etmek
- yer öpmek
- yer tutmak
- yer vermek
- yer yarılıp içine girmek (veya geçmek)
- yer yerinden oynamak
Birleşik Kelimeler: yer adı, yer alıştırmaları, yeraltı, yer altı, yer belirteci, yerberi, yer biçimleri, yer bilimi, yer cücesi, yer çamı, yer çekimi, yer çekirdeği, yer çöküntüsü, yer değiştirme, yer domuzu, yer elması, yereşeği, yer fesleğeni, yer fıstığı, yer geçidi, yer hostesi, yer istasyonu, yer kabuğu, yer katı, yerküre, yer mantarı, yermerkezcilik, yer merkezli, yer meşesi, yer minderi, yer mumu, yer odası, yer ölçümü, yer örümceği, yeröte, yer özekçil, yer palamudu, yer pelidi, yer pırasası, yer sakızı, yer sarmaşığı, yer sarsıntısı, yer servisi, yer sıçanı, yer sofrası, yer solucanı, yer üstü, yer yağı, yer yatağı, yer yer, yer yurt, yer yuvarı, yer yuvarlağı, yeryüzü, yer zarfı, yerdegezen, yerden bitme, yerden selam, yerden temenna, yerden yapma, yere doğrulum, yeregeçen, yere yönelim, geometrik yer, kapalı yer korkusu, kara yer, köylük yer, ortalık yer, ara yerde, başı yerde, beşibiryerde, yüzü yerde, beyhude yere, boş yere, gereksiz yere, haksız yere, lüzumsuz yere, nafile yere, nahak yere, sebepsiz yere, yanlış yere, yok yere, atıştırma yeri, atış yeri, bayram yeri, bekleme yeri, besi yeri, bitirim yeri, buluşma yeri, çıkarma yeri, çıkış yeri, dalyan yeri, demir yeri, dizgi yeri, doğum yeri, edep yeri, gezinti yeri, hacet yeri, harman yeri, iş yeri, ivinti yeri, kabul yeri, kalafat yeri, kaşan yeri, kilit yeri, köy yeri, panayır yeri, park yeri, pazar yeri, piknik yeri, piyasa yeri, pot yeri, sargı yeri, satış yeri, şeref yeri, tan yeri, tırnak yeri, toplantı yeri, uğrak yeri, ut yeri, voli yeri, yangın yeri, yapı yeri, yargı yeri, yönetim yeri, ziyaret yeri, yerli yerine, ayıp yerler
YEL
- Rüzgâr
- Romatizma ağrısı
- Kalın bağırsaktaki gaz
Ata Sözleri ve Deyimler
- yele vermek
- yel gibi
- yel gibi gelen sel gibi gider
- yel üfürdü, sel (veya su) götürdü
- yel vermek
Birleşik Kelimeler: yel değirmeni, yelkesen, yelkıran, yelkovan, yelölçer, yel yepelek, yel yeperek, yelyutan, akça yel, ak yel, boz yel, kaba yel, kara yel, kızıl yel, akşam yeli, deniz yeli, gün yeli, kara yeli, sabah yeli, sam yeli, seher yeli, tan yeli, yıldız yeli