ÇAYGİLLER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ÇAYGİLLER harflerini içeren 4 harfli 29 kelime bulunuyor. 4 harfli ÇAYGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GAYE10, GAYR10, AGEL8, ERGİ8, GRİL8, GALE8, GALİ8, GERİ8, İLGA8, LİGA8, RİGA8, ÇİLE7, ÇARE7, ÇERİ7, ELÇİ7, İÇRE7, İÇEL7, İLÇE7, İLAÇ7, RİYA6, ALİL4, AİLE4, ERİL4, ELLİ4, İARE4, İLLE4, İLLA4, LİRA4, LALE4

ALİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿalīl)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hastalıklı, sakat

    Madrabaz ve kaparozcuların, hasta ve alillerin toplandığı bir merkezdir. - Burhan Felek

AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

  • Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü

    Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet

  • Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü

[halk ağzında]

  • Eş, karı
  • Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  • Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile

ERİL

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker

ELLİ

[isim]

  • Kırk dokuzdan sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 50 ve L rakamlarının adı

[sıfat]

  • Beş kere on, kırk dokuzdan bir artık

Birleşik Kelimeler: ellibir, elli binlik

[sıfat]

  • Eli olan

    Bu kocaman elli, muhteşem babadan bile korkmuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: açık elli, ağırelli, it elli, kadife elli

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme

İLLE

[zarf]

[halk ağzında]

  • İlla

Birleşik Kelimeler: ille velakin

İLLA (Kelime Kökeni: Arapça illā)

[zarf]

  • Ne olursa olsun, hangi şartta olursa olsun, her hâlde, ille, illaki

    İlla seni evine kadar geçireceğim diye ayak diriyor. - Haldun Taner

  • Hele, özellikle

LİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca lira)

[isim]

  • Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik

    Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı. - Refik Halit Karay

  • Bazı ülkelerin para birimi

    Mısır lirası. Suriye lirası.

[eskimiş]

  • Yedi gram ağırlığında altın sikke, liralık, sarı lira

Birleşik Kelimeler: ata lira, sarı lira

LALE (Kelime Kökeni: Farsça lāle)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Zambakgillerden, yaprakları uzun ve sivri, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte bir süs bitkisi (Tulipa gesneriana)
  • Meyve koparmak için ucuna üçlü veya dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık

[tarih]

  • Ağır hapis mahkûmlarının boynuna geçirilen demir halka

Birleşik Kelimeler: lale ağacı, denizlaleleri, Acem lalesi, dağ lalesi, İstanbul lalesi, Manisa lalesi, Muş lalesi, Osmanlı lalesi

RİYA (Kelime Kökeni: Arapça riyā)

[isim]

  • İkiyüzlülük

ÇİLE (Kelime Kökeni: Farsça çille)

[isim]

  • Zahmet, sıkıntı

    Bizim bu dünyadaki hayatımız da bir çileden ibaret olduğu düşünülecek olursa en münasip çilenin de burada olması icap ediyordu. - Asaf Halet Çelebi

[din bilgisi]

  • Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çile çekmek
  • çile çıkarmak (veya doldurmak)
  • çileden çıkarmak
  • çileden çıkmak
  • çilesi dolmak
  • çileye girmek

Birleşik Kelimeler: çilehane

[isim]

  • İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti
  • Yay kirişi

ÇARE (Kelime Kökeni: Farsça çāre)

[isim]

  • Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu

    Teklif ettiği çare ise şiddetli ve semereli bir tedbir olmaktan çok uzaktı. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Tedavi yolu, deva

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çaresine bakmak

Birleşik Kelimeler: hal çaresi

ÇERİ

[isim]

[eskimiş]

  • Asker

Birleşik Kelimeler: çeribaşı, yeniçeri

ELÇİ

[isim]

  • Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse, sefir
  • Bir uzlaşma sağlamak veya iş bitirmek için birinin yanına gönderilen kimse

[din bilgisi]

  • Peygamber

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elçiye zeval olmaz

Birleşik Kelimeler: büyükelçi, orta elçi

İÇRE

[zarf]

[eskimiş]

  • İçinde

    Âlem içre muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi - Muhibbi