ÇATLATILABİLMEK Harflerini İçeren 9 Harfli Kelimeler

ÇATLATILABİLMEK harflerini içeren 9 harfli 24 kelime bulunuyor. 9 harfli ÇATLATILABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BIÇAKLAMA16, ÇIKABİLME16, AÇABİLMEK15, BELÇİKALI15, ÇAKABİLME15, ÇALABİLME15, ÇATABİLME15, AÇKILATMA14, AÇIKLATMA14, ALÇILATMA14, ALÇILAMAK14, ÇITLATMAK14, TIKAÇLAMA14, ALÇALTMAK13, BALIKLAMA13, ÇALAKALEM13, ÇATLATMAK13, İLAÇLAMAK13, ATABİLMEK12, ALABİLMEK12, ATLATILMA11, ALELITLAK10, ALLAMELİK10, TELALAMAK10

ALELITLAK (Kelime Kökeni: Arapça ʿalā'l-iṭlāḳ)

[zarf]

[eskimiş]

  • Genel olarak

ALLAMELİK

[isim]

  • Allame olma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allamelik taslamak

TELALAMAK

[-i]

  • İki kumaş parçası arasına tela koymak

ATLATILMA

[isim]

  • Atlatılmak işi

ATABİLMEK

[-e]

  • Atma ihtimali veya imkânı bulunmak

    Üstüme, beni ancak örtebilecek bir takım palaspareler atabilseydim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Atmaya gücü yetmek
  • Atma becerisi bulunmak

ALABİLMEK

[-i]

[nesnesiz]

  • Alma ihtimali veya imkânı bulunmak

    Mamafih arada bir ufak tefek işleri de kendi hesabıma alabiliyorum. - Nazım Hikmet

  • Almaya gücü yetmek
  • Alma becerisi bulunmak

ALÇALTMAK

[-i]

  • Alçak duruma getirmek

    Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Değerini azaltmak

    Sözleriyle kendini alçalttı.

BALIKLAMA

[zarf]

  • Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde

    Suya, idmancı gençlerin yaptığı gibi balıklama atlamadı. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden (girişmek)

    Bu ilginç resimden yola çıkarak yaratacağı öykünün içine gönüllü olarak balıklama daldı. - İnci Aral

ÇALAKALEM

[zarf]

  • Gelişigüzel, durmadan yazarak

    Delegasyonumuz aleyhine çalakalem bir polemiğe girişmiş bulunuyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

ÇATLATMAK

[-i]

  • Çatlak duruma getirmek

    Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı. - Ömer Seyfettin

  • Çatlamasına yol açmak

    Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Sabrını taşırmak

    O dibek kafalı Sülükoğlu'nu hasedinden çatlatacağız. - Ercüment Ekrem Talu

[mecaz]

  • Aklını kaçırmak

İLAÇLAMAK

[-i]

  • İlaç sürmek
  • Mikroplardan arındırmak, zararlı böceklerden korunmak amacıyla ilaç püskürtmek veya sıkmak

    Ekici borç harç ilaçlayacaktı tarlasını. - Necati Cumalı

AÇKILATMA

[isim]

  • Açkılatmak işi

AÇIKLATMA

[isim]

  • Açıklatmak işi

ALÇILATMA

[isim]

  • Alçılatmak işi

ALÇILAMAK

[-i]

  • Alçı ile sıvamak

    Duvarın deliklerini alçıladım.