ÇARPIŞILMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

ÇARPIŞILMAK harflerini içeren 7 harfli 69 kelime bulunuyor. 7 harfli ÇARPIŞILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞARAPÇI18, APIŞLIK16, APIŞMAK16, ÇIRPMAK16, ÇIKIŞMA16, ÇALIŞIM16, ÇAPKIMA16, ÇARPILI16, KAPILIŞ16, KAPIŞMA16, KALIPÇI16, APAŞLIK15, AŞÇILIK15, ALKIŞÇI15, ÇIKARIŞ15, ÇALIŞMA15, ÇAMAŞIR15, ÇAPAKLI15, ÇAKILIŞ15, ÇAKIŞMA15, ÇARPMAK15, ÇARŞILI15, KAÇIŞMA15, KAÇIRIŞ15, PARÇALI15, PAÇALIK15, PAŞALIK15, ŞAPKALI15, ÇIKMALI13, ÇIKARIM13, ÇIKILMA13, IŞILAMA13, KIPRAMA13, KIRIŞMA13, KAPILMA13, KAMÇILI13, KAMIŞLI13, KARIŞIM13, PIRLAMA13, RAMPALI13, ŞIMARIK13, ARAPLIK12, ARPALIK12, AŞILMAK12, AŞIRMAK12, AÇILMAK12, AÇMALIK12, ALMAŞIK12, ALIŞMAK12, ÇIRAKMA12, ÇIRALIK12, ÇIKARMA12, ÇAKILMA12, ÇARIKLI12, KIŞLAMA12, KAÇIRMA12, KAÇILMA12, KARIŞMA12, MAŞALIK12, PARALIK12, ŞIRLAMA12, ŞIRALIK12, ARKALIÇ11, KAŞARLI11, KIRMALI10, KIRILMA10, KARILMA9, MARKALI9, RAKAMLI9

KARILMA

[isim]

  • Karılmak işi

MARKALI

[sıfat]

  • Markası olan

RAKAMLI

[sıfat]

  • Rakamı olan, içinde rakam bulunan

    Üç rakamlı sayı.

KIRMALI

[sıfat]

  • Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili

    Beyaz, kırmalı, fistolu bir gecelik giymiş, yalnız bir kızı düşünüyorum. - Nezihe Meriç

KIRILMA

[isim]

  • Kırılmak işi

    Ancak diyince şu bilmem ne kulübüyle bilmem ne kulübünün son maçlarındaki kafa, kol, bacak kırılmasından söz açacağımı sanmayınız. - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Yürürken salınma, nazlı yürüyüş

[fizik]

  • Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışının doğrultusunu değiştirmesi

    Gözlükleri pencerelerden yansıyan ışık kırılmalarıyla çevresine gökkuşağı renkleri saçıyor. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: kırılma noktası

ARKALIÇ

[isim]

[halk ağzında]

  • Arkalık

KAŞARLI

[sıfat]

  • Kaşarla yapılmış

    Kaşarlı tost.

[mecaz]

  • Hoşa gitmeyen bir harekete veya bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymayan

[mecaz]

  • Oyunda açıkgöz, kurnaz olan

ARAPLIK

[isim]

  • Arap olma durumu

ARPALIK

[isim]

  • Arpa ekilen yer, arpa tarlası

    Hüseyin'i köyün kenarında, arpalık hendeğinin içinde öldürülmüş buldular. - Memduh Şevket Esendal

  • Arpa konulan yer
  • Hayvanın dişinde bulunan ve hayvan yaşlandıkça silindiği için yaşını belli eden bir nişan

[mecaz]

  • Karşılıksız yarar sağlanılan yer veya kimse, yemlik

[tarih]

  • Osmanlılarda memurlara görevleri sırasında maaşlarına ek olarak, görevden ayrıldıktan sonra ise bir tür emeklilik maaşı olarak verilen gelir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arpalık yapmak

AŞILMAK

[nesnesiz]

  • Aşma işine konu olmak

AŞIRMAK

[-i]

[-den]

  • Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek

[-i]

[argo]

  • Çalmak, çalıp götürmek, araklamak

    Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-e]

[-i]

  • Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak

    Yangın büyüyünce eşyayı bostana aşırdılar.

[edebiyat]

  • Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek

AÇILMAK

[nesnesiz]

  • Açma işine konu olmak

    Kasabada bir çırçır fabrikası açılmış. - Ahmet Ümit

  • Renk koyuluğunu yitirmek

    Perdenin rengi açıldı.

  • Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak

    Ateşi düşünce hasta açıldı.

  • Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak
  • Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak
  • İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak
  • Genişlemek, bollaşmak

    Ayakkabısı açıldı.

  • Delinmek, yırtılmak

    Pantolonun dizleri açıldı.

  • Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek

    Belki hava açılıyor. - Refik Halit Karay

  • Gereken güce ulaşmak

    Araç uzun yolda açıldı, hızı arttı.

[-den]

  • Kıyıdan uzaklaşmak

    Ben yüzerken biraz fazla açıldım, kendimi Vardar'ın kuvvetli bir akıntısına kaptırdım. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kapı, yol vb. geçit vermek

    Yol açılmış, biriken vasıtalar sel hâlinde akmaya başlamıştı. - Haldun Taner

[-e]

[mecaz]

  • Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek

    Hiç kimseye açılmayarak yaşadığım bu altı ay beni bitirdi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak

[mecaz]

  • Yeni bir bakış açısı getirmek

[mecaz]

  • Ayrıntıya girmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açılan solar, ağlayan güler
  • açılıp saçılmak

AÇMALIK

[isim]

  • Kiri çıkarmak veya eşyayı iyice temizlemek için kullanılan her türlü madde

ALMAŞIK

[sıfat]

  • İki veya daha çok şeyin sıralanmasında karşılıklı değil, aralıklı olarak sağda ve solda yerleşmiş olan
  • Almaşlı olarak işleyen, mütenavip, alternatif

Birleşik Kelimeler: almaşık yapraklar

ALIŞMAK

[-e]

  • Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek

    Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım. - Etem İzzet Benice

  • Yadırgamaz duruma gelmek

    Dar ve alıştığımız çerçeve içinden çıkmak bizi şaşırtacağı için onu istemeyiz. - Asaf Halet Çelebi

  • Uyar duruma gelmek, intibak etmek

    Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor. - Nezihe Araz

  • Sürekli ister olmak, bağımlılık kazanmak

    Tütüne alışmak. İlaca alıştı.

  • Bağlanmak, ısınmak

    Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Evcilleşmek, ehlîleşmek

[nesnesiz]

  • Tutuşmak, yanmaya başlamak