ÇARPINTISIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ÇARPINTISIZ harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇARPINTISIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇIPIR14,
ARTIN
- Katyon
NATIR (Kelime Kökeni: Arapça nāṭir)
- Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın
Birleşik Kelimeler: natır nalını
TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)
- Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
-
Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme
Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- transa geçmek (veya girmek)
TANRI
- Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah
Birleşik Kelimeler: tanrıtanımaz, çok tanrılı
-
Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan
İnsanlar Tanrı rahmeti olan yağmurun yüzünü çoktan unutmuşlardı. - Nezihe Araz
Ata Sözleri ve Deyimler
- Tanrı'nın günü
- Tanrı'ya şükür
- Tanrı aşkına
- Tanrı korusun
- Tanrı yarattı dememek
Birleşik Kelimeler: tanrı bilimi, Tanrı kayrası, Tanrı misafiri, Tanrı vergisi, çok tanrıcı, kamu tanrıcı, tek tanrıcı, tüm tanrıcı
ISTAR (Kelime Kökeni: Rumca)
- Halı, kilim dokunan tezgâh
NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)
-
En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri
Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- nasır bağlamak (veya tutmak)
- nasırına basmak
Birleşik Kelimeler: nasır yakısı
RASIT (Kelime Kökeni: Arapça rāṣid)
- Gözlemci
SIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣirāṭ)
- Sırat köprüsü
- Yol
Birleşik Kelimeler: sırat köprüsü
SANRI
-
Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon
Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey. - Attila İlhan
SATIR (Kelime Kökeni: Arapça saṭr)
-
Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi
İki dakika süren bu duygusuzluktan sonra bu üç dört satırın cehennemî manaları anlaşılmaya başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Birleşik Kelimeler: satır arası, satır başı, satır satır, satır sonu
- Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir bıçak türü
Ata Sözleri ve Deyimler
- satır atmak
SINIR (Kelime Kökeni: Rumca)
- İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut
- Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi
-
Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç
Bataklığın sınırı. Ormanın sınırı.
-
Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit
Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı olmayacaktı. - Halikarnas Balıkçısı
- Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit
- Uç, son
Ata Sözleri ve Deyimler
- sınır çekmek (veya çizmek)
- sınırlarını (veya sınırını) zorlamak
Birleşik Kelimeler: sınır açı, sınıraşan, sınır boyu, sınır dışı, sınır kapısı, sınır karakolu, sınır taşı, açlık sınırı, akma sınırı, takat sınırı, yaş sınırı, yoksulluk sınırı
TIRIS
-
Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü
Hafif tırıs üzere yürüyen hayvanı âdeta dörtnala koşturmaya başlıyordu. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- tırısa kalkmak (veya geçmek)
- tırıs gitmek
Birleşik Kelimeler: tırıs tırıs
ARTÇI
- Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket
- Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı
- Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı
Birleşik Kelimeler: artçı deprem, artçı sarsıntı, artçı şok
ÇINAR (Kelime Kökeni: Farsça çenār)
- İki çeneklilerden, 30 metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)
- Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri
NAZIR (Kelime Kökeni: Arapça nāẓir)
-
Bir yere doğru bakan (ev, oda vb.)
Küçük fakat çok şirin bir oda, gölgelik, denize nazır. - Haldun Taner
-
Bakan
Eski nazırlardan birisine ilk defa burada rastladım. - Aka Gündüz
Birleşik Kelimeler: hariciye nazırı, telaşe nazırı