ÇARPTIRMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ÇARPTIRMAK harflerini içeren 6 harfli 29 kelime bulunuyor. 6 harfli ÇARPTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇIRPMA15, ÇARPIM15, KAMPÇI15, APAÇIK14, ÇAPMAK14, ÇARPIK14, ÇARPMA14, PARKÇI14, ÇAPRAK13, KIRPMA12, MATKAP11, PITRAK11, PARMAK11, TRAMPA11, TAPMAK11, ARAKÇI10, ÇARKIT10, ÇATMAK10, IRAKÇA10, KARMAÇ10, KARTÇA9, ARITMA8, AKITMA8, IRAMAK8, KARIMA8, TIKAMA8, ARTMAK7, KIRAAT7, MATRAK7

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

KIRAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳirāʾat)

[isim]

[eskimiş]

  • Okuma

    Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

  • Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıraat etmek

Birleşik Kelimeler: kıraathane

MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[tarih]

  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek

[sıfat]

[argo]

  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek

ARITMA

[isim]

  • Arıtmak işi

Birleşik Kelimeler: arıtma ünitesi

AKITMA

[isim]

  • Akıtmak işi, isale

    Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak

  • Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke
  • Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü

[halk ağzında]

  • Enli bilezik

IRAMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak

    Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım - Halk türküsü

KARIMA

[isim]

  • Karımak işi

TIKAMA

[isim]

  • Tıkamak işi

    Tırmanıp gedikten girer girmez toprak dolu çuvallarla burayı tıkamaya çalışan insanlarla yüz yüze geldi. - İhsan Oktay Anar

KARTÇA

[sıfat]

  • Gençliği azalmış, yaşı geçkince
  • Tazeliği azalmış (meyve, sebze)

ARAKÇI

[sıfat]

[argo]

  • Araklayan, çalan (kimse)

ÇARKIT

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Eski, bozuk, sakat

ÇATMAK

[-i]

  • Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak

    Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. - Falih Rıfkı Atay

  • Kereste vb.ni birbirine tutturmak

    Kırık tahtaları bir solukta yan yana çattılar. - Lâtife Tekin

  • Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek

    Koca bir nahiye titreştik, odunsuz yattık / O büyük mektebi gördün ya, kışın biz çattık - Mehmet Akif Ersoy

  • Yükü hayvana iki yanlı yüklemek
  • Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak

[-e]

  • Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak

    Hacı Mustafa bağırıyor, ömründe böyle bir işe çatmadığını söylüyordu. - Refik Halit Karay

[-e]

  • Yazıyla veya sözle sataşmak

    Böyle söyler de sonra yemek biraz azca çıkarsa yahut pek düzgün olmasa aşçıya çatacak gibi olur. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • Rastlamak, karşılaşmak

    Nerden çattım böylesi bir güzele... - Cahit Sıtkı Tarancı

[-e]

[hukuk]

  • Gemiler birbirine çarpmak

Birleşik Kelimeler: çöpçatan

IRAKÇA

[sıfat]

  • Biraz uzak, uzak gibi

KARMAÇ

[isim]

[teknik]

  • Yapı işlerinde harcı karmaya yarayan alet, mikser

MATKAP (Kelime Kökeni: Arapça mis̱ḳab)

[isim]

[teknik]

  • Tahta, maden, beton vb. sert maddeler üzerinde delik açmaya yarayan alet, delik açma aleti, delgi