ÇARPMASIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇARPMASIZ harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇARPMASIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SPAZM14, ARPÇI13, ÇAPMA13, ÇARPI13, AÇMAZ12, ÇAPAR12, PISMA12, PARÇA12, PAZAR12, SIZMA11, SIÇMA11, SAPMA11, ARSIZ10, PARSA10, RAMPA10, RASPA10, SIRÇA10, SARPA10, SARIZ10, SAÇMA10, ZARSI10, ARIZA9, ÇASAR9, MARAZ9, SARAÇ9, MISRA8, SIRMA8, SARIM8, IRAMA7, SARMA7

IRAMA

[isim]

  • Iramak işi

SARMA

[isim]

  • Sarmak işi

    Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi. - Muzaffer Uyguner

  • Saran, içine alan şey, zarf

[askerlik]

  • Çevirme
  • Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek

[madencilik]

  • Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk

[sıfat]

  • Sarılarak yapılan

    Sarma yay.

Birleşik Kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması

MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)

[isim]

[edebiyat]

  • Dize

SIRMA

[isim]

  • Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel

    Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan

    Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel

  • Rütbe gösteren şerit

Birleşik Kelimeler: sırma saç

SARIM

[isim]

  • Sarma işi
  • Bir şeyi bir kez saracak miktar

[fizik]

  • Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası

ARIZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriża)

[isim]

  • Aksama, aksaklık, bozulma

[coğrafya]

  • Engebe

[müzik]

  • Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar işaretlerinin ortak adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arıza yapmak

ÇASAR (Kelime Kökeni: Macarca császár)

[isim]

[eskimiş]

  • Viyana'da oturan Alman imparatoruna verilen unvan

MARAZ (Kelime Kökeni: Arapça maraż)

[isim]

[eskimiş]

  • Hastalık

[mecaz]

  • Dayanılması güç durum

[sıfat]

[mecaz]

  • Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan

    Aman ne maraz adamsın!

SARAÇ (Kelime Kökeni: Arapça serrāc)

[isim]

  • Koşum ve eyer takımları yapan veya satan kimse
  • Koşum ve eyer takımlarını işleyen ve süsleyen kimse
  • Deri, muşamba vb.nden bavul, çanta yapan kimse

Birleşik Kelimeler: saraçhane

ARSIZ

[sıfat]

  • Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)

    Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Açgözlü davranan (kimse)

[mecaz]

  • Kolayca üreyebilen (bitki)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arsızın yüzüne tükürmüşler, "yağmur yağıyor" demiş

Birleşik Kelimeler: arsız arsız, dayak arsızı, tokat arsızı

PARSA (Kelime Kökeni: Farsça pārse)

[isim]

  • Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para

    Yıllardır parsa topladığı şehri geride bırakıp karanlık çökünceye kadar kırlarda yürüdü. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • parsayı başkası toplamak

RAMPA (Kelime Kökeni: İtalyanca rampa)

[isim]

  • Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü

    Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set

    Birimiz istasyon rampalarında yan gelirken birimiz yokuşlarda çabalar. - Arif Nihat Asya

  • Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç

[askerlik]

  • Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek

[denizcilik]

  • Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması

[denizcilik]

  • İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rampa etmek

Birleşik Kelimeler: kaçış rampası

RASPA (Kelime Kökeni: İtalyanca raspa)

[isim]

  • Demir, tahta yüzeylerdeki boya, pas vb.ni çıkarma, pürüzleri gidermek amacıyla kullanılan iri dişli bir törpü
  • Kunduracılıkta köselenin yüzünü sıyırmaya ve perdahlamaya yarayan alet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • raspa etmek

Birleşik Kelimeler: raspa taşı

SIRÇA

[isim]

  • Cam

    Mermere düşen sırça gibi tuz buz oldu. - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Camdan yapılmış

    Kadınlar kollarında birçok sırça bilezikler taşırlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: sırça köşk

SARPA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • İzmaritlerden, boyu 35 santimetre kadar olan bir Akdeniz balığı (Boops salpa)